“Ooo ben anlatsam roman olur” demeyen kimse var mı acaba? Herkesin yaşadıkları gönül sayfasına yazılmış; acılar, sevinçler, kayıplar, kaçırdığı fırsatlar, beklemediği yerden aldığı darbeler ve kendinde ne yaparsa yapsın tamamlayamadığı eksiklerden oluşan bir kitaptır...
Kimi bunu dizelere döker, şiir gibi anlatır mest olursun dinlerken, kimi de kelimeleri peşi sıra öyle güzel harmanlar ki can kulağı ile dinler içinden kendine pay çıkarırsın tecrübelerden... Kimi de çoktan tarihin derinliklerini yüreğinin karanlıklarına gömmüştür gün yüzü görmemek üzere geçmişi kapatarak sürdürüyordur hayatını…
Kafan karışık olur, eline bir kalem alırsın, önüne de temiz bir sayfa koyarsın. Ve sen o sayfaya anlamsız karalamalar yaparsın, çizgilerin başladığı ve bittiği yerler tamamen o anki ruh haline göre şekil alır. O karalamanın mutlaka bir merkez noktası oluşur.
Yani daha yoğun olduğu çizgilerin birbirine karıştığı hatta artık o kadar üst üste olmuştur ki, o çizgileri ayırt etme olasılığı artık yoktur. Ve o kağıtta yoğunluğun olduğu merkez nokta hakikaten senin o an beynin de ki karışıklığın bir yansımasıdır...
İşte bende tam öyle bir karalama gibi görüyorum bana içinde bulunduğum hayatı kazandıran imtihanımı... İradem dışında başlayan bir hayatın direksiyonunu elime alıp istediğim yolu bulana kadar epeyce dere tepe düz gittim yeri geldi yuvarlandım, toparlanıp kalktığımda nerede hata yaptığımı sorguladım ve o düz yolu bulana kadar sabırla ilerledim...
İlerlediğim yolda can kırıklarım zaman zaman kanattı yüreğimi ama hiç bir zaman içine sığamadığım hayat kadar canımı acıtmadı bu yaralar ,kanayan yerimi sardım ve yoluma devam ettim. Bu yolculukta bana yoldaş olan güzel insanlar çıktı karşıma…
Bana hayatımın bir sonraki evresine geçişimi sağlayan, elimden tutan ve hayatıma huzur katan, değerli hissettiren güzel insanlar... Hayatıma mutluluğun resmini çizdiler ve ben çerçeveletip bu tabloları yüreğimin en güzel yerine astım Yolun bittiği yerde istemeden de olsa hiç unutmamak üzere vedalaşmak zorunda kaldım...
KENDİ YOLUMUZU ÇİZERKEN
Hayat bir sınav, kazandığım ve hala kazanmaya devam ettiğim… Tecrübelerden çıkardığım sonuç bu. Ve sınav sorularımı kendim hazırlamaya karar verdim;
1. Hayatımın en önemli anı?
2. Hayatımdaki en önemli kişi?
3. Hayatımda sahip olduğum en değerli şey?
4. Benim için evrendeki en değerli şey?
5. Hayatımda ki en çok acı çektirdiğim kişi?
6. Hayatımda beni en çok seven ve koruyan kişi?
7. Hayatımda gelişmeme en çok katkıda bulunan kişi?
8. Çektiğim tüm acıların nedeni olan en büyük yanılgınım?
9. Hayatımdaki mutsuzlukların ortak ve temel nedeni?
10. Hayatımda en fazla duymayı istediğim sözcük?
GÜNÜN SÖZÜ
Bu hayat benim ve bu soruların cevabını verdiğim anda, taşların yerine oturduğunu gördüm. Belki sizin de yapmanız gereken budur. Keyifli okumalar dostlar, mutlu hafta sonları..
Günün sözü; Aklınızın takıldığı yer, hayatınızın takıldığı yer olabilir.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz