Yeni yaşında seni nelerin beklediğini sana söyleyemem. Gönlüm dışında…
Seni görünce yitip gitmiş olan tüm inançlarım umutlandı. Umutlanmakta kalmadı filizlenip çiçek açtı. Benim okyanusun ortasında alabora olan gemi misali gönlüm sonunda sığınacak bir liman buldu. İyi ki de buldu...
Gönlümde sıkıyönetim yapmış, ikinci bir emre kadar sevdalanmama kararı almıştım. Sen karşıma çıkana kadar... Yeni yaşın sana ne getirir bilinmez ama umarım seni bana getirir. İyi ki doğdun!
Bir kadının, hayali sevgilisine mektubu... Benim değildin ama aynı çatı altına giriyorduk. Benim değildin ama bu şehrin sokakları bizi kol kola görmüştü. Benim değildin ama dizimin dibinde oturup kitap okuyordun…
Benim değildin ama çayını ben demliyordum. Benim değildin ama aynı gökyüzü altında nefes alıyorduk. Varsın sen benim hiç olma, bunlarda tanrının bir lütfudur bana…
Eksik olma sol yanımdan, eksik olma umutlarımdan, biz seninle oturur çay içeriz. Hatta çayı yine kaçak içeriz. Ya da boş ver! Ağzımızın tadı kaçmasın. Belki dağları aşıp gelemem sana ama denizlere fısıldarım sevgimi, sana iletsin diye.
Belki seni tutup da çekemem o uçurumlardan ama sualsizce atlarım peşinden. Belki şair olamam ama şiirlerim hep bir mânâ olur sana. Ben belki kollayamam ardı arkanı ama hep yuva olurum sana…
Beni unutma!
Sesim çıkmaz yine vedalarda zamansız olur hep. Sımsıkı sarıldığım zaman yemin ederim ki bilmiyordum aramıza kilometrelerin gireceğini. Kilometrelerce ihanet gireceğini...
Uykum gelmez yine, uykumu kaçıranda ihanetlerin olur hep. Gözlerimin içine derin derin baktığında bilemezdim ki bir başkasını gördüğünü.
Bir bAŞKa kalbe kurulduğunu. Kadehim boş kalmaz yine, kadehe rakıdan önce yalanların dolar. Günlerimizi, aylarımızı birlikte yan yana geçirdiğimizde bilemedim bu aşk imkânsızım olacak.
İmkanSIZIM olacak...
Şimdilerde Cemal Süreya misali: "Ben artık adam olmam, bu derde düşeli…
İşte bu yüzden bana artık yol, sen Allah'a emanet ol... Ağlamak artık zor geliyor göz pınarlarıma. Hem kolay kolayda ağlamam ben. İçimde bir mezarlık var üstelikte dalları kurumuş ağaçlarla dolu. İçime akıtırım gözyaşlarımı o dallara bahar gelsin diye…
Yürümek artık zor geliyor diz kapaklarıma. Hem artık yürüsem de gidecek yerim mi var? Tüm yollar çıkmaz sokak olmuş, dört yanıma kurtlar sofrası kurulmuş yine. Çocukluğumu bir otogarda bırakmış, gençliğimi bana yabancı gelen bir şehrin sokaklarında tüketmişim.
Ne zaman yağmur yağsa aklıma o an gelir. Zordur anılarla yaşayan biri olmak. Yakanı bırakmaz bazı yaşanmışlıklar. Hele bir de bir sembolü varsa o anların. O zaman ölmeden girersin gönül mezarlığına.
AĞLAYAN MISRALAR
Ne zaman yağmur yağsa aklıma o an gelir. O an, yan yana yürüdüğümüz an. Sen ıslanırken damlacıklardan, ben çoktan vurulmuştum sevda fırtınana. Sen bir köşe başında durup elinle siper ederek yakarken sigaranı, ben cayır cayır yanmıştım sevda ocağında. Yani diyeceğim o ki sevdiğim. Bir ara uğra da gel gönlümden al anılarını. Ben böyle yaşayamıyorum, gel de al günahlarını...
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz