Geçen sene rüya gibi başlayan Antalyaspor ile Tamer Tuna'nın birlikteliğinde sona gelindi. Her ne kadar geçen sezonki o inanılmaz yükselişin mimarı olarak Tamer Tuna gösterilse de yapılan transferlerin tam isabet olması başarının temel sebebiydi.

Yakalanan o başarılı çizginin, bazı şeylerin açığa çıkmasına engel olduğunu şimdilerde görüyoruz.

Hani derler ya; karşındakini en iyi kavgada tanırsın diye...

17 maçta alınan 2 yenilgide Tamer Tuna'nın olası başarısızlıkta nasıl bir tavır takınacağı görülemedi. Bu sezon için de şimdiye kadarki dönemde Antalyaspor'un başarısız olduğunu söylemek doğru olmaz. Buna rağmen üst üste 3 maçtan galibiyet çıkarılamamasıyla birlikte Tamer Tuna'nın yaptığı açıklama dikkat çekti. Birden bire kulüp ile kendisinin hedeflerinin uyuşmadığının farkına varan Tamer Tuna, takımın gençleştirilmesinden duyduduğu rahatsızlığı da dile getirmeden edemedi.

İşin açıkçası bu açıklamaların ardından derhal görevine son verilmesini bekliyordum. 4 günlük süre, benim açımdan rötar oldu.

Sonuçta; kulüp ile hocanın hedefleri uyuşmuyorsa, her iki taraf da hedeflerin uyuştuğu birliktelikler yaşamalıdır.

Antalyaspor; teknik adam konusunda şimdi her zamankinden daha önemli bir karar verecek.

Borç yükü altında ezilen ve bu zor durumdan genç futbolculara yapılacak yatırımlarla çıkmayı hedefleyen Antalyaspor'un, hoca kararı çok kritik olacak.

Öyle bir hoca gelmeli ki hem güven duyulan hem takımı tanıyan hem de gençleri bahane etmeyecek birisi olmalı. Ve tabi ki uzun soluklu çalışabilecek, kulüp ile hedeflerinin uyuşacağı birisi bu koltuğa oturtulmalı.