İnanmışlık, adanmışlık, teslimiyet ve yakarış...
Evet, bir Kurban Bayramı’na daha kavuşuyoruz. Rabbim öncelikle acı, kan ve gözyaşının dindiği, çekilen çile ve zulümlerin sona erdiği günlerin başlangıcı olmasını nasip etsin. İnsanlığa sağlık, huzur ve mutluluk getirsin bu bayram.
***
Elbette mutluluk ve huzur için de biz insanoğluna düşen görevler var. Onları harfiyen yerine getirmeliyiz ki beklentilerimize karşılık bulabilelim.
Mesela bayram tatili için yola çıkan sürücülerimizin araçlarda can taşıdığını düşünerek yolculuk yapması veyahut tatil için gidilen bölgelerde çevre temizliğine ve korunmasına dikkat edilmesi bu görevlerden bazıları ki bunlar dünya işleri. Ya bir de inancımız gereği ahiret için yapacaklarımız.
***
Bunlardan ilki elbette imkanı olanların Kurban vazifesini yerine getirmesi. Bu vazifeyi yerine getirmek için sadece bir hayvanın kanını akıtmak yetmiyor. Allah'ın emrettiği şekilde o vazifeyi yapabilmek önemli.
Arife günü sabah namazından itibaren başlayıp bayramın son günü ikindi namazı dahil olmak üzere Teşrik Tekbiri getirmek, Kurban kesildikten sonra iki rekat şükür namazı kılmak bunlardan en önemlisi.
***
Tüm bunları yaptıktan sonra da kesilen kurban'ın fazla parçalarını ulu orta rastgele atmamak ta çok önemli. Yani kısacası dinimizin gereğini yapacağız derken günaha girmemek gerektiğini de hatırlatmak istedim.
***
Bu arada bir hatırlatma daha yapmakta fayda var. Kurban Bayramı dolapların derin dondurucusunu etle doldurmak için iple çekilen gün olmamalı. Kesilen kurbandan mutlaka ve mutlaka ihtiyaç sahiplerine pay vermeliyiz. Yani kurban'ın paylaşmak olduğunu unutmayalım.
SON SÖZ
Bu bilinç ve düsturla hareket ederek huzurlu bir bayram geçirelim inşallah. Herkese sevdikleriyle birlikte sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir bayram diliyorum.
