İnsanoğlu var olduğu günden beri doğayı keşfetme ve yararlanma eğilimindedir. Hayvanlardan ve bitkilerden yararlanma süreci en çok gıda kaynaklarını ve hastalıklara çare bulma içgüdüsüyle başlamıştır. Geçmişten günümüze kadar deneme yanılma yoluyla birçok bitkinin zehirli, hoş kokulu, hastalıkları iyileştirici özelliği olup olmadığı keşfedilmiştir. Hatta bazı toplumlar tıbbi açıdan önemli bitki türlerine kutsal anlamlar yüklemişlerdir.
***
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünya nüfusunun %80’inin bitkileri tedavi amaçlı kullandığı bilinmektedir. 1928’li yıllarda bilim insanlarının penisilini keşfetmesi ile bulaşıcı hastalıkların tedavisi alanında yeni bir çağ başlamıştır ve yeni antibiyotiklerin keşfi için çok çaba harcanmıştır. Günümüzde ise bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç kazanması ve yeni antibiyotik bulma sürecinin yavaşlaması sonucunda bilim insanlarının odak noktası tekrardan bitkiler olmuştur.
Soğuk kış aylarının yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladığı şu günlerde bu yazının sizlere faydalı olacağını düşündüm…
***
Hasta olduğumuz veya olacağımızı anladığımız anlarda ilk ihtiyaç duyduğumuz iyileşme yöntemi bitki çayları oluyor. Peki ya bu bitki çaylarını nasıl ve nereden temin etmeliyiz? Aktarlarda satılan bitki çayları ne kadar sağlıklı? Bitki çayları satın alırken nelere dikkat etmeliyiz?
***
Belki de bu sorular aklınıza hiç gelmedi. Fakat doğru olarak bildiğimiz birçok yanlış fikri de halı altına süpürmemekte fayda var diye düşünüyorum ki neticede sağlık her şeyden daha önemli.
Birçoğumuz sentetik ilaçlara nazaran bitki çaylarının daha masum ve yan etkisinin daha az olduğunu düşünürüz; ancak bu durum düşünüldüğü kadar basit değildir. Bilinçsizce kullanılan bitki çaylarının yarardan çok zarar getirdiğini bilmeliyiz. Kısacası botanikçi, doktor veya bir uzman vasıtasıyla aldığınız reçeteniz varsa bitkilere güvenebilirsiniz.
***
Aktardan satın aldığınız bitkinin doğru teşhis edildiğini yani tüketmek istediğiniz asıl bitki olduğuna emin misiniz? Örneğin halk arasında kekik olarak bildiğimiz bitkinin Thymus, Origanum, Satureja, Thymbra ve Coridathymus olarak birden fazla bilimsel adı olduğunu biliyor muydunuz? Hatta ve hatta en çok bilinen halk arasında sakinleştirici olarak kullanılan papatya bitkisinin de bilimsel olarak birbirinden farklı türleri bulunmaktadır. Dolayısıyla tıbbi ve aromatik bitkilerin zehirleyici etkilerini önlemenin ilk adımı, doğru teşhis edilmiş bitki kullanmaktadır ve elimizdeki bitki türünün doğru bitki olup olmadığını, başka bitkiler veya farklı maddelerle karışıp karışmadığına emin olmak gerekir. Yapılan hatalardan biri de iki faydalı bitki türünü birbiriyle karıştırarak daha faydalı olacağını düşünmektir. Bu karışımın daha yaralı olacağını düşünürken, aslında toksik etkiye maruz kalıyor olabilirsiniz.
***
Bitki çayları satın alırken dikkat etmemiz gereken noktalardan bir diğeri de, bitkilerin saklanma koşullarıdır. Saklama koşullarına göre, bitkilerin sahip olduğu maddeler değişkenlik gösterebilir ya da etkisini kaybedebilir. Tıbbi bitkilerinizi muhafaza ederken nemli veya güneş ışığının fazla olmadığı kuru, karanlık ortamları tercih edebilirsiniz. Bitkiler hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz A’dan Z’ye Tıbbi Bitkiler kitabını incelemenizi öneririm.
SON SÖZ
Kış aylarına doğru sıcak sıcak içtiğiniz bitki çaylarınıza daha özenli ve dikkatli bakınız. Yazının başında da belirttiğim gibi bu konuda alanında uzman kişilere danışmak oldukça önemli. Ottur deyip geçmemekte fayda var…
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz