x


x
x
SANA ŞU KADARA OLUR

Değerlerimizi yitiriyoruz aziz dostlar, değerlerimizi. Dünya malına tamah ede ede insanlığımızı unutup acayip birer mahluk hâline geliyoruz. Başkalarını kandırarak, başkalarının hakkına, cebine göz dikerek çok para kazanmanın bizi kurtaracağını sanıyoruz. Eyvahlar ki yanılıyor, saygınlığımızı eritiyor, vicdanımızı yoruyoruz.

Sözlerim dürüstlüğü ilke edinmişlere değil elbette. Ama gün geçmiyor ki birilerinin aç gözlülüğünden yakınmayalım, sahtekârlığına uğramayalım. Günısının sıcak su kazanı bağlantı yerinden su sızdırıyor, tamiri gerek. Her işin erbabı var, tamirci arıyor, sorunu çözüyorsunuz. Tamircinin yanındasınız, yani iş gözlerinizin önünde oluyor. Kullanılan malzemeyi, işin süresini, işçilik ve servis ücretini kafanızda tartıyor ve tamir işi için cebinizden çıkacak miktarı üç aşağı beş yukarı tahmin ediyorsunuz. Soruyorsunuz borcumuz ne kadar diye, ustanın istediği rakam karşısında donakalıyorsunuz. Tahmininizin en az üç katı…

***

Elektrikli ev gereçlerinden biri arıza yapıyor, tamirciye götürüyorsunuz. Fişi takıyor, bu çalışmıyor, diyor. E, sanki çalışıyordu da öylesine götürmüşsünüz gibi. Nesi var, bir baksanız isteğiniz, şimdi bakamam, onardığımda gelir alırsınız, cevabıyla karşılanıyor. Bu dakikadan sonra ustanın insafına kaldınız. Gözünüzün önünde yapılan günısı tamiratı bedelinin kat be katını isteyen esnaf gibiyse elektrik tamirciniz yandığınızın resmidir.

***

Esnaf özel dilinde (jargonunda), “Şu kadar da sana şu kadara olur.” sözü yaygınlaştı gitti. “Kurtarmaz, alış fiyatı değil, olsa dükkân senin” sözleri, pazarlığı çağrıştırıyor ama “İki yüz lira da sana yüz elliye olur.” sözü kandırmaca. Üçüncü kişi bu sözü duysa alıcı için herhâlde esnafın tanıdığı, diyecek ama öyle değil tabi sen esnafı tanımıyorsun, esnaf seni tanımıyor.

***

Hayat pahalılığının düşük gelirli vatandaşlarımızı canından bezdirdiği bu ortamda bir de hesapta olmayan arıza işlerine ödeyeceği kazıklı para, beli bükülmüş dar gelirliyi yutkunduruyor tabi. Sadece yutkundursa iyi. Kazıklananın ruh hâline, değerlendirmesine göre bedduası da var, küfürü de… Kim ki haksız yere başkalarından nemalanmaya çalışır, “Haramın temeli olmaz.” çıkar aheste aheste…

***

Sözüm elbette özü sözü bir, haramı helâli bilen, güvenilir esnafımıza değil ahilik kültürünü unutan, haram helal düşünmeyen, vicdanına para yapışmışlara. Eminim bu yazıyı okurken sizler de kesinlikle yaşamış olduğunuz benzeri daha kaç olayı gözleriniz önüne getiriyorsunuz. Ve yakınıyorsunuz, tıpkı benim gibi, neden bu hâle geldik diye. Kadınlar, kocalarına “Yalımız olsun, katımız olsun, arabamız, çok paramız olsun istemiyorum; senden yuvamız için helâl para kazanmanı istiyorum” dese çok şey değişir inanın. Kazanılan parayla dünyalığını genişletip kabirlerini daraltanlar, arkasından hayır dua ile anılmak yerine buğz ile gidenler, çevresinde dürüstlüğüyle anılmak yerine gözü doymazlığıyla hatırlananlar kazançlı mıdır?

***

Şimdilerde bir de haksız kazanca stokçuluk gibi bir yöntem eklenerek vurgun diyebileceğimiz daha büyük çaplı sahtekârlık türedi. Özellikle de her evde olmazsa olmaz olan ürünlerin seçildiği görülüyor. Devlet soğanı, patatesi tutuyor limon, yumurta kaçıyor. Hırsıza âdeta herkes borçlu.

“Dünyasına dünyasına / Aldanma hiç dünyasına

Dünya benimdir diyenin/ Daha gittik dün yasına”

Kul hakkı, affedilmiyor; yiyenler felah olmuyor. Göz göre göre yolunun üstündeki kuyuya düşmek gibi. Ne zaman ki değerlerimizi unuttuk, vicdanımızın sıcak sesini soğuttuk. Reçetesi bence devletin, sivil toplum örgütlerinin ve özellikle bireylerin kararlı adımlarına bağlı. Sivil toplum örgütleri eliyle Ahilik kültürünü günümüze uyarlayarak yaygınlaştırırsak bataklıktan sağlam zemine ilk adımı atmış oluruz.

Devleti yönetenlerin alacağı tedbirler, yaptırımlar dışında bireyler de önce kendi nefsine çeki düzen vermeli sonra elden geldiğince dürüst insan olma erdemini bıkmadan usanmadan dile getirmeli.

Zira bu insan karalığı, bu necip millete hiç yakışmıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (0 Yorum)
Yorum Sıralaması:

Diğer Yazıları

KUYUDAKİ TAŞLAR

27.03.2025 - 09:00


ŞEHİT VE VATAN

17.03.2025 - 09:00


EĞİTİM HERKESİN DERDİ

28.02.2025 - 09:00


OLANLAR UMULANLAR

18.02.2025 - 09:00


KADIRGALI TRUMP

08.02.2025 - 09:00


SON SAYFAYI AÇMADAN

27.12.2024 - 09:00


NECATİ BEY

17.12.2024 - 09:00


MEB’E AÇIK MEKTUP

07.12.2024 - 09:00


YABANCI OKULLAR SORUNU

27.11.2024 - 09:00


İSTİKBAL GÖKLERDEDİR

17.11.2024 - 09:00


SİYONİZMİN PKK PLANI

27.10.2024 - 09:00


İRFAN VE ÖLÇÜ

07.10.2024 - 09:00


Zer-dûz palan vursan

29.09.2024 - 09:00


EYLÜL

07.09.2024 - 09:00


Kuvayımilliye ve Hamas

07.08.2024 - 09:00


ADAP VE EDEP

27.07.2024 - 09:00


KENDİNİ BİLMEK

17.07.2024 - 09:00


OKUMAKTAN MURAT NE?

27.06.2024 - 09:00


NASIL OKUMALI?

17.06.2024 - 09:00


OKUMA TÜRLERİ

07.06.2024 - 09:00


DOĞRU OKUMA

27.05.2024 - 09:00


ZORU KOLAY KILMAK

07.05.2024 - 09:00


KİTAP DÜNYASINA MERHABA

27.04.2024 - 09:00


BAYRAMA İKİ ADIM KALA

07.04.2024 - 09:00


CEMAAT VE CEMİYET

17.02.2024 - 09:00


İŞLER ZIVANADAN ÇIKINCA

27.01.2024 - 09:00


GENELLEMELER

17.01.2024 - 09:00


AKİF’İ ANARKEN

27.12.2023 - 09:00


SÖZÜN DOĞRUSU...

16.12.2023 - 09:00


BİZİM DERDİMİZ OLMALI

06.12.2023 - 09:00


CENAZE YEMEĞİ

07.10.2023 - 09:00


DERİN İZ: ZULÜM

07.08.2023 - 09:00


KELİMELERİN GÜCÜ...

17.06.2023 - 09:00


ÖFKE ÜZERİNE

08.06.2023 - 09:00


liderhaber.com.tr liderbursa.com Güncel Ekonomi Sağlık RESMİ İLANLAR E GAZETE Politika Eğitim
Anasayfa Kategoriler
ÜYE VE KÖŞE YAZARI GİRİŞİ
GİRİŞ BAŞARILI YÖNLENDİRİLİYOR
GİRİŞ BAŞARISIZ !