Televizyon dünyasında yayınlanacak olan haberin önceden yapılan kısa tanıtımına teaser diyorlar. Ben de bu hafta başı size bundan sonra yazacağım konular hakkında kısa teaser yapacağım ama önce kendim hakkında teaser yapayım.
Gazetecilikte tam 40 yıla girdim. Hürriyet Haber Ajansı Eskişehir Bürosu’nda stajyer muhabir olarak mesleğe başladım. Aynı zamanda Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde okudum. Meslek hayatıma okurken alaylı olarak başladım. Yani hem mektepli hem de alaylıyım. Sıfırın altından başladım gazeteciliğe. Gece muhabirliği ile başlayan serüvenimde sırasıyla: Polis muhabirliği, foto muhabirliği, savaş muhabirliği, İçişleri Bakanlığı muhabirliği ve parlamento muhabirliği yaptım. Hürriyet Gazetesi temsilcisi olarak 6 yıl Tokyo’da bulundum. Sonrasında Hürriyet Haber Ajansı ve Milliyet Haber Ajansı’nın birleşme operasyonunu genel müdür yardımcısı olarak yönettim. Sonrası Kanal D serüveni, televizyon dünyasının renkli ortamı beni de içine çekti. Ardından Japonların kuracağı televizyon kanalında genel müdürlük. Tercüman Gazetesi’nde köşe yazarlığı. Vesaire vesaire. Bu süreçte de birçok ödüllü habere imza attım. Milliyetçi bir gazeteci olarak, bebek katili Apo’nun birinci ve ikinci basın toplantılarını yerinde takip ettim. Ezcümle şimdi bunları neden yazdığıma gelelim. Elhamdülillah gazetecilik yaşantımda çok başarılı işler yaptım ama bunları anlatmak değil niyetim. Sadece siz değerli okurlarıma olan saygımdan kendimi biraz tanıtmak istedim. Yani köşe bulup da olur olmaz her konuda ahkam kesenlerden olmadığımın altını çizmek istedim. Bilgim olmadan fikir yürütmeyeceğimi belirtmek istedim.
Ben daha önceden yazmıştım demek istemiyorum ama ne yazık ki ben daha önceden yazmıştım. Canlı yayın konukları daha çok pot kıracaklar gibi. Ahmet Hakan dün Hürriyet’teki köşesinde yazmasaydı, isim kullanarak bu konuya girmek niyetinde değildim. Madem yazdı ben de devam edeyim. Zaten bu televizyonlarda sürekli canlı yayın konuğu olan isimlerin gerçek hayatlarında ne iş yaptıklarını şaşırır olduk. Hepsi her konuda uzman olan bu program konukları canlı yayınlar da yaşıyorlar. Bir kanaldan diğerine koşturmaktan evde yapacaklarını unutuyorlar. Birçoğunun ekran sponsorları var. Haydi, kadın kuaförlerini geçtim erkeklerin saçlarını sakallarını kesen berberleri bile özel. Şimdi senin saçın yok da onun için berberlere laf atıyorsunuz diyenler bile olur… Baksanıza Hakan Bayrakçı kendi ağzıyla itiraf etmiş. Haftada 18 saat canlı yayın yapıyormuş. Eh bu kadar süre ekranda kalınca tüm ihtiyaçlarını da ekranda gidermesi normal. Bayrakçı bir iletişim kazası yaşadı diye onun ismini verdik ama bu ekran fatihlerinin yaşam sürelerine bir düzenleme getirilmezse daha çok bu tür kazalar yaşarız.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Ekrem İmamoğlu’nun yeni hedefi CHP Genel Başkanı olmakmış. Ankara kulislerine bomba gibi düşen dedikoduya göre Kılıçdaroğlu ile görüşüp onu Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ikna edemeyen İmamoğlu, kendisini Kılıçdaroğlu sonrasına hazırlıyormuş. Yakın çevresine “Mevcut durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında nasıl olsa Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanması çok zor. Seçimleri kaybeden CHP lideri bu görevde kalamaz. Ben de önce CHP Genel Başkanı olur sonra da Cumhurbaşkanı. Nasıl olsa daha yaşım genç” diyormuş.
Ne diyelim doğru lafa ne denir. Bence İmamoğlu da doğru yolu bulmuş.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz