Geldi yine 10 Kasım. Her yeri matem bağladı.
Yılın en karanlık yüzüdür 10 Kasım.
Gözlerimiz dolar, ağlayamayız.
Dik dururuz.
Aynı Ata’mın durduğu gibi.
Eğilip, bükülmeyiz ele karşı.
Öyle gördük, öyle öğrendik.
Biz Anadolu insanıyız. Ödün vermeyiz insanlığımızdan, karakterimizden, vatan sevgimizden.
Atatürk’ü sevmek, vatanı sevmektir.
Atatürk’ü sevmek demokrasiyi, cumhuriyeti sevmektir.
Anıtkabir yine dolup taşacak.
Siyasi partiler nutuk atacak.
Yılın bir günü bile olsa Ata’yı hatırlayacaklar.
Geriye kalan 364 gün ise unutacaklar.
Atatürk’ün inkılaplarını, görüşünü, bilime bakışını, eğitime verdiği önemi.
Anlamaya başladığım yaştan itibaren içim hep buruk kalır.
Çelenk sunmayla, anma törenleriyle Atatürk’ü anlamak mümkün değil.
Onun fikirlerini, dünyaya bakışını, ileri görüşlülüğünü kılavuz edinmek lazım.
Ülkenin en zor zamanında bile düşmana ‘aman’ vermeyen tavrını bilmek gerekir.
Barışı, sevgiyi, özgürlüğü ondan dinlemek, okumak gerekir.
Çocuklara bakışını, gençlere verdiği değeri, ilimi, bilimi onun gözünden görmek gerekir.
GENÇLERE VERDİĞİ ÖNEM
Atatürk’ün gençler için söylediği şu söze dikkat edelim, “Gençler! Cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
Bu söylemde buram buram vatan sevgisi, cumhuriyet ve güven kokuyor.
Cumhuriyetin temelini gençler üzerinde inşa etmiş, geleceği de onlara emanet etmiş.
Ben de Bir Türkiye Cumhuriyeti genci olarak, “Rahat uyu Atam gençlerin hep izinde” diyorum.
