“Siyaseti dine alet etme” cümlesi ilk okunuşta ve bu söylemleri ilk duyuşta mevzuya yabancı olanlar tarafından rahatsızlık oluşturabilir hatta en acımasız eleştirilerle de tepkiler ile karşılaşa bilinir.
Böyle mühim bir meseleyi Kuran-ı Kerimin tezgahından çıkmış, Kuran-ı Kerim'in tefsiri Risale-i Nur'dan öğrendiğinizde ne kadar din, iman ve mukaddesat noktasın da Ümmet-i Muhammedin menfaatine olduğu ortaya çıkacaktır. Zira ezberleri bozan birçoğu kimsenin eleştirdiği karşı çıktığı bir hakikate Risale-i Nur’da ki tavsiyeler ile bakacağız.
Evet, bu konuda üstadımız diyor ki:
İttihad-ı İslâm Partisi: Yüzde altmış-yetmişi tam mütedeyyin olmak şartıyla, şimdiki siyaset başına geçebilir. Dini, siyasete âlet etmemeye, belki siyaseti dine âlet etmeye çalışabilir. (Emirdağ Lahikası-2)
Evet biz dini siyasete âlet değil, belki vatan ve milletin dehşetli zararına siyaseti mutaassıbane dinsizliğe âlet edenlere karşı; bizim siyasete bakmamıza mecburiyet-i kat'iyye olduğu zaman, vazifemiz siyaseti dine âlet ve dost yapmaktır ki, üç yüz elli milyon kardeşlerin uhuvvetini bu vatandaki kardeşlere kazandırmağa sebep olsun.
Elhasıl: Bize işkence edenler, siyaseti asabiyetle dinsizliğe âlet etmelerine mukabil; biz de siyaseti dine âlet ve dost yapmakla bu vatan ve milletin saadetine çalışmışız.
Dini siyasete alet ve dost yapmaktan mana ve maksat dinsizliği siyasete alet edilmesinin önüne geçmek bu durumu ortadan kaldırmak ve bu durumun oluşturduğu derin yaraları sarmak ve mazlumları mağdurları muhafaza etmek ve haklarını onlara geri vermektir.
Zira ülkemizde siyaset hep laiklik üzerinden yapılırken, dindarlara da dinsizlere de ilişmez denilen laiklik bahanesi ile sürekli dindarlara ilişilmiştir. Pek çok hayata dünyalarını ve ahiretlerini etkileyecek şekilde zararlar verilmiştir. Bunun mağdurları çok olmuştur. Pek çok misal vermek mümkündür.
Sadece kendi yaşadıklarımı şahit olduklarımı yazmaya kalksam roman olur. Kuran kurslarının kapatılması, yaş sınırı konulması nedeni ile insanların evlatlarını kuran kurslarına gönderememesi, imam hatip öğrencilerinin puanlarının düşürülmesi ve onların sosyal hayat içinde iş imkanları bulamamaları, ezanın Türkçe okutulması el hasıl özetle sayama başladıkça binlere ulaşacak kadar çok sindirme susturma engelleme siyaseti ile bu millet senelerce karşı karşıya kaldı.
İşte böyle zulüm ve baskılar altındayken eski Türkiye'de Fetullahçı terör örgütü gibi yapılar mağdur ve mazlum insanları daha da sömürmek daha da onların dünya ve ahiretlerini berbat etmek hedefi maksat ve gayesi ile ortaya çıkmış türemişlerdir.
AK Parti hükümetinin halkın desteği ile güçlenmesi neticesinde Müslümanların hürriyetlerine kavuşması haklarını elde etme neticesinde Fetullahçı terör örgütü kendini açık etmiş ve pis amaçlarını, hedeflerini uygulamaya daha hızlı bir surette ortaya koymuşlardır.
MİLLİ MÜCADELENİN ŞAHLANIŞI
Reis-i Cumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan'ın basireti ile bu örgüt keşfedilmiş ve milli bir mücadele ile püskürtülmüştür. Neticede siyaseti dinsizlik namına kullananlardan bu ülke çok çekmiştir. Maddi ve manevi zararlarıyla birlikte ekonomik olarak kültürel olarak eğitim olarak bilim ve teknoloji olarak sürekli gerilememize yine bu siyaseti dinsizlik namına kullananlar sebep olmuştur.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz