Her şeyi olduğu gibi kabullenerek boyun eğer ve kaybeder insan âciz varlıktır. Aslında sonrası yoktur bu tür yaşamların öncesi olmayan hayatların dünü, bugünü, yarını da olamaz.. Onun için çok az insan yaşar, çoğunluk...
Yalnızca günü kurtarır, yaşanmamış günlerin altında inleyen çaresiz bir köle gibi yitik bir hayatı taşır güçsüz omuzlarında çoğumuz yalnızca günü kurtarır, var olmakla yetinir ve kendi ağırlığı altında ezilir.
Değiştiremeyeceği gerçekleri kabullenerek yaşar, engelleri kaldırmak perdeleri açıp ışığı görmek zor gelir korku ile karanlıklar içinde oturup kalmayı tercih eder.
Gerçekleri olduğu gibi kabul etmek ve bu değişmezlikten kendine yeni bir yaşam sevinci oluşturmak da yürek ister, değiştirebileceğini değiştirmeye çalışmakta sanıldığı gibi insanı korkutan dünya, zorluklar, yaşamın koşulları ya da başkası değildir, insan kendisinden korkar en çok kendinden kaçar.
Kendi duygularından, kendi güçsüzlüklerinden, kendi zaaflarından, kendi acılarından, kendi coşkularından ürker, yaşama her dokunuşunda, duygularının... Alevlenip kendini yakacağından çekinir, onun için kaçar yaşamdan, aşktan kaçar, öfkeden, hareketten, sevinçten, kendisinden kaçar .
İnsan aslında çok zayıftır zaaflarını yenebildiği sürece var olur. Korku yüzünden yaşanmamış bir yaşamı ellerinde taşımaktan yorularak, kendisine uydurduğu bin bir mazeretle yaşama arkasını dönmeye, gizlenmeye uğraşıp, gizliden gizliye yok olmaya çabalar.
Korku kendine acımayı da getirir, kendini zavallılaştırmaya başlar yaşamdan korktukça, yaşamla yüz yüze gelmektense ağır ağır erimeyi tercih eder. Engelleri kaldırmak perdeleri açıp ışığı görmek zor gelir, korku içinde oturup kalmayı tercih eder.
Korktukça azalır gücü, korkuyla yaralanan bedeni artık en küçük dokunuşta acıyla inler, her acıda korkusu biraz daha artar ve girdap gibi içine çeker... Onu güçsüzlük, kendi korkusuna kader der sonra, korkuyu değiştirilemez bir gerçek, alnına yazılmış bir yazgı olarak görür.
Kabullenerek boyun eğer ve kaybeder sonrası yoktur bu tür yaşamların öncesi olmayan hayatların dünü, bugünü, yarını da olamaz… Onun için çok az insan yaşar, çoğunluk yalnızca günü kurtarır, yaşanmamış günlerin altında inleyen çaresiz bir köle gibi yitik bir hayatı taşır güçsüz omuzlarında.
Kendi gerçeklerimiz, kendi duygularımızdır bizi böylesine ürküten, çataldiliyle tıslayan bir yılan görmüş bir tavşan gibi bizi hareketsiz bırakan. Ve ne kadar çok korkarsanız, korkunuz o kadar artar. Ne Kadar yaşarsanız, cesaretiniz o ölçüde bilenir.
Yaşamak büyük cesaret ister...
Kalın sağlıcakla...
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz