Bu haftaki konuğumuz, Antalya’mızın çok kıymetli yazarı, sevgili Burcu Bahar. Yazmış olduğu 20 çocuk kitabıyla minik kalplerin sevgisini kazanmış Burcu Hanım ile Pazar gününe yakışır, sıcacık bir sohbet gerçekleştirdik. Biz kahvelerimizi yudumlarken, kitapların ve çocukların hayal dünyasına keyifli bir yolculuk yaptık. Siz de bu yolculuğa eşlik etmek ister misiniz? Hadi buyurun, Burcu Bahar ile bu özel röportajımıza…

BURCU BAHAR KİMDİR?

Klasik bir röportaj sorusudur bu… Sorular klasik olunca, cevapları da öyle olur derler. Fakat Burcu Bahar’ın verdiği cevap beni şaşırttı, içimi ısıttı ve yüzümde bir tebessüm oluşturdu:

Burcu Bahar:

Parmak çocuk olarak dünyaya gözlerini açmış, yaşam mücadelesi vererek hayata tutunmuş ve çalışan bir annenin tezgâh üstünde kitap okuyan kızı…

Ne çok şey anlatıyor değil mi bu tek cümle? Prematüre bebek olarak dünyaya gelen Burcu Bahar, hayata sıkı sıkıya tutunmuş, küçücük yaşlardan itibaren kitaplarla arkadaşlık kurmuş bir isim. Bir kız ve bir erkek çocuk annesi olan Bahar Hanım’ın yazarlık yolculuğu da tam burada başlıyor.

Çocuk edebiyatına tutkuyla bağlı, çocukların öğrenme yolculuğunda onlara rehberlik edebilmek adına onları gözlemleyen, anlamaya çalışan ve hayatı farklı bir pencereden izleyen bir yazar. 2014 yılında ilk kitaplarını okuyucularla buluşturan Burcu Bahar, kendi çocuklarına yazdığı küçük hikâyelerden yola çıkarak, “Benim çocuklarıma yazdığım hikâyeleri başka çocuklar da okumalı” düşüncesiyle kaleme aldığı kitaplarla, çocukların dünyasında iz bırakıyor.

Alya ve Tırmık, Bulut ve Dinazor T-rex, Kelebeğin Rüyası, Tembeller Kralı Badi, Kar Küresiyle Yolculuk, Dodo Alanya’da, Atatürk ve Sihirli Gözlük gibi içerik bakımından zengin hikâyelerle çocukların hayal dünyasına konuk oluyor.

KİTAPLARINIZ ÇOCUKLARA NE ANLATIYOR?

Burcu Bahar:

Eylül Hanım, ben kitap yazmaya başladığımda bugünlere geleceğimi, bu kadar yol alacağımı açıkçası hiç düşünmemiştim. Kitaplarımda özellikle vermek istediğim, dikte ettiğim bir mesaj yok. Çünkü bu tarz bana uygun değil. Bir yazar olarak değil de, çocuklarına parmak sallayan bir anne rolüne bürünmüş olurum aksi hâlde.

Ben her çocuğun okuduğu hikâyeden kendi payına düşeni almasını istiyorum. Bazen öyle güzel geri dönüşler alıyorum ki… Kitaplarımı okuyan çocuklar, hikâyelerimin kahramanları olarak beni hayal ediyorlar. Mesela Kar Küresi kitabındaki “Dünyalı Teyze” karakterini bana benzeten çocuklar oldu. “Siz misiniz o Dünyalı Teyze?” diye sordular. Bu, bir yazar için en güzel ödül bence.

Onlarla kurduğum samimi iletişim, o heyecanlı bakışlar ve meraklı sorular… Bunlar benim için sonraki kitaplarımda ilham kaynağı oluyor.

KİTAPLARINIZLA ÇOCUKLARI DÜNYAYI GEZDİRİYORSUNUZ…

Burcu Bahar:

Evet, doğru. Mesela Küçük Kelebeğin Rüyası kitabının hikâyesi şöyle doğdu: Bir gün omzuma bir kelebek kondu ve ben onun şu duygu ve düşünceyi geçirdim aklımdan. Bu kelebeğin bir ailesi olsaydı kelebeğin en fazla nereye kadar uçmasına izin verirlerdi? Bu sorunun aklıma gelmesiyle birlikte yeni bir kitap doğdu. Yazmış olduğum kitaplarla çocuklarla dünyayı geziyoruz.

Hikayelerimi yazarken A'dan Z'ye iki kapak arasında geçecek olan her şeye, her çizime özen gösteriyorum. Onların dünyasına girmek, başucu kitaplarının yazarı olmak sorumluluğu ve bilincini asla unutmuyorum. Benim ailelerden bir ricam var sizin aracılığınızla buradan onu da ifade etmek isterim:

Bu vesileyle ailelere de küçük bir ricam var: Lütfen çocuklarınıza aldığınız kitapların yazarını, kitabın adını ve yayınevini mutlaka öğretin. Kitabın ilk sayfalarında yer alan künye bilgilerini onlara okutun. Çocuklar sadece hikâyeyi değil, o kitabın kimden geldiğini de bilsinler. Bu kültürü kazanalım, kazandıralım.

Keyifli sohbetimizin sonuna yaklaşırken son sözlerini rica ediyorum sevgili yazarımızdan:

KİTAPLARIMI ANNELİK DEĞİL, ÇOCUKLARIN HAYALİ YAZDIRIYOR

Burcu Bahar:

Kitaplarımı yazarken annelik misyonuyla hareket etmiyorum. Yazdıklarımı, bugünün küçüğü yarının büyükleri olan çocukların hayal dünyasına yaptığım içsel yolculukla kaleme alıyorum. Şunu da gururla söyleyebilirim ki, bugüne kadar para ödeyerek kitap bastırmadım. Her zaman tercih edilen yazar olmak istedim.

Kitaplarım, seçkin yayınevleri tarafından beğenilip ücretsiz basıldı. Bu benim için ayrı bir mutluluk ve gurur kaynağı. Bu yolculukta bana en büyük desteği veren kıymetli aileme sonsuz teşekkür ediyorum. Onların desteği çok kıymetli. Edebiyat ve sanata verdiğiniz katkılar için de size ve tüm okuyucularımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim sevgili Burcu Bahar, bu samimi ve içten sohbet için. Yeni kitaplarınızda buluşmak dileğiyle…

ÇOCUKLARA MEKTUP: HAYAL ET, YAZ, IŞIK OL!

Sevgili Kitap Dostum,

Bu mektubu sana, kitapların renkli dünyasına küçük bir yolculuk yapman için yazıyorum. Çünkü kitaplar, içi sürprizlerle dolu büyülü kapılardır. Her sayfası seni bambaşka bir dünyaya götürür. Kimi zaman gemideki cesur bir korsan olursun, kimi zaman da sessiz bir sokağın köşesinde dünyayı izleyen küçük bir kedi…

Belki bir ormanda kaybolursun, ama sonunda mutlaka kendi yolunu bulursun. Çünkü her hikâye, biraz da seni anlatır. Kalbinden geçenleri, gizli hayallerini, bazen de fark etmediğin duygularını…

Sana küçük bir sır vereyim mi? En önemli süper güç, senin hayal gücün. Kimse göremez onu, ama o seninle her yere gelir. Sessizliği masala dönüştürür, etrafını renklendirir, boş bir kâğıdı resme çevirir; seni olduğundan bile daha güçlü kılar. İşte bu yüzden, hayal kurmaktan hiç vazgeçme.

Bir gün belki sen de bir kitap yazarsın. Sayfaları umut dolu, kahramanları senin gibi cesur, dünyayı daha güzel bir yer haline getirecek bir hikâye… Ama ne yazarsan yaz, içine sevgini ve hayal gücünü katmayı sakın unutma. Çünkü bir kitap sadece kelimelerden ibaret değildir. Bazen bir yüreğe dokunan dost, bazen yeni hayallere bir yolculuk, bazen de bir ışık olabilir.

Bir gün, tüm hayallerin bir ışık gibi parlayacak. Ve unutma; seninle aynı gökyüzüne bakan bir yazar, her zaman yanında olacak…

Sevgiyle, Burcu Bahar…

​