“Bu statta sizleri izlemeye gelen, kalbiyle sizi destekleyen bütün çocuklar için, çocukların gönlünden geçenleri onlara yaşatmak... Maç sonu keşke dememek için sahaya çıkıp kazanıp ligde kartları yeniden dağıtacağız.”
Maç önü teknik sorumlu Nuri Şahin’in açıklamaları…
Özlediğimiz hırs, inanç, güven ve tribüne gelen binlerce taraftarın duygularına önem verilmesi…
Yönetim kurulunun birçoğunun tribünün içinden gelmesi ve taraftarların duygularını çok iyi anladıklarını hep konuşuyoruz. Teknik sorumlunun ağzından bu cümleleri duymak çok ayrı bir keyif son yıllarda tribünle düşmeye başlayan bağlar hatta el kol hareketlerinin ardından geldiği günden itibaren Nuri Şahin’in neden tribünlerden büyük saygı gördüğünün kanıtı bu sözlerde gizli…
Takımın hem saha içinde kenetlenmesi hem taraftar ve şehir ile kenetlenmesi sezonun başındaki karamsar bulutların kendini nasıl Bahar günleri gibi bir havaya bıraktığını gösteriyor.
12 yaş altının yasağının kalkmasıyla beraber tribünde heyecan ve özlemle yüzlerce çocuğu görmenin keyfi bir başkaydı. Ülkede futboldan soğuyanların sayısı her geçen gün artarken, tribünler bir bir eksilip takımlar yalnız kalmaya başlarken, kulübün geleceği çocuklarımızın tribünde bu kadar heyecanla takımı desteklemeleri geleceğimiz adına insana büyük UMUT veriyor.
Maça gelecek olursak, skor muhteşem, özgüven muazzam ama oyun anlamında özellikle ilk yarıda bir türlü istediğimiz ritmi yakalayamadık. Nuri Şahin’in kenarda normalde gergin olması, saha içinde futbolcuların maça bir türlü girememesi istediğimiz oyunu oynamamıza engel oldu.
Duran toptan Veysel’in kilidi açması ve devreyi önde kapatmak bu oyun gidişinde çok önemliydi. Devre arası konuşmalarının etkisinde ikinci yarı başka bir Antalyaspor sahadaydı. Kendine daha çok güvenen, kazanma alışkanlığını sahanın her adımında hissettiren bir Antalyaspor’a rakip Giresun ise tam tersi ikinci yarı oyundan iyice düşmüş durumda sahadaydı.
Sürekli eleştirdiğimiz sonradan oyuna giren oyuncuların çok formsuz olması ve verim alamamızın aksine bu hafta hocanın yaptığı tüm müdahalelerde oyuna giren her oyuncu ekstra katkısını verdi. Rakibin eksiklerinin olması ve bizimde her giren oyuncunun verim vermesiyle hem oyun olarak hem skor olarak farkı yakalamamızı sağladı.
Son haftalarda sürekli vurguladığım Dogukan Sinik’in gösterdiği performans ve milli takıma seçilmesi gerektiğinin üstüne bu hafta açıklanan kadroya çağırılması ve neden çağırıldığını kanıtlarcasına attığı şık gol ile haftaya yine adınız yazdırdı. Umarım Doğukan bu milli maçlarda süre alabilir ve kazanacağı bu milli tecrübe ile de oyununun gelişimine çok ciddi katkı yapabilir.
Şimdi artık puan 41 ve bu sezon için kartlar yeniden dağıtılıyor. Biz kartları yeniden dağıtmışken artık yavaş yavaş hamlelerimizi önümüzde ki sezon planlaması içinde yapmamız gerekiyor. Dünya çapında bir kariyere ve bağlantılara sahip teknik heyetin gelecek sezon kadro mühendisliği ve takviyeler için ufak ufak çalışmalara başlaması gerekiyor.
SON SÖZ
Kendine güvendikçe kazanan, kazandıkça güveni yükselen Antalyaspor’umuz için kazanmak artık bir alışkanlık haline gelmeye başladı. Başarının en önemli anahtarı kazanmayı istemek ve arzulamak olduğu kadar, kaybetmekten nefret etmekte bir o kadar önemlidir…
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz