x


x
x
LAÇKALAŞTIRMA

1941 doğumlu psikozlarla yaşayan Mesih kompleksli bir vaizin; İzmir’de faaliyete geçerek, dış etkilerin büyük desteği ile birlikte kanser hücresi gibi kademe kademe yayılan bir terör yapılanması vardı. İnsanla var olan her bir sektöre doğrudan veya dolaylı şekilde müdahil olarak, öğretisini kabul ettirmeye çalıştı. Zamanla sessiz ve yıkılmaz zannedilen bir korku yapılanması doğurdu. Doygunluğa ulaştığını zanneden bu kanser hücresi; 7 Şubat 2012’de, 17-25 Aralık 2013’te ve 15 Temmuz 2016’da ölümcül ataklar yapmasına rağmen kontrol altına alındı. Söküp atabilmek için sert bir tedavi süreci gerekliydi, her ne olursa olsun kemoterapi sürecine başlanmalıydı. Başlandı ve nihayetinde süreç başarıyla tamamlandı. 

***

Kemoterapi; kanserli hücrelerin, normal hücrelere göre çok daha çabuk şekilde bölünüp çoğaldığını baz alıp sitotoksik yani ilaçla hasar vererek önleme prensibini taşır. Bu durum; kötü huylu kanser hücrelerini yok ederken vücutta yan etkiler ortaya çıkarabilir mi? Pek tabi ki. 

***

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’nün kuşku ve tedbiri son derece profesyonel şekilde yoğurarak sessizce kademe kademe yayılma yönteminin ayyuka çıkması; bu kemoterapi sürecinde, hepimizi etkileyen en bariz yan etkilerden birine neden oldu. Olup olmadık yerde örgüt üyeliği veya örgüt sempatizanlığı isnat etmek yani halk dilinde sen FETÖ’cü müsün sorgulaması.

***

Sabah uyanıp evinizde belirli rutinleri gerçekleştirdikten sonra sosyal hayata karıştığınız andan itibaren karşılaşma ihtimalinizin yüksek olduğu bir kavram. Her yerde ve her şekilde duyabilmeniz mümkün. Sektör ayırt etmeksizin geniş kitlelerce tanınan figürler ve hatta kendisini aydın olarak nitelendiren kişilerin de buna kolayca katıldığını görebilirsiniz. Milyonların izlediği bir yayından tut, iki kişinin bir kafede gerçekleştirdiği konuşmada da rahatlıkla bu durum gerçekleşebilir. 

***

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’nün tabandan tavana gizleme, tedbir yöntemleri ve bu yöntemlerin örgütü ne şekilde yaydığı ise hem devlet hem de millet nezdinde “bir daha olmasın” refleksini haliyle ortaya çıkardı. Ancak gözden kaçırılan ve maalesef bizi en çok dejenere eden husus ise suç tanımlamasının kim tarafından ve nasıl yapılacağı oldu.

***

“Nullum crimen, nulla poena sine lege” yani kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi, kanun tanımlaması içinde yer almayan bir eylemin suç sayılamayacağı garantisini ifade etmektedir. Hiç kimse kanunun açıkça suç saymadığı fiilden ötürü cezalandırılamaz ve yargılanamaz. Kanun yapma yetkisi yasama organında, yargılama yetkisi ise mahkemelerde bulunmaktadır. En temel bakış açısıyla; sınırları meclis çizer ve mahkemeler de bu sınırlara dayanarak yargılama gerçekleştirerek adaleti maksimize eder. 

***

Örgüt üyeliği veya örgüt sempatizanlığını rahatlıkla her fırsat ve ortamda, bazen milyonların da görebileceği bir yayında başka bir kişiye isnat etme durumu ne derece hukuka uygun bir şekilde gerçekleşiyor. Konuyla alakalı olarak toplumca bir mutmainliğin yaşandığını söyleyebiliyor muyuz?

***

Bu durumun ise yargılama makamlarının işini zora soktuğu bir gerçek. Böylesine hassas ve son derece dikkat isteyen bir vaziyetin laçka şekilde kullanılıp, kişilerin rahatlıkla itham yoluyla suçlanabiliyor olduğunu görüyoruz. Peki, mevzubahis konunun ehemmiyetinin bu şekilde yavaş yavaş kaybolduğu gerçeği ile ne zaman karşılaşacağız?

SON SÖZ 

Bir şeyi en iyi gizlemenin yöntemi onu herkesin görebileceği şekilde açığa çıkarıp ve aleladeleştirmektir, hiç sekmez. 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (0 Yorum)
Yorum Sıralaması:

Diğer Yazıları

YENİ BİR DÖNEM

06.04.2025 - 09:00


İPTEKİ CAMBAZ

09.03.2025 - 09:00


BEYHUDE

16.02.2025 - 09:00


LANET VE LÜTUF

10.02.2025 - 09:00


REDDİYE VE FARKINDALIK

02.02.2025 - 09:00


4. YARGI REFORMU

26.01.2025 - 09:00


SAMİMİYET

05.01.2025 - 09:00


FELAKETE ÇIKMIŞKEN

15.12.2024 - 09:00


MEN DAKKA DUKKA

01.12.2024 - 09:00


TANIDIK ZAMANLAR

10.11.2024 - 09:00


ROMA BİR GÜNDE KURULMADI

03.11.2024 - 09:00


KAPALI OTURUM

27.10.2024 - 09:00


PNYX TEPESİ

20.10.2024 - 09:00


Korku iklimi

13.10.2024 - 09:00


ANAYASA HAREKETLERİ (3)

06.10.2024 - 09:00


Anayasa hareketleri (2)

29.09.2024 - 09:00


Anayasa hareketleri (1)

22.09.2024 - 09:00


Bir yol mümkün

15.09.2024 - 09:00


SIYGAYA ÇEKMEK

08.09.2024 - 09:00


Rüzgargülü

01.09.2024 - 09:00


Felah ve refah

25.08.2024 - 09:00


Yasama sorumsuzluğu

20.08.2024 - 09:00


TEMBELLİĞİMİZ

12.08.2024 - 09:00


Sabık Ambassador

04.08.2024 - 09:00


ANADOLU'YA AÇILACAĞIZ

21.07.2024 - 09:00


ANTİ-AMERİKAN

14.07.2024 - 09:00


DAMARLARINDAKİ ASİL KAN

07.07.2024 - 09:00


NORMALLEŞME

30.06.2024 - 09:00


GİZLEMEK SANATTIR

23.06.2024 - 09:00


TAMAMLANACAKTIR

19.06.2024 - 09:00


İNSAN ÖZEL BİR VARLIK

02.06.2024 - 09:00


İTHAM EDİYORUM

19.05.2024 - 09:00


TAM BİR SENE ÖNCE BUGÜN

12.05.2024 - 09:00


SERDENGEÇTİ

05.05.2024 - 09:00


SESSİZ GEMİ

28.04.2024 - 09:00


BİR DEMET TİYATRO

14.04.2024 - 09:00


HASSASİYET

10.04.2024 - 09:00


BİR BARDAK SU

07.04.2024 - 09:00


SANMIYORUM

01.04.2024 - 09:00


ÇÖZÜM YA DA ÇÖZÜLME

24.03.2024 - 09:00


GERÇEKLİKLE YÜZLEŞMEK

17.03.2024 - 09:00


KESİNLEŞMİŞ KONSENSÜS

18.02.2024 - 09:00


liderhaber.com.tr liderbursa.com Güncel Ekonomi Sağlık RESMİ İLANLAR E GAZETE Politika Eğitim
Anasayfa Kategoriler
ÜYE VE KÖŞE YAZARI GİRİŞİ
GİRİŞ BAŞARILI YÖNLENDİRİLİYOR
GİRİŞ BAŞARISIZ !