Yaklaşık iki yıldır canla başla koronavirüs ile mücadele ediyoruz.
İki yıl ilk bakışta kulağa çok uzun bir süre gibi geliyor demi.
Aslında öyle değil!
Bir insan, hayatı boyunca 2 yılı pek de aramaz.
Hayat telaşı içerisinde 2 yıl su gibi akar geçer.
Hani deriz ya, “Göz açıp kapayıncaya kadar geçti.”
Bu da öyle bir şey işte…
***
Bu illet hastalık hayatımızdan çok şey alıp götürdü.
Neredeyse hepimiz hayatında bir kayıp verdi.
Ya yakınımızı kaybettik ya da işimizi, aşımızı veya zamanımızı.
Tüm bunlar yaşanırken kendimizi bir bilim kurgu filmi içerisinde gibi hissettik ve hissetmeye de devam ediyoruz.
Nasıl bilebilirdik böyle bir şey yaşayacağımızı, nasıl bilebilirdik hayatın yaşanılmaya değer olduğunu.
Başımıza kötü bir şeyler geldiği zaman anlıyoruz hayatın ve yaşamanın önemini.
***
Tüm dünya gibi Türkiye de bu duruma hazırlıksız yakalandı.
Böyle bir salgının günümüzde yaşanabileceğini bilemezdik tabi.
Ama büyüklerimizin de dediği gibi her şeye hazırlıklı olmakta fayda vardır.
Biz de nasıl depreme ya da doğal bir afete nasıl hazırlık yapıyorsak böyle bir hastalık ya da salgın için de hazırlık yapmalıydık.
Hepimiz hata yaptık!
***
Her şeye rağmen salgınla mücadelenin birinci yılında büyük bir aşama kat ederek aşıyla tanıştık.
Aşıyı bulan şirketler hemen seri üretime geçti ve devletler ise aşı temini konusunda aylar içerisinde anlaşma sağlandı.
Akabinde ise devletler sırayla aşılama çalışmalarına başladı.
Şimdilik tek çaremiz olan aşıyı vurulmak için kimisi gönüllü bile oldu.
Fakat bu dönem içerisinde bir de aşı karşıtları ortaya çıktı.
Bilimin karşısında bağnaz fikirler olunca insanın umudu kırılmıyor değil.
***
Tüm bu kör düşünceler karşısında tüm dünya aşılama çalışmalarına hız verdi.
Çoğu ülke aşılama çalışmalarını bitirdi bile.
Ama aşılama dediğimiz durum kısa vadeli bir çözüm olduğu için aşılama çalışmalarının geçerli bir ilaç veya tedavi bulunana kadar sürmesi gerektiği de aşikâr.
Her ne olursa olsun mutlaka aşınızı olun.
Yaşlılarınıza aşı yaptırın.
İhmalkârlık yapmayın yapanlara da engel olun.
***
Koronavirüs ile birlikte bu yaz bir de afetlerle mücadele etmek zorunda kaldık.
Bu kadar şey yetmezmiş gibi ormanlarımızın cayır cayır yanışını izledik.
Selle birlikte kaybolan canlarımız için yas tuttuk.
Fakat şunu unutmayalım; Yaşadığımız her şeyden ders almalıyız.
Her şeyin bir gün güzel olacağı düşüncesi ile yaşamalıyız.
Bir gün değil her gün şükretmeliyiz.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz