Gerçekten garip bir siyaset anlayışımız var, anlamak mümkün değil. Körü körüne bağlı olduğumuz siyasi partilerin doğrularını da yanlışlarını da alkışlamakla ellerimiz nasırlaştı resmen. Adam doğru söylese şak şak şak, yanlış söylese şak şak şak! Yetmez, algı yapar, yalan söyler, yine aynı. Bu kadarına da pes artık diyesim geliyor ama desek ne olacak sanki?
***
Bakın mesela bu ülkede yıllardır "Ben iktidar
olacağım" diye her dönem iddialı çıkışlar yapan ana muhalefet partisinin
genel başkanına. Adamda öyle bir durum var ki, durduğu yerde duramıyor. Eskiden
de böyleydi. Genel başkan olunca belki değişir diye düşünmüştüm ama yanılmışım.
Değişen hiçbir şey yok. Eski tas eski hamam misali, savun yanlışı, salla
iktidara, sonra da seçim kazanmayı bekle. Bu kafayla ancak rüyasında görür.
***
Çünkü hep diyoruz ya, siyasetin asli unsuru insandır diye.
İşte o insanı günü geçiştirme adına, körü körüne partisine bağlanmış tabanı
ayakta tutma adına gerçeklerden uzak bir politika anlayışı güderseniz, sonuç
hep hüsran olmaya mahkumdur.
***
Mesela bakın son haftada yaşadıklarımıza. CHP'li Beşiktaş
Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın da aralarında bulunduğu birçok isim gözaltına
alındı, sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklandılar. Vay efendim, nasıl
gözaltına alınırmış bir belediye başkanı, çağırırsanız gelirmiş.
***
İyi de arkadaş, bu ülkede kanunlar önünde herkes eşit değil
mi? Gariban bir vatandaş yanlış yaptığı zaman nasıl bir muamele görüyorsa,
makamı, kimliği, etiketi ne olursa olsun aynı muameleye tabi olmalı. Ayrıcalığı
mı var ki, onun da gözaltına alınmaması gerekiyor?
Yoksa siz iktidar olsanız yasaları çiğneyip birilerini böyle
ayrı muameleye tabi tutarak koruyup kollayacak mısınız? Bence doğru olan ve
olması gereken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, o belediye başkanına, varsa
yanlışı, ki iddialar var, o halde niye yanlış yaptığını sormasıdır. Tamam,
partilisine sahip çıkacak, ama körü körüne değil. Yanlış yapan varsa bedelini
ödeyecek, ödettirilmeli de!
***
Ancak partilisine sahip çıkma adına, hiç kimse ülkenin
kanunlarını, kurallarını hiçe sayamaz. Saymamalı! Eğer siz sorumluluk makamı
olarak, bu tür yanlışları yapanlara sahip çıkarsanız, başka yanlış yapacak
kişilerin önünü açar ve yeni yanlışlar ortaya çıkarırsınız. Seçilmişsinizin
yanlış yapmadığına kanaat getiriyorsanız, yığarsınız avukat ordusunu ve hukuki
anlamda hakkını sonuna kadar ararsınız.
KUTU
HAK, HUKUK, ADALET
Benim bildiğim hukuk devletinde kurallar böyle işler. Ama
"ben hukuk tanımam" anlayışı içerisinde bir siyaset yapmaya
kalkarsanız, yıllarca meydanlarda bağırdığınız bu sloganının da yalandan ibaret
olduğu ortaya çıkar ki, o zaman siyasetin aslında unsuru olan insanlar size
güvenmez, oy vermez ve iktidar yapmaz. Öyle değil mi?
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz