Artık yorgunuz. Sadece bedenen değil, ruhen ve zihnen de yorgunuz. Haber başlıklarıyla içimiz daralıyor, sosyal medyada her gün biraz daha yabancılaştığımız bir gerçeklik içinde kayboluyoruz. Bir yanda kalabalıklar, öte yanda hiç olmadığı kadar derin yalnızlıklar… Kimi zaman empati yerini öfkeye bırakıyor; tahammülümüz azaldıkça toplumsal huzur da bizden uzaklaşıyor. İnsanların ‘canileşmesi’ dediğimiz o ürkütücü dönüşüm, sadece bireysel değil; kültürel bir sarsıntının da habercisi.
***
Bu kadar karmaşık ve kaotik bir ortamda, nezaket artık bir lüks olmaktan çıkıp, toplumun sağlıklı işleyişi için bir gereklilik hâline geldi. Herkesin kendi dertleriyle boğuştuğu, güvensizlik ve karamsarlığın her köşede hissedildiği bir dönemde, küçük bir nazik kelime veya basit bir anlayış, büyük bir fark yaratabilir.
***
Nezaket, sadece bireysel ilişkileri değil, toplumsal huzuru da inşa eder. Öfkenin ve umutsuzluğun hakim olduğu bir dünyada, nezaket bir köprü işlevi görür, bizi birbirimize bağlar. İnsanlar zor zamanlarında, duydukları anlayış ve empatiyle güç bulurlar. Bu yüzden, nezaket bir erdem değil, toplumun temel taşlarından biri olmalıdır. Göz ardı edilmemesi gereken bu değer, bizleri birbirimize daha yakın kılacak ve krizlerin içinde bir umut ışığı olacaktır.
***
Peki, bu zorlu süreçte akıl ve ruh sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?
Her şeyden önce, kendi iç dünyamıza sahip çıkmak zorundayız. Bilgi kirliliğiyle dolu bir çağda, doğru kaynaklardan beslenmek ve zihnimizi karamsarlıkla değil, farkındalıkla donatmak önemli. Sosyal medyada geçirilen zamanı sınırlamak, felaket haberlerine sürekli maruz kalmaktan kaçınmak bir tercih değil, bir korunma refleksi olmalı artık.
***
Ruh sağlığımız için de doğayla temas, yürüyüş, meditasyon, dua, ibadet, nefes çalışmaları gibi bizi merkezimize çağıran rutinler, bu tür dönemlerde bir nevi “zihinsel sığınak”tır. İnsan insanın ilacıdır; güven duyduğumuz, bizi gerçekten dinleyen birkaç insanın varlığı ruhsal dayanıklılığımızı artırır. Ayrıca bir uzmandan destek almak artık bir zayıflık değil, bir bilinç göstergesi sayılmalı.
***
Bireysel farkındalıkla toplumsal onarım başlar. Herkes kendi duygusunu yönetmeye, dilini yumuşatmaya, nezaketi bir lüks değil bir ihtiyaç olarak görmeye başlarsa; o zaman yaşadığımız bu karmaşanın içinden bir çıkış yolu bulabiliriz.
Zira bu ülke; nice badireleri atlatmış, nice yaraları sarmış bir ülke. Yeter ki umudumuzu diri, kalbimizi sağlıklı, aklımızı berrak tutalım.
17.04.2025 - 09:00
05.03.2025 - 09:00
07.02.2025 - 09:00
03.01.2025 - 09:00
20.12.2024 - 09:00
02.12.2024 - 09:00
02.11.2024 - 09:00
04.10.2024 - 09:00
28.08.2024 - 09:00
27.08.2024 - 09:00
08.08.2024 - 09:00
18.07.2024 - 09:00
27.06.2024 - 09:00
24.05.2024 - 09:00
12.05.2024 - 09:00
03.05.2024 - 09:00
29.04.2024 - 09:00
25.03.2024 - 09:00
07.03.2024 - 09:00
23.02.2024 - 09:00
22.02.2024 - 09:00
03.02.2024 - 09:00
29.01.2024 - 09:00
16.01.2024 - 09:00
06.01.2024 - 09:00
30.12.2023 - 09:00
22.12.2023 - 09:00
BİR CEVAP YAZ
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir