Koronavirüsün, Çin’in Wuhan kentinde başladığını ve tüm dünyaya oradan yayıldığını bilmeyen yoktur herhalde… Bu salgın nasıl ki oradan tüm ülkelere yayıldıysa ülkemize de bir şekilde giriş yaptı…
Koronavirüs, dünyada haber olmaya başladığında yalnızca bir salgın olarak tanımlanıyordu ve muhtemelen işlerin bu kadar ileri gidebileceğini kimse tam olarak kestiremiyordu… Ama şimdi bugün itibarıyla, ülkemizde 18 bin 861 kişinin daha koronavirüsten hayatını kaybettiğini görüyoruz…
Bu zamana kadar kaybedilen bu kadar candan sonra olayın ciddiyetini yeni yeni kavramaya çalışan bir toplum olduk neredeyse…
Virüsü ilk başlarda kronik rahatsızlığı olanların ve yaşlıların atlatmakta zorlandığı vurgulanıyordu… Buna istinaden bizi etkilemez diye düşünen bazı gençlerimizin ve orta yaş grubunun temkinsiz davrandığını gördüm ve salgının daha da ilerlediğine birlikte şahit olduk… Maalesef ki koronavirüsün yaş gözetmediği, gencecik çocukları, yeni evli çiftleri bile ayırdığına şahit olduğumuzda anladık belki de bir musibetin bin nasihatten iyi olduğunu…
Hani Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın her gün uyarılarına kulak asmayan bizler belki de acı gerçekle yüzleştiğimizde anladık… Hemen hemen hepimiz bir yakınımızı kaybetmedik mi bu virüsten?
Buna rağmen yasak olmasa, ceza yazmayacak olsalar maskeyi hayatta takmam diyenler, acaba hayatta değil de öbür dünyada mı takacaksınız? Ya da şöyle sorayım; yarın hayatta olabileceğinin garantisi var mı?
Bu eleştirilerimin altında tabii ki yeni yılda eğlence programı yapabilen cüretkârlar yatıyor… Her sene yılbaşı polemiği yapılır zaten… O iki iki daha dört de, bu sene yılbaşı programlarının polemiklere açık olması bile saçma değil mi?
’Hala yeniyıl’ı kutlamayı bekleyenler mi var? ‘diye kutlamayı sert eleştirenler de var… ‘Ne olmuş yani iki kadeh içsek maksat kutlamak, fena mı olur’ diyenler de… Aslında tartışmaya bile gerek yok çünkü herkes nasıl geçirecekse kendine ve yakınlarına yapacak iyiliği de kötülüğü de… Ona göre düşünsünler…
4 gün evde vakit geçirmek neden bu kadar zor geliyor?
Ee şimdi yeni yılı kutlamayacak mıyız? Kutlayın tabii ama kutlama ile eğlenceyi hala ayırt edemeyenler var… Maksat kutlamak ise yemekle de olur kalabalık olmamak şartıyla… Toplu organizasyonları engellemek adına bir biri ardına o kadar tedbirler alınıyor… Ama az önce yazmıştım ya maksat kutlamak diye… Hayır efendim, maksat kutlamak değil… Maksat yasakları delmek!
Eğlence mekanlarında ve otellerde yılbaşı etkinlikleri yasaklandı… Şimdi de yasakları delmek uğruna lüks villaları kiralayıp eğlence programı yapanlar hortladı… Hem de 5 yıldızlı otelleri aratmayacak cinsten yapılan programlarda sanatçılar, DJ’ler, dansçılar, dansözler bile var…
Yasaklarda ki amaç neydi? Virüsün yayılımını yavaşlatmak… Ama şimdi bu kişilerin yasakların arkasında dolaşarak eğlence düzenlemek için çeşitli yollar araması umutları kırmıyor değil…
Ancak koronavirüse karşı en iyi silahımızı (umut ve moral )kullanmaktan tabii ki de vazgeçmeyeceğiz… Bağışıklık sistemimizi güçlü kılacağız... Ve bunun için de moralimizi yüksek tutacağız…
Sağlıklı ve mutlu kalın…
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz