Adana'nın bereketli topraklarına, Çukurova'nın eşsiz atmosferine
birkaç gün boyunca iş için adım attım. Bu bölge, verimliliği, benzersiz havası
ve misafirperver insanlarıyla gelenlere farklı bir deneyim sunuyor. Adana gibi
tarımsal potansiyeli yüksek olan şehirler, Antalya gibi doğasıyla büyüleyici
bölgeler arasında yer alıyor. Yol boyunca ilerlerken, portakal ağaçlarının
sıralandığı, meyvelerin ve sebzelerin tarlalarda büyüdüğü manzaralar
gözlerinizin önüne seriliyor. Bu manzara, adeta doğal bir hazine gibi insanlığa
ilham veriyor, bizlere bu eşsiz güzelliğiyle bir şeyler anlatmak istiyor.
***
Adana’yı ziyaret ederken, ülkemizin şehirlerinin ne kadar güzel ve
özel olduğunu bir kez daha anladım. Tarımın yoğun olduğu kentlerde toprağa ne
ekerseniz, daha fazlasını size armağan ediyor. Adana, verimli topraklarıyla
tanınan bir kent olmasına rağmen, son dönemlerde beton yığınları arasında
sıkışmış. Yüksek katlı binalar, kentin siluetine hâkim bir görünüm sergiliyor.
***
6 Şubat’ta meydana gelen deprem, bu kente ciddi zararlar vermiş.
Depremde yıkılan binaların yanı sıra, yıkılmaya yüz tutmuş pek çok bina da var.
Özellikle Turgut Özal ve Süleyman Demirel mahallelerinde depremden zarar gören
bölgeler bulunuyor. Bu mahallelerde, yeni yapılmış birçok bina kaderine terk
edilmiş durumda!
***
Bölgede, bazı sokaklardan geçmekten çekinilen yerlerde, insanlar
hayatlarına devam etmek zorunda kalıyorlar. Çünkü başka seçenekleri yok. Ev
kiraları hızla artıyor ve hayat pahalılığı da eklenince, insanlar zorlu bir
süreci dengelemeye çalışıyorlar. Deprem öncesinde bin TL'nin altında kira
ödeyen insanlar, depremden sonra olağanüstü yüksek kiralarla karşılaşmışlar.
***
Bugün Turgut Özal ve Süleyman Demirel mahallelerinde, 10 bin
TL'nin altında bir ev bulmak neredeyse imkânsız hale gelmiş. Bu fiyatın altında
olan yerlerin, genellikle depremden zarar görmüş binalar olduğu söyleniyor. Deprem öncesi milyonlarca liraya satılan katlı
binalara rağbet azalmış. Kentte varlıklı insanların büyük çoğunluğu villa tipi
evlere yönelmiş. Bu nedenle Adana’da arsa fiyatları tavan yapmış durumda.
***
Hal böyleyken bu kentte belediye başkanlığına aday olan isimler
hala kentsel dönüşüm vaatlerine sarılmış durumda. Gördüğüm, okuduğum tüm
belediye başkanları betona yatırım yapmayı vaat ediyor. Bu çok ama çok yanlış.
***
Bence, kısa bir sürede belediye başkanları tarımsal projeler
oluşturmalı ve bu projeleri başkan olduktan sonra hayata geçirmeli.
***
Kentsel dönüşümle betona yatırım yapmak doğru bir yaklaşım değil.
Adana’yı, Antalya’yı, Mersin’i yeniden var etmenin yolu bana göre tarımdan
geçiyor. Bu kentlerin kentsel dönüşüme
değil, tarımsal dönüşüme ihtiyacı var. Tarımsal olanakların zenginleştirilmesi,
insanların geçim kaynağının tarıma yönlendirilmesi gerekiyor. Türkiye’de
tarımsal verimliliğin yüksek olduğu tüm şehirlerin, tarımsal dönüşümü bu ülkeyi
çok daha farklı bir yere koyacaktır.
***
Gıda önümüzdeki yüzyılın en önemli problemi olacak. Yapay et,
yapay yiyecek tariflerin ortaya saçıldığı bir dönemde, insan olarak kalmak,
aklımızı korumak istiyorsak betona değil; toprağa, öze, yatırım yapmamız
gerekiyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz