Türkiye, uluslararası düzeyde bilim ve teknoloji üretme kabiliyetini geliştirmek ve en üst ligde yer almak üzere üniversitelere büyük önem veriyor ve stratejik destekler sağlıyor.
Özellikle AR-GE kapasitesinin geliştirilmesi konusu üzerinde duran TÜBİTAK; araştırma, teknoloji geliştirme, kalkınma ve insan kaynakları potansiyelinin geliştirilmesine yönelik olarak üniversiteler başta olmak üzere diğer kamu ve özel sektör araştırma birimlerine de çok önemli destekler veriyor.
Üniversitelerin araştırma geliştirme alanındaki yeterliliklerinin artırılması ve dış dünyayla rekabet edebilir nitelikte teknolojiler üretmesi için; doğru bir AR-GE politikası yanında paydaşların kurumsal olarak stratejik güç birlikleri oluşturması gerekiyor.
Bu kapsamda Yükseköğretim Kurumu’nun “Yeni YÖK” anlayışı çerçevesinde geliştirdiği yeni inisiyatifler ve stratejik öneme sahip çalışmalar bulunuyor. Bu kapsamda YÖK tarafından ortaya konulan ve yükseköğretimde çeşitliliği öne çıkaran “Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi” kayda değer içerik ve hedeflere sahiptir.
“Araştırma Üniversiteleri” yaklaşımı ve uygulamasıevrensel ölçekte rekabet edecek araştırma-geliştirme sürecinde etkili akademik yapıların oluşmasına dönük somut bir girişim olarak ortaya çıkmaktadır.
Yine 2006 yılından sonra kurulan üniversitelere yönelik olarak şekillendirilen “Bölgesel Kalkınma Odaklı İhtisaslaşan Üniversiteler” projesi ile, üniversitelerin bulundukları il ve bölgede yürütecekleri faaliyetlerle kalkınmanın aktörü olmaları amaçlanmaktadır.
Söz konusu çalışmaların başlatılmasıyla birlikte Araştırma ve Aday Araştırma Üniversiteleri’nin belirlenmesiyle birlikte bir bakıma ulusal düzeyde üniversitelerimiz arasında daha iyi olmak ve mükemmele ulaşmak yönünde rekabet de başlamıştır.
Uluslararası düzeyde ise dünya genelinde alanında en iyi üniversiteler araştırma ve aday araştırma üniversitelerimiz tarafından mercek altına alınmaya başlamıştır. Bu durum kuşkusuz yükseköğretime dinamizm kazandırmıştır ve bu alanda etkinliklerin artmasıyla olumlu etkiler artarak devam edecektir.
AR-GE’DE KÜRESEL REKABET
Türkiye küresel rekabette öne çıkmak üzere son 20 yılda Milli Gelirini yaklaşık 3 kat artırmışken AR-GE’ye ayrılan payı 5 kattan fazla artırmıştır. Türkiye milli gelirden AR-GE’ye ayırdığı payı binde dörtlerden, yüzde birin üzerine çıkarmayı başarmış bir ülke olarak bu rakamı orta vadede yüzde üçlere yani gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmayı hedeflemektedir. Burada Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) çalışmalarında belirlediği strateji yanında Yükseköğretim Kurumlarıyla yani üniversitelerle ilişkileri ve araştırma geliştirmeye sağladığı destekler büyük önem taşımaktadır.
Bu çerçevede TÜBİTAK misyonu gereği; Ulusal bilim, teknoloji ve yenilik ekosistemini, bilim tabanlı teknoloji ile katma değeri yüksek ürün ve hizmetler geliştirilmesini, nitelikli bilgi üretimi ve nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesini en ön sıraya koymakta ve bu alanlarda değişim ortaya çıkması için çok önemli destekler vermektedir.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz