KEBABIN BAŞKENTİNDE CİĞER KRİZİ
Kebabın başkenti Adana’da canlı hayvan kesiminin azalmasıyla birlikte ciğer sıkıntısı yaşanmaya başladı. Ciğerin karaborsaya düşmesiyle kentteki bazı kebapçılar, çareyi çevre illerden ciğer siparişinde buldu.
Kebabın başkenti Adana’da canlı hayvan kesiminin azalmasıyla birlikte ciğer sıkıntısı yaşanmaya başladı. Ciğerin karaborsaya düşmesiyle kentteki bazı kebapçılar, çareyi çevre illerden ciğer siparişinde buldu.
Kentte günlük küçük ve büyükbaş hayvan kesiminin azalmasıyla birlikte birçok sakatat ürününde olduğu gibi ciğerde de artış yaşandı. Kuzu ciğerine bir ayda üç kez zam gelirken, kilogram fiyatı 110 liraya ulaştı.
Fiyatı artmasına rağmen ciğer, adeta karaborsaya düştü ve kentteki bazı kebapçılar, çareyi çevre illerden ciğer siparişi vermekte buldu. Adana’da sabah kahvaltısından itibaren gün boyu tüketilen ciğerde sıkıntı çekildiğini belirten esnaf, sorunun çözümü için yetkililerden yardım bekliyor.
“FİYATLAR ARTMASINA RAĞMEN CİĞER BULUNMUYOR”
Kentte 42 yıldır kebapçılık yapan Yaşar Aydın, ciğerin artık lüks tüketime girdiğini söyledi. Aydın, fiyat artışına rağmen ciğer bulunmadığına belirterek, “Ciğer fiyatı aldı başını gidiyor, durdurmak imkansız. ‘Adana’ya gel, ciğerimi ye’ diyoruz ama ciğer yiyemez olduk. Eskiden ciğer kullanılan bir şey değildi ama ciğer şu anda aldı başını gidiyor. Şu anda 110 TL’ye kadar ulaştı. Ciğer fiyatları artmasına rağmen ciğer bulunmuyor, kısıtlı. Eskiden garibanın yemeğiydi ama şu anda zenginin yemeği oldu” diye konuştu.
“FIRSATÇILIK VAR”
42 yıllık meslek hayatı boyunca ciğerin ilk kez bu kadar talep gördüğünü söyleyen Aydın, “Ciğer eskiden atılıyordu. Kesimi kendisi yapan benim gibi firmalar ciğer buluyor ama bulamayan esnaf çok var. Buna bir önlem bulunmalı. Ne değişti de bu ciğer bu kadar arttı. Et fiyatıyla arasında uçurum var. Bence burada bir fırsatçılık var. Bizim ülkemizde ne yazık ki insanlarımız fırsatçılığı seviyor. Bizim kalben bir şeyler yapmamız lazım. Bunu fırsata dönüştürmemek lazım” ifadelerini kullandı.
Adana Kasaplar Çarşısı’nda yıllardır esnaflık yapan Rıdvan Ökmen ise ciğerin adeta karaborsaya düştüğünü söyledi. Ökmen, “Şu an ciğerin kilogram fiyatı 110 lira. Çok nadir bulunuyor. Koyunlar için arpa ve buğday fiyatlarının artışı da bu fiyatlarını arttırdı. Ciğer ve kuyruk yağına zam geldi. Kuyruk yağı 60 lira, ciğer 110 lira, erkek kemiksiz kuzu eti 70 lira. Yetkililerden çare bekliyoruz. Ciğer şu anda karaborsa” dedi.
İHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz