Antalyaspor, sezonun ilk düdüğünden itibaren hiç de istenen noktada değil, lig sıralamasına ve özellikle ilk haftalarda oynanan oyuna bakıldığında tablo karanlık ve taraftarlar haklı olarak tedirgin.

Antalyaspor’un bu sezon en büyük sorunu nerede derseniz, yanıt çok net: Savunma! Takımın defans hattı sanki ligin en çok gol atan takımlarını daha da mutlu etmek için sahaya çıkıyor. Her maçta basit hatalar, yanlış pozisyon alma ve iletişim kopuklukları göze çarpıyor. Kaleci sorunu desen ne taraftara ne takıma güven vermeyen bir performans ile her geçen hafta daha kötüye gidiyor. En son Rize maçında kaleyi bulan iki topta ağlarımızla buluştuysa hücumda istediğin kadar iyi ol takımın kalbinde savunma ve kalede bu kadar büyük sorunlar varken, ligde başarı hayal olur.

Sezonun başında yapılan teknik direktör tercihi de camiada büyük tartışmalara yol açtı. “Genç ve vizyoner” bir teknik adamla yeni bir sayfa açmak isteyen yönetim, bu kumarı oynamayı seçti. Geldiğimiz noktada taraftarın bir kısmı sabır diyor, diğer kısmı ise “Yeter artık, değişim şart” diyor. Yönetim kanadında taraftara mesaj: Sabır! Ama bu sabrın nereye kadar süreceği belirsiz. Radikal değişiklikler yapılmazsa, sezonu bir kabusa çevirecek gidişatın hızla sürmesi muhtemel. Takımı ateşlemek mi? Yoksa daha da söndürmek mi?

Antalyaspor’un kaderini belirleyecek dönemeç yaklaşıyor. Yönetim ve teknik ekip arasında yapılacak hamleler, sezonun geri kalanında belirleyici olacak. Eğer toparlanma yaşanmazsa, bu sezon bir dönüm noktası değil, çöküşün en büyük adımı olarak tarihe geçebilir.