İmza töreninde “Transfer raporu için bana biraz zaman tanıyın” diyen Sergen Yalçın, zamanın dolmasının ardından acı gerçeklerle karşılaşmış ve tahtanın kapanması sebebiyle istediğine ulaşamamıştı. Zaten bu konu kamuoyunda çokça konuşuldu.

Bu durum ortaya çıkınca aynı kadro ısrarını ortaya koyan, sık sık kadronun darlığından şikayet eden Yalçın’ın yönetime bir mesaj vermek istediği yorumunu pek çok kişi gibi ben de yaptım. Öyle ki 11 günde çıkılan 4 Süper Lig maçına aynı kadroyla çıkmanın başka bir açıklaması yoktu.

Transfer sezonunun kapanmasıyla birlikte de Sergen Yalçın’dan deyim yerindeyse devrim gibi bir karar geldi. 11’den 4 futbolcu değiştirdi, bir de pozisyon değişikliğiyle neredeyse takımın yarısıyla oynadı.

Türkiye Kupası’nda alınan Beşiktaş yenilgisiyle birlikte yaptığı açıklamalar birebir Başkan Sinan Boztepe’nin sözlerinin aksi olunca insanlar da Sergen Yalçın’ın isyan bayrağını çektiğini haklı olarak düşündü. Samsunspor karşısında yaptığı beklenmeyen bu sert değişimi de bir anlamda hocanın resti olarak gördüm.

Maça iyi başlayan taraf da Antalyaspor oldu. İlk yarının yarısına gelindiğinde birçok istatistikte Kırmızı-Beyazlıların daha başarılı olduğu rakamlara da yansıdı. Öyle ki Adam Buksa 2-3 cm ile ofsayta yakalanmasa skor avantajını alarak soyunma odasına gidebilirdi.

İlk yarının özellikle son 15 dakikasında yavaş yavaş oyundan düşen bir Antalyaspor görüntüsü ortaya çıktı. Sergen Yalçın, göz göre göre kaybedilen orta saha için devre arasında beklenen Saric – Safouri hamlelerini kalesinde golü görür görmez yapmasını tamamen konsantrasyon kaybına bağlıyorum.

Şunun altını çizmekte fayda var; her ne kadar transfer engeli olsa da her ne kadar devre arasında 6 futbolcuyla yolların ayrılmasıyla kadro alternatifi azalsa da Antalyaspor’un kötü bir kadrosu yok.

Avrupa olur mu? Olmaz.

Zaten böyle yüksek hedeflerin koyulması da son derece yanlıştı. Bu sert ve büyük hedeflerin koyulması sebebiyle bu kadro yetersiz görülüyor. Mali sorunlar sebebiyle bu kadro dağılmazsa doğal hedef olan ilk 10’u elini kolunu sallaya sallaya zaten görür.

Sadece büyük hedeflerle göreve getirilen Sergen Yalçın’ın bir an önce mevcut koşullara alışıp ona göre motive olması gerekiyor.

Tabii yönetim kurulunun da bu motivasyonu sağlaması şart.