O sabah yine duraktaydım ve yine ona bakarken buldum kendini. Bankamatik evlerinin arasında yorganını üstüne çekmiş yatıyordu. Son altı yedi aydır hep aynı yerde. İlk gördüğümde evsiz olduğuna çok üzülmüş ve bir insanı sokakta yaşamaya iten sebepleri kafamda evirip çevirmiştim. Ama insanoğlu, her gördüğüne alışıyor.
***
Durağın arkasındaki bankamatiklerin arasında yatan bu adama da alışmıştım. Ancak diğer evsizlerden farklı olduğu da gözümden kaçmıyor değildi. Mesela bütün kedilerle arkadaştı. Yavru kediler sürekli kucağındaydı. Bulunduğu bölgeye bir düzen inşa etmişti.
Her şey yerli yerindeydi hatta vazoda çiçeği bile duruyordu. Ama beni en çok etkileyen yüzündeki sükunetti. Duraktakilere kafamı çevirdim baktım, hiçbirinin yüzünde bu adamınki gibi bir dinginlik yoktu. Bir evsizde gördüğüm bu durum, pek çok şeye sahip insanlarda bile göremediğimiz bir şeydi.
***
Bu beni yaşam motivasyonunun ne olacağına dair yeni bir düşünceye sevk etti. Bu adamın yaşam motivasyonu ne olabilirdi? Küçüklüğümüzden itibaren ebeveynlerimiz bize iyi yaşamın formülünü vermeye çalışırlar. Bunun içinde öğrenmek, çok çalışmak, çok para kazanmak ve iyi şeylere sahip olmak vardır çoğu zaman.
Bu motivasyonla büyüdüğümüz için elimizden geleni yapar sahip olduklarımızla ömür geçiririz. Ancak hayatın bizden istediği başka bir şey vardır: o da mutlu olmak. Belki elde ettiklerimiz de bizde mutluluk yaratıyordur. Buna bir itirazımız olamaz. Ancak sadece bunlar yetseydi etrafımızda bu kadar mutsuz insan görmezdik diye düşünüyorum.
***
O zaman biraz başarıyı konuşalım. Hepimizin diline pelesenk olan başarı kavramının içini nasıl dolduruyoruz. Geçen gün bir okulumuzda verdiğim seminerde, bunu velilerimize sordum. Genel kanı bir kişinin kimseye muhtaç olmadan kendi ayakları üzerinde durabilmesi, para kazanabilmesi, meslek sahibi olabilmesi gibi yönünde. Hepimizin atladığı şey ise mutlu olmak. Evet mutlu olmak, huzuru yakalamak bence en önemli yaşam motivasyonu. Kaçımız gerçekten mutluyuz diyebiliyoruz?
***
Hayatın hayhuyu içinde elde edebileceklerimiz adına bir ömür geçirirken çoğu zaman ne hissettiğimizi düşünmüyoruz bile. Küçüklüğümüzden bize işlenmiş kodlar bizim durup dinlenmeden öğretilmiş başarı! Peşinde koşmamızı öğütlüyor. Daha çok kazanmak ve sahip olmak adına yapıyoruz bunu. Bunlara bir itirazımız olamaz ancak bu hayatı yaşamanın bir ruhu olduğuna inanıyorum.
***
Bu ruh dur ve dinle, dur ve etrafına bak, dur ve hayatı hisset diye fısıldıyor bize. Mutluluk dediğimiz budur zaten. Anlık elde ettiğimiz hisler ve içimize doldurduğumuz bu sakinlik. Hani diyoruz ya şöyle geriye dönüp baktığımızda hatırlayacağımız ne var? Küçük anlar sanırım. Bazen bir kedi yavrusunu sevmek bazen rüzgarı yüzünüzde hissetmek bazen de sadece yaşamın içinde kendinizi duyumsamak.
***
Yaşam motivasyonumuzun neyde olduğuna karar vermeliyiz. Paraysa para kariyerse kariyer ancak geçici olduğunun farkına varmalıyız bunların. Bunların yanında daha manevi bir şeye ihtiyacımız var. Her düşündüğümüzde bizi mutlu edecek ve bizde farklı bir duygu durumu yaratacak bir şeye. Belki de yaşamaya inanmaktır. Ya da yaşamın içinde var olduğumuzu fark etmektir.
SON SÖZ
Adı ne olursa olsun mutluluğu hissetmek bizim elimizde. Çünkü hayat her şeye rağmen devam ediyor, acılar külleniyor ve biz bu hayatın içindeyiz. Peki sizin yaşam motivasyonunuz ne?
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz