x


x
x
BEYHUDE

Teröristbaşının 15 Şubat 2025 tarihinde birtakım açıklamalar gerçekleştireceği hatırı sayılır bir süredir konuşuluyordu. Neye, kime ve nasıl şekilde hitap edeceği tartışmaları; kulis adı verilen kimliksiz ve kaynaksız bilgiler kapsamında önümüze bolca servis edildi. Belirtilen tarih an itibariyle geçmiş olmasına karşın vaziyette herhangi bir sapmanın olmadığı rahatlıkla anlaşılmakta. Muhtemeldir ki; bu konu, ana muhalefet partisi CHP’nin suni şekilde çıkardığı ön seçim ve adaylık tartışmalarını aniden kaldırıp önümüzdeki günleri bolca meşgul edecek.

***

Her neyse; tam olarak bu dönemeç esnasında sahadaki isimler, teröristbaşıdan kendilerine mektup geldiğini, müzakereye sahip çıkılması gerektiği konusunda muğlak açıklamalarda bulundu. Yıllardır Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı sahada mücadele etmekteyken; İmralı’dan gelen bildiri sonrası edindiği muallak tutum ise hayli garip. Bu vaziyet; ister istemez akıllara 2013-2015 sürecini getiriyor. Ancak bir yandan da Devletin doğudaki kayyım uygulamasını gayet net ve sert bir şekilde uygulamaya devam etmesi ise bunun nasıl bir barış süreci olduğunu Kürt yanlısı liberal aydın, siyasi ve uzantılarına haliyle sorgulatıyor. Onlara sahadaki gerçeğin Türkiye’den yana olduğunu, 2015’ten beri süregelen savaşı Türkiye’nin kazandığını ve olası ateşkes şartlarını Türkiye’nin oluşturması gerçeğini tekrardan hatırlatmak ise sessiz kamuoyunun borcudur diye düşünüyorum. Herkese yani.

***

Ağızdaki baklayı çıkaralım. 10 yıldır sahada her türlü savaşı kazanan Türkiye’nin etki alanının genişlediği ve bunun da idari kapsama muhakkak dokunacağını düşünen taraftayım. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin 30 Nisan 2024’te bahsettiği “100 milyon nüfusu, 100 ili, 1000 ilçesiyle Türkiye önümüzdeki 10 yıl içinde ekonomik bir kudret olarak mutlaka hak ettiği mevkiye ulaşacaktır” sözünün yaşanan bu vaziyetle bugün daha iyi anlaşıldığı açık, mesele şudur: Genişleme hedefindeki Türkiye’nin Türk usulü eyalet sistemine geçişi veya yerel yönetimde bağımsızlık düzenlemeleri nasıl etki yaratır?

***

93 Harbi adı verilen 1877-1878 savaşları sonrası yaşanan travmanın devlet politikasını Türkifikasyon’a yönelttiği ve bu kapsamda Anadolu’ya yerleşildiğini görüyoruz. İlgili mesele etnik Türk’ü kutsamak mı yoksa genel bir kapsayıcılık mıydı sorusu ise tartışmaya açık. Ancak yaşanan süreçte yaşanan gerçeklik; domuz eti yemediği ve camiye gittiği için mezalimden kaçıp Anadolu’ya gelen kişilerin, bu politikayı kucaklayıp hemen “Türk hissetmesinin” oldukça normal bir durum olduğunu gösteriyor. İşin açığı ise basit; zulümden kaçarken el uzatan, sahiplenen çatıya karşı duyulan doğal bir minnet duygusu.

***

Peki, kim bunlar? Balkanlarda, Kafkaslarda yaşayanların neredeyse tamamı. Dikkatle izlediğiniz takdirde; oralarla köken olarak bağlantılı olup İslam zırhını bir kenara bırakmış kişilerin bir şekilde “Türk” kimliğinden sıyrıldığını gözlemleyebiliyoruz. Bu bağlantının organik geliştiği ise net. Ancak burada mevzubahis olan ise Kürtler.

***

Kürtler hiçbir zaman mezalimden kaçmadı, hep buradaydı. Yüzyıllarca kabile veya aşiretlerce örgütlenen ve yaşamını bu şekilde sürdüren bir güruh olarak tarih sahnesinde yerini aldı. Dikkat buyurun; gelişme, şehirleşme, devletleşme, medenileşme ile değil, kendi gerçekliğiyle.

***

E haliyle de devletin yaşadığı travma sonrası oluşan Türkifikasyon politikasını da bir Çerkez gibi, Arnavut gibi veya Pomak, Boşnak gibi kabul etmedi. Etmediği gibi de oluşan ve istenen üniter devlet yapısını da reddetti. İsyan etti, demografisini arttırmaya çalıştı, savaştı. Örgüt kurdu, siyaseten mücadele etti, Amerika ve İsrail’in kuklalığını dahi kabul etti ancak gelinen nokta yine burası.

SON SÖZ

Bu dönemeçte kazanmadıkları savaş sonrası “ama bakın Türkleşeceksiniz” niyetiyle Kürtlere verilmesi muhtemel Türk usulü eyalet imtiyazının beyhude bir çaba olduğu ise açık. Çünkü buna dair Kürt tarafında herhangi bir kabullenme veya emare yok, onlar hala YPG’nin 500 bin ordusunun olduğunu sanıyor. Ancak bizim için sorun yok; sessiz kamuoyu olarak bunun da bir zaman kaybı olduğunu tarihe not düşmekle görevliyiz. 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (0 Yorum)
Yorum Sıralaması:

Diğer Yazıları

YENİ BİR DÖNEM

06.04.2025 - 09:00


İPTEKİ CAMBAZ

09.03.2025 - 09:00


LANET VE LÜTUF

10.02.2025 - 09:00


REDDİYE VE FARKINDALIK

02.02.2025 - 09:00


4. YARGI REFORMU

26.01.2025 - 09:00


SAMİMİYET

05.01.2025 - 09:00


FELAKETE ÇIKMIŞKEN

15.12.2024 - 09:00


MEN DAKKA DUKKA

01.12.2024 - 09:00


TANIDIK ZAMANLAR

10.11.2024 - 09:00


ROMA BİR GÜNDE KURULMADI

03.11.2024 - 09:00


KAPALI OTURUM

27.10.2024 - 09:00


PNYX TEPESİ

20.10.2024 - 09:00


Korku iklimi

13.10.2024 - 09:00


ANAYASA HAREKETLERİ (3)

06.10.2024 - 09:00


Anayasa hareketleri (2)

29.09.2024 - 09:00


Anayasa hareketleri (1)

22.09.2024 - 09:00


Bir yol mümkün

15.09.2024 - 09:00


SIYGAYA ÇEKMEK

08.09.2024 - 09:00


Rüzgargülü

01.09.2024 - 09:00


Felah ve refah

25.08.2024 - 09:00


Yasama sorumsuzluğu

20.08.2024 - 09:00


TEMBELLİĞİMİZ

12.08.2024 - 09:00


Sabık Ambassador

04.08.2024 - 09:00


ANADOLU'YA AÇILACAĞIZ

21.07.2024 - 09:00


ANTİ-AMERİKAN

14.07.2024 - 09:00


DAMARLARINDAKİ ASİL KAN

07.07.2024 - 09:00


NORMALLEŞME

30.06.2024 - 09:00


GİZLEMEK SANATTIR

23.06.2024 - 09:00


TAMAMLANACAKTIR

19.06.2024 - 09:00


LAÇKALAŞTIRMA

09.06.2024 - 09:00


İNSAN ÖZEL BİR VARLIK

02.06.2024 - 09:00


İTHAM EDİYORUM

19.05.2024 - 09:00


TAM BİR SENE ÖNCE BUGÜN

12.05.2024 - 09:00


SERDENGEÇTİ

05.05.2024 - 09:00


SESSİZ GEMİ

28.04.2024 - 09:00


BİR DEMET TİYATRO

14.04.2024 - 09:00


HASSASİYET

10.04.2024 - 09:00


BİR BARDAK SU

07.04.2024 - 09:00


SANMIYORUM

01.04.2024 - 09:00


ÇÖZÜM YA DA ÇÖZÜLME

24.03.2024 - 09:00


GERÇEKLİKLE YÜZLEŞMEK

17.03.2024 - 09:00


KESİNLEŞMİŞ KONSENSÜS

18.02.2024 - 09:00


liderhaber.com.tr liderbursa.com Güncel Ekonomi Sağlık RESMİ İLANLAR E GAZETE Politika Eğitim
Anasayfa Kategoriler
ÜYE VE KÖŞE YAZARI GİRİŞİ
GİRİŞ BAŞARILI YÖNLENDİRİLİYOR
GİRİŞ BAŞARISIZ !