Sevgili okurlar, bugün sizlere ilk köşe yazımla "merhaba" demenin heyecanını yaşıyorum. Bu köşe, yalnızca yazılardan ibaret bir alan değil; aynı zamanda bir sohbet, bir buluşma noktası ve fikirlerin özgürce paylaşıldığı bir mecra olacak. Burada bazen günlük hayata dair küçük detaylara, bazen derin düşüncelere, bazen de hepimizi ilgilendiren önemli konulara yer vereceğiz. İlk yazımdan itibaren sizlerin de yorumlarıyla bu yolculuğa katkı sağlamanızı dilerim.
***
Geçenlerde dışarıdaki bir aktivite sırasında oğlum, önden
koştura koştura giden arkadaşına yetişemediği için “Beklemelisin. Ben özel bir
çocuğum, en önde ben olmalıyım” dedi. O an kısa bir sessizlik oldu. Etiketlere,
sınırlandırmalara, farklılaştırmalara uzak durmakta direnen biri olarak,
oğlumdan böyle bir cümle duymak, beni epey şaşırttı ve o an ışık hızıyla
sorgulamaya başladım.
***
Bu kelimeyi nerede ve niye duymuştu? Kimden duyduğu ile
ilgilenmedim; ama bir türlü kendisini bu kelimeyle özdeşleştirmesini görmezden
gelemiyordum.
“Özel çocuk en önde olmalı, ha?” Farklı gelişim gösteren bir
çocuk olarak, en az diğer tüm çocuklar gibi elbette özeldi, ama yanında bu tarz
konuşmalara şahit olmaması için, ebeveynleri olarak yıllardır özenli
davranıyoruz sanıyordum. Tanıdan bağımsız, durumdan bağımsız olduğunu düşünüyor
ve akranlarından farklı hissetmemesi yönünde ekstra çaba da sarf etmiyorduk
aslında.
***
Akıştaydık sanıyordum, ta ki o ana kadar. Eşim konuya benim
kadar takılmamıştı, bence bu durum bir an önce oğlumuzla konuşulmalı, ama
nasıldı? Bu tür kelimelerin etiketten ibaret olduğunu, yaşadığımız toplumda
kabul görmediğini, bir set, hatta bir bariyermiş gibi hissettirdiğini ve bugün
bile ön yargılara yol açtığını düşünüyorum, ona nasıl söylerim bilemiyordum.
***
İşin iç yüzünü elbette ki kabulleniyorum, çocuğun yanında
avaz avaz bağırmanın da, bariyer kurmanın da anlamı yok diyorum sadece. E ben
tanımlamalardan böylesine kaçınırken, çocuk özel çocuk olmanın
ayrıcalıklarından mest oluyor! Bir de uçarak öne geçiyor, özel bir bey
kendisi...
***
Belki de o an, yıllardır içinde sıkışıp kaldığım kalıbı
yıkma zamanıydı. Yeni yılın ilk günlerinde ‘özel’ kelimesinin bende de
uyandırdığı -bariyer- hissi, belki de bir çocuğun zihninde o kadar yalın ve
sıradan bir eylemdi ki. -Onun için hayat yeterince zorlu bir yolculukken, o
keyfini sürmeyi seçiyor.- diye geçirdim içimden.
***
Yol akıp gidiyor, kavisler, yokuşlar, dik yokuşlar, daha dik
yokuşlar, en dik yokuşlar derken molalar bile dinlenecek kadar uzun değil. Yine
de, yolculuğumuzdaki tüm eşikler sevdaya dahil. Kaplumbağa hızıyla geçtiğimiz
tüm eşiklere selam olsun buradan.
İmza: Öndeki Özel Çocuğun Annesi - Ocak 10,2025
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz