ZORLU ENGELLER AŞI’LMAK ZORUNDA
Koronavirüsün ilk aylarıydı daha ve aşılar konuşulmaya başlanmıştı ve mesleğimizin gereği olarak çok fazla araştırıyor.
Koronavirüsün ilk aylarıydı daha ve aşılar konuşulmaya başlanmıştı ve mesleğimizin gereği olarak çok fazla araştırıyor.
ZORLU ENGELLER
AŞI’LMAK ZORUNDA
Koronavirüsün ilk aylarıydı daha ve aşılar konuşulmaya başlanmıştı ve mesleğimizin gereği olarak çok fazla araştırıyor, okuyor ve her türlü bilgiyi masaya yatırıyordum. İki çocuk annesi olmak da bu sorumluluğumu kat be kat arttırıyordu…
Sars’dan, Ebola’ya kadar düna yaşanan tüm virüsleri sular seller gibi öğrenip insanların bu virüslerden nasıl kurtulduğunu araştırdım uzun zaman, ulaştığım bilgiler zaman zaman umutsuzluğa kapılmama sebep olduysa da sonunda kurtulunmuş olunması bir nebzede olsa yüreğime su serpmişti…
Ve kurtulma yöntemi hep aşıya çıkmıştı. Aşı karşıtı değilim ama yine de vücudun muazzam anatomik yapısının ve dizaynının kötü durumlarla karşılaştığında kendi savunma mekanizmasıyla zorlukların üstesinden geldiğine inanırım ve her hastalığın aslında bizlere mesaj verdiğini düşünürüm…
Nasıl mı? Açıklayayım hemen…
Mesela başımız ağrıyorsa ya fazla stres yapmışızdır ya da her şeyi beynimize doldurmuşuzdur ki başımız bizi uyarıyordur sakin ol diye… Belim tutulduğunda hep aklıma bak yine çok koşturdum çok fazla yük kaldırdım benim bedenim biraz yavaşla diyor derim…
Grip olduğumda genelde vücudum yeteri kadar sağlıklı beslenemedi ya da susuz kaldı derim ve hemen ona uygun yaşamaya başlarım ve daha pek çok örnek verebilirim; yani demem o ki aşı karşıtı değilim ama çok sıcak baktığımı da söyleyemem…
Ve ilk aşı çalışmaları başladığında, ben asla aşı olmam, hele uzun vade çalışmaları yapılmamış bir MRNA aşısını hiçbir kuvvet vücuduma zerk edemez diyordum, peki sonuç ne?
Sonuç; İlk aşı olanlardan biriyim desem yalan olmaz hem de sıkı durun MRNA (Biontech)…
Neden bu kadar karşıyken aşı olduğumu da anlatayım sizlere…
Çünkü her şeyden önce ben bir anneyim, çocuklarımı bu hastalıktan korumak için balkondan atlaman lazım deseler balkondan da atlarım pek çok anne gibi,95 yaşında babaannem ve 70’li yaşlarında anne ve babam var (Allah başımızdan eksik etmesin) aylardır gönlümce sarılıp koklayamadım onları ve bir diğer noktada çalışıyorum, iş hayatının içindeyim, bir arada çalıştığım onlarca mesai arkadaşım var kimsenin canı benimkinden kıymetsiz değil ve ben kimsenin hastalığının sebebi olup bir de vicdan azabı çekmek istemem…
İşte bu sebeplerden dolayı gittim paşa paşa kolumu uzattım ve iki doz aşımı oldum geldim, kimse sanmasın bayıla bayıla oldum bu aşıyı uzun vade çalışmaları olmayan, bir 10 yıl sonra bana vereceği hasarı bilmediğim bir aşıyı olmak elbette beni de korkutuyor ama yapacak bir şey yok hepimiz aynı gemideyiz bu sorumluluğu almak zorundayız…
Okullar açılacak, öğretmenler aşılandı aşıyı kabul etmeyen özel okullardaki öğretmenler ile yolların ayrıldığını duydum, şimdi birileri ekmeğinden olmuşken anne babası aşı olmamış bir öğrenci de okula alınmamalı diye düşünüyorum bizlerin sağlığı kadar okulda çalışan öğretmen, kantinci, servis şoförünün de hayatı kıymetli bunu böyle düşünmek gerekir…
Mesai arkadaşlarının hayatını yok sayan zihniyetinde işine son verilmeli net, gerçi kendi sağlığını düşünmeyen beni mi düşünecek de neyse…
Konu aslında şu;
Şayet evde oturuyor, çalışmıyor ,toplumun içine karışmıyorsanız çocuklarınızı okula göndermiyor online eğitim ile yolunuza devam ediyorsanız, çarşı, pazar işlerinizi internet üzerinden hallediyor sosyal hayatınız yoksa aşı olmayın elbette saygım sonsuz sizlere bu bir karardır ve size saygı duymaktan başkası doğru değildir.
Amaaaa
İnsanlarla bir arada çalışıyor, kalabalık ortamlara girip çıkıyor her türlü sosyal hayatın içinde AVM, bakkal, sinema gezip tozuyorsanız çocuklarınız okula gidiyor ve hiçbir lüksünüzden fedakarlık etmiyorsanız kusura bakmayın da sizin şımarıklığınızın ceremesini toplumca hepimiz çekmek zorunda değiliz. Aynı geminin mürettebatıysanız sizin canınız benimkinden kıymetli değil bırakın kendinizi bu kadar önemsemeyi şu koca dünyada bir zerre dahi değiliz biz neyin kibrini yaşıyorsunuz…
İnsan hak ve özgürlüklerinden dem vuracak şimdi herkes bana haklılar da tabii ama özgürlük ve haklar sadece sizin tekelinizde değil. Sizin özgürlüğünüz, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter, unutmayın! O yüzden toplum olarak bu sorunun üstesinden gelmeli ve bu hastalık AŞI’lmak zorunda başka çaremiz yokkkk…
Kalın sağlıcakla…
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz