Cumhuriyet tarihimizde otuzun üzerinde vergi affı ülkemizde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Son birkaç yıl içinde ise 6111 Sayılı Af Yasası, 6736 Sayılı Af Yasası, 7143 Sayılı Af Yasası, 7236 Sayılı Af Yasası ve en son da 2020 yılını da kapsayan 7326 Sayılı Af Yasası ile Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Af Kanunu çıkmıştır.
Şu anda herkesin öncelikle merak ettiği soru yeni bir af yasasının çıkıp çıkmayacağı yönünde olsa gerek.
***
Bu sorunun cevabını bulmak adına biraz hafızamızı tazelemekte fayda görüyorum. Lakin her çıkan af yasasından sonra “Bir daha böyle bir vergi barışı olmayacak” ifadeleri ısrarla vurgulanıyordu. Tabi ki doğal olarak bu sözlerden hareketle Türkiye’de bir daha vergi affının çıkmayacağını düşünmek ve değerlendirmek gerekmektedir. Ancak geçtiğimiz günlerde yine bir vergi affının varlığı ile ilgili konuşulmaya başlandı. Zaten bu tür konular konuşulmaya başlandığı zaman bir süre sonra gerçekleşeceği anlamına gelmektedir. Ancak her çıkan bir af yasasının çıkmasından bir süre sonra tekrar herkesi beklenti ve bağımlılık haline getirdiğini hatırlatmak isterim.
***
Ülkemizde yapılandırma kararı verilirken bir mağduriyet var mı yok mu ona bakmak gerekmektedir. Borcunu düzenli ödeyenle ödememeyi huy edinenleri ayırt edecek bir yaklaşım her dönem gündeme gelmektedir. Bu konuda düzenli ödeyenler bu tür aflara karşı gelmekte, kendilerinin mağdur olduklarını beyan etmektedirler. Haksız da sayılmazlar. Lakin düzenli ödeyenler için herhangi bir yılsonu hariç indirim yapılmamaktadır. Yılsonu yapılan indirimi de tenkit etmekte fayda görüyorum. Çünkü yıl içinde herhangi bir sebeple verginizi ödeyemez iseniz indirimden yararlanamıyorsunuz. Hâlbuki ödeme anında aynen sosyal güvenlik sisteminde ki gibi geç ödense dahi faizi alınarak yüzde 5 indirim yapılsa bu sorun tamamen ortadan kalkacaktır. Vergi idaresi için de teldeki 2 kuştan cepteki 1 kuş iyidir den hareketle vergi tahsilatı hızlanacak ve düzenli hale gelecektir.
***
Ayrıca malumunuz üzere ülkemiz gibi dünya da zor bir dönemden geçmektedir. Salgın hastalıklar, küresel iklim ve gıda krizleri ve savaşlar direkt ekonomiyi etkilemektedir. Zaten kırılgan ve dışa bağımlı olan ekonomimiz bundan direkt etkilenmekte olup, ticari hayatımız sekteye uğramaktadır. Haliyle vergi ve SGK primlerini ödeyemeyenler çoğalmakta akabinde devletin vergi ve SGK sistemi direkt etkilenmektedir. Bu da yeni bir vergi affı ya da yapılandırmanın geleceği beklentisini oluşturmaktadır.
***
Ancak bu tür vergi afları ticari hayatı rahatlatmasına rağmen şirketlerin muhasebe sistemini bozmakta, af beklentisi nedeniyle bilançolar bozulmakta akabinde bankalar ile sorunlar yaşanmaktadır. Bu yüzden yıllardır Basel II Kriterleri ile bilançoların hazırlanması ve banka sistemine entegre edilmesi hep havada kalmaktadır. Bu da firmaların bankalar nezdinde kredili olarak çalışmalarını etkilemektedir. Şirket kredi sistemimizin de Avrupa’daki gibi şirkete özel kredi oranları ile yapılması gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca sürekli yapılan aflardan dolayı düzenli vergi incelemeleri yapılamamakta haliyle düzenli muhasebe sistemi olan firmalar ile düzensiz arasında herhangi bir fark kalmamaktadır.
***
Sonuca gelirsek artık hükümetler kolay vergi toplama kaynağı olarak vergi aflarının tadını almış bulunmaktadır. Ticari hayatta bu beklentiye cevap verdiği sürece vergi afları hiçbir zaman gündemden düşmeyecektir. Vergi tekniği itibariyle bir af yasasının 2022 yılını da kapsayabilmesi için en azından beyan döneminin de geçmesi gerekir. Dolayısıyla nisanda verilecek olan 2022 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi verilmeden bir af yasasının çıkması pek mümkün görünmemektedir. O yüzden de tahminimiz, bir af yasası çıkacaksa, bunun 2023 yılı Mayıs ayı veya müteakip aylarda olacağı yönündedir.
Mükelleflerin ve piyasanın beklentilerini karşılayacak kapsam ve nitelikte bir af yasasının çıkması dileğiyle…
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz