Hicaz narı yüz güldürüyor
Türkiye’nin en önemli ‘Hicaz’ nar üretim merkezi olan Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde hasat başladı. Yüzde 90’ı ihraç edilen narın rekoltesi ve fiyatı üreticinin yüzünü güldürüyor.
Türkiye’nin en önemli ‘Hicaz’ nar üretim merkezi olan Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde hasat başladı. Yüzde 90’ı ihraç edilen narın rekoltesi ve fiyatı üreticinin yüzünü güldürüyor.
Tarım kenti Antalya, örtü altı sebze meyveciliğin yanı sıra son dönemlerde ‘Hicaz’ nar üretimi ile de ilgi görmeye başladı. ‘Hicaz’ narının en önemli üretim yeri ise Döşemealtı ilçesinin Çığlık Mahallesi oldu. Hicaz narı tadı, rengi ve aromasıyla Türkiye’de olduğu kadar yurt dışında da rağbet görüyor. Ekim ayının ilk haftasında başlayan nar hasadı, kasım ayının başına kadar devam ediyor. Binlerce dönüm nar arazisindeki hasat sabah erken saatlerde başlayıp, akşam saatlerine kadar sürüyor. Her bahçeye giren yaklaşık 50 ile 100 arasında işçi, her narı boyutuna göre makas ile kesip kasalıyor. Kasalanan narlar traktörler aracılığıyla bahçeden çıkarılıp kamyonlarla işleme tesisine götürülüyor. Burada son kez boyutlarına göre işlenen narlar, daha sonra paketlenip başta Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine ihracatı yapılıyor. Geçen yıla oranla rekoltedeki artış ve fiyatlar ise üreticinin yüzünü güldürdü.
"İHRACAT 8-9, MEYVE SULUK 1,1.5 TL"
Kaliteli narın kilogram fiyatı 8-9 TL, meyve suyuna gidecek olanların fiyatı ise 1-1.5 TL olarak belirlendi. Üretici fiyattan memnun kalırken, girdi maliyetlerinin yüksek olmasından yakındı. Döşemealtı ilçesinde bu yıl 30 bin ton nardan yaklaşık 200-250 milyon TL’lik gelir beklendiği belirtildi. Antalya, Türkiye’nin nar üretiminin yaklaşık yüzde 25’ini karşılıyor. Öte yandan nar bahçelerindeki hasat ve traktörle taşıma işlemleri dron ile de görüntülendi.
Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç hasat yapılan bahçede üretici ve işçilerle bir araya geldi. Üreticiye bereketli bir sezon dileyen Genç, nar bahçesi içindeki ağaçları inceledi. İşçilerle de sohbet eden Genç, daha sona eline aldığı makasla nar hasadı yaptı.
YÜZDE 90'I İHRAÇ EDİLİYOR
Bu yıl rekoltenin çok iyi olduğunu ifade eden Başkan Genç, Döşemealtı’nın tarımsal alanda markası olan ’Hicaz’ narının Türkiye’nin her iline gittiği gibi dünyanın her noktasına da ihracatının yapıldığına dikkati çekti. Genç, yüzde 90’ı ihracata giden narda rekoltenin yıllık 30 ile 40 bin ton arasında değişebildiğini kaydetti. Narın özellikle Döşemealtılı üreticinin önemli bir gelir kaynağı olduğunu ifade eden Başkan Genç, "Fiyatlar kilo başına 8 ile 10 TL arasında bahçeden alınıyor. Yıllık ortalaması çok ciddi bir bütçede Döşemealtı halkına kalıyor. Bu yıl verimlilik çok iyi, ağırlıklı Avrupa’ya ihracat yapılmakta. Bunun içerisinde Rusya ve diğer ülkeler de var. Türkiye’nin en kaliteli, hem renk olarak hem aroma olarak hem de kozmetik sanayi için Hicaz narı dediğimiz narımız bütün alanlarda kullanılıyor. Marka değeri her geçen yıl katlanarak büyüyor. Bizde belediye olarak mümkün olduğu kadar tarım alanlarımızı üst planlarda koruyarak, özellikle narımızı ve zeytinimizi daha da geliştirmek ve üreten bir Türkiye olmadan bu krizlerden çıkmanın yolu olmayacağının bilinci ile bölgemizdeki üreticimizin her daim yanındayız" diye konuştu.
"TERCİH EDİLEN NAR"
Döşemealtı narının hem iklimsel koşulları hem de renk, aroma ve kalite olarak diğer narlara göre tercih sebebi olduğunu ifade eden Genç, ihracat boyutunun da her geçen yıl arttığını kaydetti. Döşemealtı'nda küçük bir parseli olan kişilerin nar dikmeye başladığına işaret eden Genç, "Çünkü Avrupa’ya yapılan ihracat etkili oluyor. Kaliteyi gören Avrupalı bir sonraki yıl talebini bu bölgede rekolte ekleyerek oluşturuyor. Bu da hem nar ekim alanlarının hem de fiyatların artmasını sağlıyor" dedi.
"BAHÇEDE 8 TL, SOFRAYA GELİŞİ 20'Yİ BULUYOR"
Rekolte ve fiyatın bu yıl yüz güldürdüğünü kaydeden Başkan Genç, tarladan çıkan narın fiyatının büyük kentlerde iki katını aşması karşısında ise şunları söyledi:
"Devletimizin yapacağı yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Maliyetler çok yüksek, üretici bahçede götürü usulü olarak narını kilo bazında veriyor. Bu alınan narın aracısı oluyor, depolaması var ve işçiliği ile beraber orada işlenerek paketleniyor, bunların hepsi birer maliyet. İç piyasa içinde değerlendirdiğimiz zaman nakliye süreci var. Bugün işçiliğin, yakıtın bu kadar çok değişken bir şekilde arttığı bir ülkede gayet doğal aslında. Bahçede aldığınız narı sofraya götürünceye kadar birçok değişken kalem süreçleri var. Nar 8 TL ama sofraya gelinceye kadar 20 TL oluyor" açıklamasını yaptı.
"YÜZÜMÜZ GÜLÜYOR"
15 dönümlük bahçede hummalı şekilde nar kesimi yapan üretici Durali Er, "İlk kesime başladık, hasadımız 10 gün sürüyor. Bu sene rekolte iyi. Fiyatlarımız geçen seneye göre yüksek seyrediyor. Geçen yıl 4,5 TL’ ye verdik kilogramını, şu anda ise 9 TL’ye verdik. Maliyetler artı ama fiyat olarak şükür ediyoruz. Biz narı alıcıya verdik, onlar yurtdışına gönderiyor. Narı depolara alıp sonrasında ihracat yapıyorlar. 'Hicaz' narımızın tadı mayhoştur. Kaliteli ve diğer narlara göre daha iyidir. Döşemealtı’na özgü bir narımızdır. Bu sene çok şükür nar yüzümüzü güldürdü" dedi.
GÜÇLÜ ANTİOKSİDAN ETKİSİ VAR
Kış mevsiminin en sevilen meyvelerinden olan narın yapılan birçok çalışmada suyunun fenolik içeriğinin ve buna bağlı olarak antioksidan kapasitesinin yüksek olduğu belirtiliyor. Güçlü antioksidan özellikleri olduğu söylenen narın her gün yenilmesi halinde kalp çarpıntısına iyi gelmesinden tutun da birçok kanser türüne yakalanma ihtimalini ciddi ölçüde azalttığına dikkat çekiliyor. Nar, vücuttaki toksinleri idrar yoluyla uzaklaştırırken, birçok hastalığa neden olabilecek zararlı maddelerden de kişiyi koruyor. Nar ayrıca hücrelerin hastalıklara karşı daha dayanıklı hale gelmesini sağlarken, grip ve nezle gibi hastalıkların hızla geçmesini sağladığına dikkat çekiliyor. Bu güçlü antioksidan etkisinin yanında nar, aynı zamanda içinde bulunan C, E, K vitaminleri ve potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir gibi minerallerin gücüyle bağışıklık sisteminin güçlenmesine önemli katkılarda bulunuyor. Grip, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalanacak gibiyseniz yada hasta olduysanız her gün bir adet nardan destek alarak iyileşme sürecinin hızlandırabileceğine vurgu yapılıyor.
İHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz