1 yılı aşkın süredir koronavirüs salgını ile mücadele ediyoruz.
Bütün dünya bu mücadelede çoğu zaman başarısız kaldı.
Özellikle dünya siyasetinde başrol oynayan Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere yanlış politikalarla insanların ölmelerine neden oldu.
Sürü bağışıklığını ön planda tutan bu 2 ülke, vatandaşlarının canlarını hiçe saydı.
Ve bu durum hala devam ediyor.
Bütün Avrupa ülkelerinin sağlık alt yapısı çöktü.
Pandeminin başında özellikle İtalya’dan gelen insanlık dışı görüntüler yürekleri yaktı.
Hastane koridorlarında ölümü bekleyen vatandaşlar, tedavi edilemedi.
Yoğun bakım yetersizliği Avrupa’nın en büyük sorunu haline geldi.
Tam da o dönemlerde Türkiye, müthiş politikalar izleyerek salgın dönemini olabildiğince hasarsız atlatmak için var gücüyle çalıştı.
Koronavirüsün en yoğun yaşandığı dönemde bile inşa ettikleri hastanelerle sağlık sistemini güçlendirdi.
Akabinde alınan kararlar ve uygulamalar Türkiye için çok önemliydi.
Bu dönemde hükümetin açıkladığı destek paketleri de işçi ve işvereni oldukça rahatlattı.
İşsiz kalan ya da yardıma muhtaç olanlar devletin şefkatiyle karşılaştı.
Hükümetler böyle dönemlerde etkinliğini daha çok ortaya koyar.
Türkiye’deki hükümette bunu çok iyi ortaya koydu.
Zengin fakir ayırmadan din, dil, ırk gözetmeden herkese yardım eli uzattı.
Birçok Avrupa ülkesinde kısıtlamalar ile yanlış politikalardan ötürü gösteriler ve eylemler başladı.
Türkiye’de ise durum tam tersi şekilde işliyor.
Vatandaşlar alınan kararları takdir ediyor.
Son olarak alınan kararlar esnafı oldukça mutlu etti.
Bilim Kurulu’nun önerisini değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan illerin risk durumuna göre bazı kararlar aldı.
Bu kararlar esnafın ve vatandaşın nezdinde olumlu karşılandı.
Özellikle Antalya gibi kırmızı kategoride yer alan riskli iller tedbiri elden bırakmamalı.
Yerel yönetimler de hükümetin aldığı tedbirleri uygulama kısmında oldukça iyi çalışmalı.
Yoksa tekrar kısıtlamalar başlar.
Antalya halkı, pandeminin başından itibaren hep dikkatli ve tedbirli olmaya çalıştı.
Bu süreçte de tedbirleri elden bırakmamak gerekir.
Antalya’yı ‘mavi kategori’ye taşımalıyız.
Tedbir aldıkça hayatımız daha güzel olacaktır.
Esnafımız kapanmaz, işsizlik baş göstermez.
Hep birlikte bunu başarabiliriz.
LİDER FARKI
Lider Gazete olarak 8 aydır yayın yapıyoruz.
Gazetenin faaliyete başladığı andan itibaren bu medya kuruluşunun içinde yer alıyorum.
Antalya’da ilk günden itibaren fark yaratmaya başladık.
Çoğu gazeteler ajans haberciliği yaparken, Lider Gazete özel haberciliği benimseyerek halkı bilgilendirme adına mesai yapıyor.
Tabi özel habercilik anlayışı beraberinde bazı kesimleri rahatsız da eder.
Bunun zorluğunu ilk günden beri yaşıyoruz.
İçimizdeki meslek aşkı sayesinde zorluklar bizi pek ilgilendirmiyor.
Bazı ilçe başkanları gazetemizin dağıtımını engellerken, bazı ilçe başkanları da bizi tehdit etmekte geri durmuyor.
Özellikle Antalya halkının geleceğini düşünerek yaptığımız haberlerin akabinde çokça tehdite maruz kaldık.
Yaptığımız her haberin belgesi ve kanıtı vardır.
Bu yüzden ki haberlere konu olan şahıslar mahkeme yolunu seçmek yerine tehdide başvuruyor.
Bu bile bizim ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.
İşini doğru yapan herkese saygım sonsuz.
Ama çocukluğumdan beri hayalini kurduğum bu meslekte yanlış uygulamaları ortaya çıkarmak için çalışmaya devam edeceğim.
Tehditler de olsa, baskılarda olsa Lider, yayın politikasından vazgeçmeyecek.
Bu çatı altında daha yapacak çok işimiz var.
