Antalya Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici, Döşemealtı Yangın Eğitim Merkezi’nde gazetecilerle buluşarak yaz ayında Antalya’da alınan ve alınacak olan yangın önlemlerinden bahsetti. Yaz dönemine tüm ekipmanlar ve eğitimlerin tamamlanmış bir şekilde başladıklarını söyleyen Dikici, “Biliyorsunuz mayıs itibariyle Antalya’da hava sıcaklığı 25 derecenin üstüne çıkmaya başlar. Biz de buna göre hazırlıklar yaptık. Bu yıl Orman Genel Müdürlüğü’müz 12 tane daha bize arazöz verdi. Yine envanterimize uçaklar satın alındı. Geçen seneki hava gücümüzün hemen hemen Antalya’da aynısı devam edecek. Belki farklılık olarak bir tane daha büyük uçaklardan uçak gönderme ihtimalimiz var. Onun dışında 190 tane yangın söndürme aracımızda, yaklaşık 108 yerde yangın hazırlıklarımızı tamamladık. İlaveten bu yıl sekiz tane orman yangın havuzu da ekledik. Hem kara araçlarının su alması, hem hava araçların su kaynaklarının daha yakın olması açısından. Personellerimizin eğitimine deprem olmasına rağmen yine ara vermedik. Arazözlerimizi, arazöz şoförlerimizi, Orman Muhafaza Memurları’mızı özellikle yangında görev alacak olan mühendislerin eğitimini Antalya’da biliyorsunuz Uluslararası Yangın Eğitim Merkezi’miz var. Burada eğitmeye devam ediyoruz” dedi.

ORMAN KÖYLÜLERİNE YANGIN EĞİTİMİ

Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nün çeşitli projeleri olduğunu söyleyen Dikici, “Amazonla beraber Orman Genel Müdürlüğü’müzün yaptığı projenin başlangıç denemesini Antalya'da geçenlerde hep beraber yaptık. Bir orman yangınında işçilerimizin sağlık açısından ne durumda olduğunu, herhangi bir sağlık açısından veya tehlike geçirdiklerinde onlardan haber alabilmek ve onların nabzından tutunda her türlü sağlık verilerini anında elde edebilmek için projenin burada denemesine başladık. Belki bu yaz da inşallah yazılım tamamlanabilirse orman yangınlarında, orman işçilerimize bunu tatbik edeceğiz. Bütün işçilerimizi izlemiş olacağız. Ayrıca cuma günü Orman Genel Müdürlüğü’müz tüm orman köylülerinin eğitilmesi açısından bir projeye başladı. Bunun da ilk toplantısını cuma günü Ankara'da yapacağız. Ondan sonra tekrar köylerimizde eğer büyük bir yangın olursa ki 2021’deki yangında gördük. Birçok evimiz yandı, insanımız öldü. Onların nasıl hareket edebileceği konusunda onların eğitimine başladık” ifadelerini kullandı.

Orman yangınları ile mücadelede gönüllüler için yıl boyu eğitimler yaptıklarını sözlerine ekleyen Dikici, “Bütün işletmelerimizin ayrı ayrı eğitimlerini yaptık, sertifikalarını verdik. İletişim bilgilerini aldık. Bir orman yangını çıkarsa orman gönüllülerimizi, orman yangınları ile mücadelede bize destek açısından nasıl sevk edeceğimiz konusunda tüm çalışmalarımızı tamamladık” şeklinde konuştu.

Antalya Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici

YANGIN KOORDİNASYON TOPLANTISI YAPILACAK

Gelecek hafta içerisinde Antalya Valisi Ersin Yazıcı başkanlığında Yangın Koordinasyon Toplantısı yapılacağını duyuran Dikici, şöyle devam etti:

“Bütün kamu kurumlarının da Valilik başkanlığında orman yangınlarında yapacakları görevleri neyse onları tekrar dikte edip yazacağız. Bütün ilçelerimize de bu komisyon kararlarını aldırarak. Yaz ayına girmeye başlıyoruz. Benim söylemek istediğim şu; 2021 yılında çok kötü bir yangın atlattık. Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yangını Antalya’da meydana geldi. 60 bin hektar alanı maalesef kaybettik. Yüzlerce evimiz yandı. 7 tane insanımız hayatını kaybetti. Bu tür acılar yaşamamak için ‘ormanlar milletindir’ diyoruz.”

“HEP BERABER GÜZEL YANGINSIZ BİR YAZ ATLATALIM”

Orman yangınlarına karşı vatandaşlara duyarlılık çağrısında bulunan Dikici, “Hem basınımızda, hem kamu kurumlarımızda hem vatandaşımızla orman yangınları açısından ne yapabilirsek. Hep beraber el birlik yapmamız lazım ki bunu zayiatsız atlatabilelim. Tekrar can kayıplarımız olmasın evlerimiz yanmasın, ormanlarımız yanmasın, sonuçları çok ağır oluyor. Manavgat’taki yangının 500 atom bombası etkisinde olduğu söyleniyor. Hem iklim değişikliğini hem havanın kirlenmesinden tutunda aklınıza gelebilecek yüzlerce binlerce olumsuzluğa sebep oluyor. Bunlara meydan vermemek için hep beraber bu yaz ayında vatandaşlarımızın çok daha dikkatli olmasını istiyoruz. Mayıs ayından sonra açıkta hiçbir sebepten dolayı ateş yapmalarını temenni ediyoruz. Özellikle pikniğe gittiklerinde mutlaka bizim 153 tane piknik mesire yerimiz oldu. Buralarda kontrollü piknik yapalım. Diğer yerlerde, eğer gitmek zorunda olursak herhangi bir şekilde açık arazide ateş yakmayalım. Özellikle bahar geldi tarla temizlikleri başladı. Bizim yangınların büyük bölümü temizlikten dolayı yapılan dikkatsizlikten çıkan yangın. Rüzgarlı havalarda ‘yapmayalım’ diyorduk ama rüzgar havayı bırakalım. Lütfen ateş yakmayalım artık. Sonbaharda yağmurlar başlayıncaya kadar açıklardaki bütün ateşlerimizi bitirelim. Topladığımız çöpleri de lütfen bir kenarda tutalım. Eğer mecbur kalacaksak Orman Bölge Müdürlüğü işletmelerimize haber verelim, kontrolü yapmış olsun. Bu açıdan vatandaşlarımızın da bizim bu mücadelemize katkı vermelerini istiyoruz. Hep beraber güzel yangınsız bir yaz atlatalım diye düşünüyorum” diye konuştu.

“300 KİŞİNİN ÜZERİNDE BİR ARTIŞIMIZ OLACAK”

Antalya’da orman yangını ekipleri hakkında bilgiler veren Dikici, “Geçen sene 9 tane helikopterimiz 4 tane uçağımız vardı. Bu yıl da yine 9 helikopterimiz olacak. Uçak sayısında şöyle bir değişiklik olabilir artık geçen sene kiralıktı bu sene Orman Genel Müdürlüğü envantere uçak almaya başladı. Sayıda artış olabilir ama azalacağını düşünmüyoruz. Planlama şu anda yapılıyor. Gelen uçak sayısına göre, temin edilen uçak sayısına göre daire başkanlığımız bizimle istişare ederek bunların yerleştirilmesi yapacağız. Yani en kötü ihtimalle Antalya’da yine 9 tane yangın söndürme helikopterimiz, 4 tane uçağımız olur. Geçen yıla göre personel olarak artışımız da var. Şöyle artışımız olacak; biz orman yangınları ile mücadelede kadrolu işçilerimiz var. Biliyorsunuz bütün işçilerimiz kadroya geçti, işçilerimizle devam ediyoruz. Ayrıca 16 ekip kara ekibi olarak da hizmet satın alacağız. Yani bunları da 15 kişi düşündüğümüzde aşağı yukarı 300 kişinin üzerinde bir artışımız olacak. Her işletmemize takviye ekip alacağız. Bunlarla ekiplerinin sayısını arttırıp yangın mevsimini artık daha rahat geçirmeyi planlıyoruz. Daha hızlı daha seri olmayı planlıyoruz” dedi.

“MÜEBBETE KADAR GİDEN CEZALAR VAR”

Ateş yakmanın cezaları hakkında bilgi veren Dikici, Ormana 4 kilometre mesafede ateş yakmak yasak. Vatandaşlarımızı lütfen uyarıyoruz. Yangınlarımızın zaten, hele büyüyen yangınlarımızın birçoğu dikkatsizlik üzerinden oluyor. Tarla temizleme, anız yakma gibi. Eğer bunlardan feragat edersek yılda yaklaşık bizim 250 ile 300 arası Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nde yangın sayımız var. Bakın geçen sene büyük yangının etkisiyle bu sayı 200’ün altına düştü. Biz bu eğer yangın sayısı 120’lere çekebilirsek bizim uğraştığımız yangın sayısı az olacak. Müdahalemiz daha iyi olacak. Dikkatsizlikleri önlediğimiz anda inanın orman yangınları gündemimizden çıkarabiliriz diye düşünüyorum. Orman yangınları ceza cezalarını biraz daha arttırdık. Yani müebbete giden cezalar var. Bir insan eğer kasıtlı orman yaptıksa ölüme sebebiyet verdiyse müebbet hapis cezası var. Buna rağmen bir türlü kasıtlı yangınları, insan ile çıkan yangınları azaltamıyoruz” ifadelerine yer verdi.

“ORMAN SADECE BEŞİKTEN MEZARA KERESTE KULLANDIĞIMIZ BİR OBJE DEĞİL”

“Ormanlarımızı evimiz gibi kabul edelim” diyerek sözlerine devam eden Dikici, “Çünkü eğer temiz su içeceksek, temiz hava soluyacaksak başka bir alternatifimiz yok. Bizi buna sağlayan bu. Yani ormanları gördüğümüzde sadece kereste ile bunun maddi değeriyle değerlendirmeyelim. Ormanlar esasında bizim hayatımızın bir parçası. Bizim sağlıklı kalmamız için düzgün nefes almamız için temiz su içmemiz için ormanlara ihtiyacımız var. Eğer iklimle mücadele edeceksek bu ısınmayı bir türlü geri doğru çevireceksek bunu yapacak elimizdeki tek arguman şu anda ya sanayideki salınımı azaltacağız ya da ormanlarımızı arttıracağız. Başka bir mücadele şeklimiz yok. Onun için ormanlar lazım. Artık orman sadece beşikten mezara kereste kullandığımız bir obje değil. Bunun içerisinde her türlü nebatıyla her türlü hayvanı ile birlikte ormanlar bizim değerimiz bizim. Günlük hayatımızda emin olun hiç değerini bilmediğimiz, fark etmediğimiz ama her türlü etkiyi sağlayan bir varlık ekosistem. Onun için ormanlar üzerindeki düşüncelerimizi bu şekilde daha çok yaymamız lazım, anlatmamız lazım. Özellikle yeni gelen nesil bunun biraz daha farkında. Onları biraz daha bu konuda eğitip, ormanlarımızın sağlıklı bir şekilde kalmasını veya arttırmak için ne gerekiyorsa onu yapmamız lazım” diyerek cümlelerini noktaladı.