Gazetecilik aslında zor bir meslektir. "Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabilirsin" sözü, tam da bizim meslek için söylenebilecek bir cümledir. Çünkü yaptığınız haberler, öyle ya da böyle, birilerini rahatsız eder ve durum böyle olunca hemen bir yafta yapıştırılır.

***

Ya yandaş, ya satılık kalem ya da falanın filanın adamı denir. Çok şükür ki bu güne kadar ne satılık diyen oldu ne de birinin adamı diyen. Diyemezler de zaten, çünkü hiç bir zaman abdestimizden şüphemiz olmadı.

Sadece milletin sesi olmaya, elimizden geldiği kadar hakkı ve hakkaniyeti gözetmeye çalıştık bugüne kadar. Rabbim ne kadar ömür verirse, bundan sonra da inşallah aynı düsturla devam edeceğiz.

***

Tabi, bu anlayışla yolumuza devam ederken bazı çevrelerin dümen suyuna gitmediğimiz için yandaş gibi yakıştırmalar da yapılmadı değil. Ama olsun, zaten biz yandaşız.

Haktan, hakikatten ve haklıdan yana yandaşız. Vatan ve milletten yana yandaşız. Din, devlet, bayrak, millet kırmızı çizgilerimizdir ve öyle de kalacak. Milli ve manevi değerlerden yana olmaya devam edeceğiz, taviz de vermeyeceğiz bunlardan.

***

Fakat bu değerlerden taviz vererek fon almak isteyen, birilerinin beslemesi haline gelen sapkın zihniyetliler yüzünden toplumda maalesef hak ettiğimiz değeri göremiyoruz.

Çünkü bizim toplum, kurunun yanında yaşı yakmayı da iyi bildiği için, arada kaynayıp gidiyor maalesef iyi olanlar. Keşke herkes hak ettiği kadarını yaşayabilse, ama... Elbet bir gün o günler de yaşanacak.

***

Elinde kalem olması gerekirken, silah olanların, beyin yakan ifadelerle vatan millet düşmanlarına çığırtkanlık yapanların, ülkemizin milli ve manevi değerlerine karşı her türlü ahlaksızlığı yapanların, beyinlerindeki ideolojik zehiri satırlarına döken kiralık kalemlerin ve idrak ishaline yakalanmış ruhu bozukların bir gün sonu gelecek.

***

O zaman gerçekten vatandaşın doğru ve tarafsız bir şekilde haber alabilmesi için, kalemini ve onurunu satmadan çalışanların sayısı çok daha fazla olacak. Ve işte o zaman, gerçekten çalışan gazeteciler için bir bayram olacak.