Kış aylarında 150-200 kişiyi, yazın ise 2-3 bin kişiyi içinde barındıran Akseki’nin Bademli Mahallesi, Cemil Özen’in de sanatkârlığına şahit oluyor.

Evinin arkasında bulunan küçük bir atölyesinde çalışmalarını sürdüren Özen, hem farklı çeşitlerde kaşıklar yapmaya devam ediyor hem de sanat meraklılarına tecrübelerini aktarıyor.

Cemil Özen, Lider Gazete muhabirine, kaşık yapmanın kendisini hem rahatlattığını hem de bu sayede gelir sağladığını söyledi.

TECRÜBELERİYLE YOĞURDUĞU SANATINI MERAKLILARIYLA PAYLAŞIYOR

Cemil Özen, tahta kaşık yaparak sadece bir gelir kapısı oluşturmakla kalmıyor aynı zamanda unutulmaya yüz tutmuş bir el sanatını da yaşatıyor.

Özen, oynayarak öğrendiği kaşık yapma sanatına karşı olan tutkusunu ve yaparken aldığı keyfi vurguladı.

“BUNLAR BABA MESLEĞİ, ATA MESLEĞİ”

Tahta kaşık yapmayı köyde oynayarak öğrendiğini belirten sanatkâr, vaktinin çoğunu bu atölyede geçirdiğini dile getirdi. Konuya ilişkin Lider Gazete’ye özel açıklamalarda bulunan Özen,  “44 sene İstanbul’da yaşadım ve köye geldikten sonra bu kaşıkları oynamakla öğrendim, eskiden bilmiyordum oynaya oynaya öğrendim bunları. Baba mesleği, ata mesleği ama şu anda çok yapan kalmadı. Hobi olarak bunlarla vakit geçiyorum. Yaşım 70, emekli oldum bunlar ile vakit geçirmeye çalışıyoruz” dedi.

“SAĞLIK AÇISINDAN DA ÖNEMLİ”

Tahta kaşıkların sağlık açısından da önemli olduğu söyleyen Özen, “Geleneksel yöntemleri modern tekniklerle harmanlayarak hem kaliteyi yükseltiyor hem de geçmişten günümüze taşınan bu önemli zanaatın geleceğini güvence altına alıyoruz. Tahta kaşıklar, insanların sağlığı açısından da çok önemli. Mikrop barındırmıyor ve dayanıklılığıyla ilk tercihler arasında yer alıyor” diye konuştu.