Merhabalar sevgili okurlar; Bugünkü yazıma, Albert Einstein’ın güzel bir sözüyle başlamak isterim. Mucit şöyle diyor: “Hayat iki şekilde yaşanır, ya hiçbir şey mucize değilmiş gibi, ya da her şey birer mucizeymiş gibi.” Ne güzel söylemiş. Siz hangisini seçersiniz? Aslında kolay olan ilk seçenektir.
***
Tüm hayatın bir mucize olduğuna inanmak için, ilk önce görmek ile bakmak arasındaki farkı bilmek, o ince çizgiyi yakalamak lazım. Bakmak göze çarpan her eylem. Görmek ise, o eylemin yorumun, hayat bulmuş halidir.
***
Gören insan, düşünen yorumlayan, empati kuran, sadece maddesel yönüyle değil, manevi boyutuyla da hayata tutunandır! Hayata tutunmak ona hangi açıdan baktığımızla orantılıdır.
***
İnsanların sağlık, ekonomik, psikolojik açıdan zorlandığı bu dönemde; pahalılığın arttığı, hastalıkların çoğaldığı, savaşların yaşandığı zaman dilimde, hayata tutunmak çok da kolay olmasa gerek.
***
Bunlar yaşamın zorluklarıdır, imtihanlarıdır ama unutmamalıyız ki; her zorluğun arkasında bir kolaylık vardır diyen Rabbimiz, bize her daim yol gösterecektir.
***
Hep bir mucize olsun deyip, bekleyenlere desek ki mucize nedir? İnsan başlı başına bir mucizedir: Bir bebeği düşünelim; anne karnındaki oluşumu, gelişimi, doğumu ne kadar ilginçtir değil mi?
***
Çorak toprağı düşünelim, bin bir nimetin; tatların yine aynı topraktan çıkması, tatlı tuzlu, ekşi oluşumlarını bolluğunu… Uyumak, uyku alemi, rüyalarımız ve sonra da uyanmamız değil midir? Bize verilen her yeni gün bir diriliş, kalp atışlarımız ve yeni nefeslerimiz.
***
Kuantumu, galaksiyi Güneş’in, Ay’ı. Bilim adamlarının keşfedemediği yağmurun, karın birbirine benzemeyişi, birbirine değmeden tane tane yağması. Rüzgarın, şimşeğin bize rutin gelen, o muazzam görevlerini yerine getirmesi değil midir mucize? Örnekleri çoğaltabiliriz.
***
Her karanlık geceden sonra, güneşli yeni bir güne uyanmak! Her meşakkatten her hastalıktan sonra ferahlığa çıkmak. Mucize değil midir ki, fabrika hükmündeki vücudumuzun her bir ayrı organı ve görevi! Başta beyin, göz, kalp olmak üzere değerli uzuvlarmız!
***
Mesela sağlıklı olmamız en büyük lütuftur. Desteksiz yürümemiz, güzel görmemiz, güzel duymamız, kimseye muhtaç olmamız, hayatımızı idame etmemiz.
***
Demem o ki, bakmak ile görmek arasındaki o güzel ince çizgiyi çözdüğümüz vakit, mucizeler gördüğümüz her yerdedir! Böylelikle, hayatımızın temelini sağlam atmış oluruz.
***
Eğer bakmayı, bakış açımızı değiştirmezsek, yavaş yavaş görmeyi de kaybederiz zaten! Neye nasıl baktığımızla ve neyi nasıl gördüğümüzle mutlu olur ya da üzülür hayatta!
***
SON SÖZ
Hayat, düşüncelerimizin eseridir, gerisi hep aynı terane! Sen Allah’ın biriciğisin, mucizesin teksin unutma! Sağlıcakla kalın. Muhsine bir kul…
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz