Sosyal medya hesaplarımda gezinirken denk geldim, unuttuğum fotoğrafıma.
***
Bir fotoğrafa ne kadar uzun bakılırsa o kadar uzun baktım, iki sene gibi kısa bir sürede nasılda değişimler olmuş hayatımda. Bir kere o sıcak gülüşüm kalmamış yüzümde. O zamanlara ait mutluluğumu sorarsanız onlardan eser bile yok. Gökyüzümdeki yıldızlar birer birer kaymış hayatımdan sonra zaten gözümü Antalya'da açmışım...
***
Elimde sadece, yanaklarıma değmeyen gözyaşlarını, omuzlarıma değmeyen saçlarım ve sevdama değmeyen insanlar kalmış. Ve biliyor musunuz en son iki sene önce gülmüş, iki sene önce şımarmış, iki sene önce çocuklaşmış, iki sene önce mutlu olmuşum, sonra neyim var neyim yoksa toparlamışım bir bavula ve asfaltı diz kapaklarımı yaralayacak olan bu yollara sürgün edilmişim.
***
Ama şunu da söylemek istiyorum; bir insanın bedeni yaşadığı şehre aittir, ruhu ise hayalindeki şehre... Benim ruhum oralarda bir yerlerde. Ona iyi bakın!
Size bir şey anlatmak istiyorum. Birisini tanıdım ben Kaleiçi'nin sokaklarında dalgın bir şekilde adımlarken. Hararetli hararetli bir şeyler anlatıyordu telefonda birisine. Bariz belli yirmi beşli yaşlarda bir delikanlı...
***
Elimde çubuk krakerimle oturdum az ötesindeki bankın üzerine. Bilirsiniz her kadın sigara içmez. Ve kolay kolayda sarılmaz sigaraya. Oturdum çubuk krakerimi yerken bir yandan da istemsizce kulak misafiri oldum gence. Bir kadını çok sevmiş.
***
Öyle sevmiş ki bırakın öpmeyi, sarılmaya bile kıyamıyormuş. Telefonda konuştuğu kişi her kim ise ona anlatıyor derdini. Sanıyor ki anlatınca geçiyor bu meret. Geçmiyor kardeşim geçmiyor...
***
Her neyse önce gülüşünden bahsetti, saçının kıvrımlarından, utanınca yanaklarının kızarmasını, tırnaklarına sürdüğü ojelerin renklerine kadar anlattı. Oturdum derin derin baktım yüzüne. Ne güzel sevmiş öyle hiç bir detayı atlamadan...
***
Daha sonra iki sene önce annesini kaybettiğini söyledi. Annesinin vefatından 3, 4 ay sonra bir kızla tanımış üniversite koridorunda. İlk görüşte vurulmuş bu kıza. İlk görüşte aşka inanmayan ben bile etkilenmiştim dinlerken. Anlattığı bu kız üstte tanımını yaptığım kızdı.
***
Tanışma evrelerini ve hislerini ona açtıktan sonraki aşk dolu geçen iki senesini anlattı bir çırpıda. Sonucu çok merak ediyordum. Madem bu kadar güzel gidiyordu her şey ve bu kadarda güzel seviyordu kızı peki neydi bu delikanlıyı bu hâle sokup da iki gözü iki çeşme konuşturan.
Ben kendi aklımdaki sorularda boğulurken o sorulara cevap geldi.
***
Ama o cevap benim bile suratıma tokat gibi gelmişti. Kız bu genci en yakın arkadaşıyla aldatmıştı. Ve bu da yetmezmiş gibi yarın nişanlanıyorlardı. Ben bunu hak edecek ne yaptım diye söylenip duruyordu telefonda dertleştiği kişiye. Haklıydı aslında o bunu hak edecek ne yapmıştı ki? Çok sevip, dokunmaya kıyamadığına artık bir ömür boyu başka bir el değecekti.
Ama bu el yıllardır gencin omzuna değen elle aynı eldi...
***
Devamını dinlemek istemedim. Kalktım uzaklaştım oradan. Ellerim cebimde, yürüyorum Antalya'nın göbeğinde. Düşüncelerim arasında boğulup gidiyorum. Aşk neydi? Dostluk neydi? Kim içindi bunca sevgimiz, ne içindi bunca çırpınışımız. Herkesin mi hikâyesi farklı olur ama hep acı olur?
***
Ben bugün o delikanlının yerinde olsaydım ne yapardım acaba? Eğer buysa aşk dediğiniz illet, ben kalbimi kapatıyorum ilelebet. Ben mücadeleyi sevdim, mücadelenin içindeki seni sevdim, Eksik olma sol yanımdan... Şimdi çıkıp da karşıma bir sahil yolunda, aklımı kurcalama. Seninle benden biz olmaz sevdiğim.
***
Seninle benden olsa olsa gözüme yaş, kursağıma heves, yoluma senin gülüşüne bin şiir yazılmaz mesela. Bir daha o yolların hevesle yürünmez, bahçelerine bahar gelmez, yüzüme kapattığın kapıların eşiğine papatyalarda serilmez.
***
ASMA YÜZÜNÜ SEVDİĞİM
Bu saatten sonra senin üzerine rakı içilir, mazi oldu der geçilir... Asma yüzünü sevdiğim, bu devrin çocukları değiliz biz... Aynı sabaha uyanıp, aynı hayalleri kurmuyoruz seninle. Aklın kalmış 70'li yılların başında, ben uyanmışım Mayıs ayında 72 sabahına... Sen zafere inanıp girmişsin bu yola, ben bir darağacında Sen umut olmuşsun DENİZ mavisi renklerle, ben İNANçlarımdan asılmışım. Asma yüzünü sevdiğim bu devrin çocukları değiliz biz.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz