Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde yöreye özgü tohumlardan yetiştirilen ve 600 gramdan başlayan ağırlığı ile halk arasında 'hırsız almaz' adı verilen Gönen Beyazı kavunun hasadı sürüyor. Kilosu 3 liradan satılan ve büyük ilgi gören kavunları, üreticiler bozulmaması için özenle buğday ve samanlar arasında saklıyor.
Tekirdağ'ın Malkara ilçesinin kırsal Ahievren Mahallesi'nde yetişen erkenci çeşit Gönen Beyazı adı verilen ve ağırlığı 600 gram ile 2 kilo arasında değişen kavunların hasadında sona gelindi. Malkara'nın köylerinde yaklaşık 1600 dönüm alana ekilen ve yılda yaklaşık 5 bin ton üretimi yapılan halk arasında 'hırsız almaz' olarak da adlandırılan kavunlar, yoğun ilgi görüyor. Minik kavunların yanı sıra kışlık kavun da yetiştiren üreticiler, kavunları özel olarak depolarda hazırladıkları buğday ve samanlar içinde özenle saklayarak, bozulmamasını sağlıyor.
Ahievren Mahallesi'nde 20 yıldır kavun ve karpuz yetiştiriciliği yapan Hüdaverdi Uzuncaoğlu, minik kavunların tohumlarının atalarından kendilerine kaldığını söyledi. Uzuncaoğlu, yöreye özgü en fazla ürettikleri kavunların 'hırsız almaz' adıyla tanındığını belirterek, "Bu 'hırsız almaz' kavununun hikayesi de şöyle; yıllar önce hırsız tarlaya kavun, karpuz çalmak için girmiş ve bu kavuna ufak diye tarlada tekme atmış. 'Bu kavuna benzemiyor, bu kabak, ben bunu almam' diyerek, tarladan ayrılmış. Aslında yöremizde de en tatlı kavun bu. 40 yıldan bu yana baba yadigarı tohumumuz olan kavuna 'ata tohumu' diyoruz. Biz, bu iki çeşit kavunu da kendimiz yetiştirip, burada asfalt boyunda traktör kasasında satıyoruz. Bu kavunlarımızın kilosunu ilk sezonda 4 liradan verdik. Şu anda 3 liradan veriyoruz. Zaten kavun sezonu da bitmek üzere. Bizde müşteri memnuniyeti çok önemli. Buraya gelen hiçbir müşterimizi kırmıyoruz. Parası olmayandan para bile almıyoruz. Bazen 1 kavun hediye veriyoruz. Bazen para üstü olarak da kavun veriyoruz. Müşterilerimiz de biz de çok memnunuz" dedi.
Ürettikleri kavunların bozulmadan korunmasının çok önemli olduğunu söyleyen Hüdaverdi Uzuncaoğlu, kavunları, buğday ve samanlar üzerine, birinin diğerine temasları olmadan istifleyerek, sakladıklarını söyledi. Kavunları aralık ayına kadar bu yöntemle korumaya aldıklarını belirten Uzuncaoğlu, "Bu yöntemle saklanan kavunlara hiçbir şey olmaz, tadını da korur. Sakladığımız kavunların bir kısmını kendimize ayırıp, kışın da yeriz" dedi.
Eşiyle birlikte kavun yetiştiren Müberra Uzuncaoğlu, "Kavunlarımız, ekim yaptıktan 70 gün sonra olgunlaşıyor. Sonra kavunlarımızı günlük olarak kopartıp, taze taze satıyoruz. Ben 44 yıllık evliyim. Bu kavunların tohumları bana annemden miras kaldı. Bunlar ata tohumlarımız. Ben bu tohumları kendi köyümden, evlenince annemden getirdim. Yerli ve tamamen kendi üretimimiz olduğu için müşterilerimiz kavunlarımızdan çok memnun. Bu kavun çeşidi Malkara ve köylerine özgü bir kavun çeşididir. Benim yetiştirdiğim 5 çeşit yerli ve kendi ürettiğim tohumum var" dedi.
Yetiştirdikleri kavunları, araçları ve kurdukları tezgahlarda kilosu 3 liradan sattıklarını söyleyen Müberra Uzuncaoğlu, "Kavunlarımızı, üzerinde yaprağını, sapını koparmadan taze taze getiriyoruz. Müşterilerimiz de bunları gönül rahatlığıyla alıp, yer. Tamamen organiktir. Kaç kilo satacaksak o kadar toplarız, tarladan ürünümüzü getiririz. Bizler burada durduğumuz sürece çok dostlar edindik. Müşterilerimiz İstanbul'dan, Ankara'dan, Bursa'dan birçok il ve ilçeden geliyorlar. Bunların organik yerli kavun olduklarını bildikleri için geliyorlar. Tadı zaten çok güzel. Kavunların mükemmel bir tadı var. Yerli tohum olduğu için de yılbaşında kes ye hiç sorun yok" ifadelerini kullandı.
Üreticilerden Nadide Kuru, "Bu kavunlarımızın tohumları, çekirdekleri bize annemizden, dedemizden, ninemizden kaldı. Biz de bu geleneği devam ettirip, kavunlarımızı ekiyoruz. Daha sonra yetiştirdiğimiz kavunlarımızı uzun süre dayanması ve tadı bozulmayıp, taze kalması için buğdayın içerisine gömüp saklıyoruz. Bir dahaki ekim zamanına kadar hiç bozulmuyor. Kışında taze taze kavun satıp, aynı zamanda yiyoruz. Kavunlarımızı ne kadar buğdayın içinde saklarsak o kadar iyi kalıyor ve hiç bozulma yapmıyor. Önemli olan kavunların bir yerlerini vurdurmayın. Vurdurulan kavun çürüme yapar. Bu kavunlar tamamen bizim yöremize ait olup, kavunlarımızı, karpuzlarımızı burada saklıyoruz" diye konuştu.
DHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
