Gazete sayfalarına, internet haber sitelerine ve sosyal medya hesaplarına baktığımızda dün çarşaf çarşaf Kadınlar Günü kutlama mesajları gördük. Her kurum, kuruluş ve siyasi parti öylesine güzellemeler yapıyor ki insanın “Maşallah, ne de güzel düşünceleri var” diyesi geliyor. Ancak söylemler ile eylemler kıyaslandığında, ne kadar iki yüzlü olduklarını anlamak hiç de zor olmuyor.
***
Bazı muhalefet grupları ve onların arka bahçesi konumundaki
birtakım sivil toplum kuruluşları, eylem ve söylemleriyle o kadar çok ters
düşüyor ki insan, tüm bu olup bitenleri hayretler içinde izliyor. Böylesine
özel ve anlamlı günlerde sokaklara dökülüp iktidarın uygulamalarını sert
şekilde eleştiriyorlar ama sanki kendileri kadınları baş tacı yapıp başlarının
üstünde gezdiriyormuş gibi bir hava estiriyorlar. Kendi cenahlarında kadınların
tüm haklarını vermişler, kadını bir meta olarak görmekten vazgeçmişler, sanki
kadınlar o tarafta taciz edilmiyor, tecavüze, cinsel istismara veya mobbinge
maruz kalmıyor!
***
Elbette kadınların hiçbir yerde ötelenmesi, hakir görülmesi,
ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi tutulması veya sadece cinsel bir obje
olarak görülmesi asla kabul edilemez bir anlayıştır ve bu her yerde böyle
olmalıdır. Ancak öylesine uygulamalar ve davranışlar görüyoruz ki “Dinime söven
Müslüman olsa” demekten kendimizi alamıyoruz.
***
Kadın hakları konusunda mangalda kül bırakmayan, “Kadınların
hakkı verilmiyor, kadın bir meta gibi kullanılıyor, kadın ikinci sınıf vatandaş
muamelesi görüyor” ifadeleriyle kendilerinden başka herkesi suçlama
alışkanlığına kapılan bazı CHP’lilerin gerçek yüzü, Kadıköy Belediye
Meclisi’nde görüldü. Kadıköy Belediye Meclisi’nin tek AK Partili kadın meclis
üyesi Elif Lale Bilgili’nin konuşmasına tahammül edemeyen CHP’li Meclis Başkanı
Ahmet Kurtuluş, mikrofonunu kapatmakla yetinmeyip “Şunu atalım dışarıya” dedi.
***
Hani CHP’nin kadın hakları söylemleri nerede kaldı? Kadının
sesine bile tahammül edemedikleri aleni şekilde ortaya çıktı. Kadına yönelik
her türlü baskıya ve ayrımcılığa karşı çıktıklarını iddia edenlerin, iş kendi
siyasi görüşlerine uymayan bir kadına gelince nasıl otoriterleştiğini, nasıl
tahammülsüz davrandığını bir kez daha görmüş olduk.
***
Kadınları özgürleştirdiğini iddia edenlerin aslında sadece
kendi ideolojilerine hizmet eden kadınları savunduğu, kendilerinden olmayan
kadınları ise yok saydığı artık aşikâr. Bugün dillerinden kadın haklarını
düşürmeyenler, aslında yıllardır kadın emeğini istismar eden, kadınları sadece
bir araç olarak gören anlayışın en büyük temsilcisi konumunda. Kadının
gerçekten özgür ve güçlü olmasını isteyenler, yalnızca sözde değil,
eylemleriyle de bunu göstermelidir.
***
Bakalım, dillerinden kadın haklarını düşürmeyenler bu duruma
ne diyecek? Şimdi hepsi birden samimiyet testinden geçecek. Kadınlar konusunda
riyakârlık yapıp yapmadıklarını millet olarak görmüş olacağız. Gerçekten
kadınların yanında olanlar mı, yoksa kadınları yalnızca siyasi malzeme olarak
kullananlar mı, bu tablo her şeyi ortaya koyuyor.
***
Bu ikiyüzlülüğün ve çifte standardın artık herkes tarafından
görülmesi gerekiyor. Kadın hakları konusunda samimi olanlar, yalnızca kendi
mahallelerindeki kadınları değil, tüm kadınları kucaklamalıdır. Ama ne yazık ki
olaylar bize gösteriyor ki bazı kesimler için kadın hakları, sadece işlerine
geldiğinde kullandıkları bir siyasi malzemeden ibaret!
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz