İçinde yaşadığın sosyal hayatta öyle acayip işler dönüyor ki ne bunlardan haberin var ne mahiyetini biliyorsun. Hâlbuki dönen bu dolapları bilemezsen geri dönülmez yollara girersin. Acayip diye ifade ettiğim durum esasında şaşılacak ve hayret verecek şeylerdir.

***

Eğer armut ağacından üzüm çıksa idi şaşıracak hayretler içinde kalacaktın bu hayretini ifşa edecektin.  Hem diyecektin bu nasıl olur şaşılacak şey hiç armut ağacından üzüm çıkar mı? Evet şimdi bende şaşkınlık içindeyim. Hayret içindeyim.

***

Çünkü elde bir hazine var hazinenin içinde herkese yetecek kadar bir zenginlik var. Bu hazineyi hurda, zenginliği çöp gibi zannedeni görseydim ve o kişilerde akıllı kimseler olsaydılar çok şaşıracaktım zira (şaşırmış)lıktan iyidir şaşkın olmak.

***

Evrensel bir inanç evrensellikten uzak bir inanç olarak algılanmaya başlamış. İlim ezber olmuş akıl gitmiş hepsi nakil olmuş akıl nakle izah olmamış. Edebiyatta sınıfta kalanlar sözcü olmuş dinlenir olmuş.

***

Bir zamanlar dünyayı düzene sokan bir inanç sistemi şimdi dünyada kaos oluşturacak bir şekilde yaşanır olmuş. Muş mış mış... Şaşırmamak elde mi aka kara, karaya ak denilmiş.

Nerde bir tartışma var kavga var orda edebiyat yoktur demektir. Edebiyatın olmadığı yerde anlayış yok demektir. Anlayışın olmadığı bir yerde ortada hakiki bir inançta yok demektir.

***

Buraya kadar vermek istediğim ipuçlarını algılayabiliyorsanız bundan sonra diyeceklerim ile mesajım adrese ulaşmıştır demektir. Zira içi boş cümleler kurmuyorum her cümlemin bir yazılış nedeni o cümlenin içinde var.

***

Bir zaman bir arkadaşım defterine şöyle bir not yazmış gördüm. Diyordu: cahilin elindeki kuran onun için zulümdür alim küfre sarılsa küfür şeriat kesilir. O arkadaşım o sözü gerek ilham ile gerekse de bir teşhis için yazmış olsun hakikaten öyle olduğunu şu içinde bulunduğumuz asır gösteriyor.

***

Bazı insanlar vardır ki onlar İslami eğitim ile donanımlı bir ailede dünyaya gelirler. Bazıları ise bundan mahrum olarak dünyaya gelirler. Bazıları ise hem mahrumdurlar hem hak dinden uzak bir anne babanın çocuğudurlar. Daha bunlar gibi çeşit çeşit aile tabloları içinde insan dünyaya gönderilir. Öz de hepsinin de önüne kurulmuş bir tercih geç denilen bir sırat kurulmuştur.

***

Bu kadar zahiri karışıklığın içinde insan hakkı hakikatı arar iken mantıki ve felsefik izahlar ile karşılaşır aklını esir ettiği andan itibaren bedenide artık o istikamette yol alır. Fakat çokları bu imtihanı kaybeder çokları bu sırattan geçemez düşer çokları en sonunda tercihlerinin yanlış olduğunu anlar ama daha başa dönemez.

***

Sosyal hayatın içindeki gayri Müslimler konumuz dışındadır ki sadece Müslüman modellerine bir bakacak olsak.

İnanmış ama inandığı gibi yaşamayanlar, inanmış ama neye inandığının şuurunda olmayanlar, inanmış ama her zaman istikametini muhafaza edemeyenler, inanmış ve inandığı gibi yaşıyor olanlar ile karşılaşırsın…

***

Tevhid inancında asıl olan o tevhidin etrafında birleşmek şirkten yalandan hileden hurdadan uzak olmaktır. Bir tek tevhid dini İslam’ı ve ona tabi olan İslam alemini eğer birleşmiş tek bir vücut olarak hareket ettiklerini görmezsen bil ki birlikte olana kadar başlarından musibet sıkıntı eksik olmaz. Daima bir mağlubiyet içinde kalarak dualar ile ağlarlar fakat istediklerine yine birleşinceye kadar ulaşamazlar.

***

Peki neden birleşemezler? Neden ihtilafa düşerler? Neden birbirlerinin aleyhlerinde konuşurlar? Neden birbirlerine destek vermezler? Nedeni nedenin içindedir. Nedenlerinden çok var olan sosyal ayrılıklarını nasıl birliktelik içinde sokabiliriz cevabına bakılması zaruridir.

SON SÖZ

İslam alemindeki Müslümanları saran bu bulaşıcı hastalıktan onları “(EDEB)İYAT” kurtarabilir. Bu ilimi elde ettiklerinde söylenen sözleri doğru olarak algılayabilir ve bu doğrular ile sıratlarından geçebilirler.