Engin Altan Düzyatan’dan “Sen de Fark Et” belgeseli
Oyuncu ve iklim aktivisti Engin Altan Düzyatan, yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği “Sen de Fark Et” belgeseliyle dünyadaki ve Türkiye’deki mikroplastik kirliliğine dikkati çekiyor.
Oyuncu ve iklim aktivisti Engin Altan Düzyatan, yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği “Sen de Fark Et” belgeseliyle dünyadaki ve Türkiye’deki mikroplastik kirliliğine dikkati çekiyor.
Düzyatan, yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptığı "Sen
de Fark Et" belgeseli hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Belgeselin konusunu ilk başta su olarak planladığını, bu
amaçla İngiltere'deki Exeter Üniversitesinde dünyadan alınan su örneklerinin
karşılaştırıldığı bir laboratuvarda çekimlere başladığını anlatan Düzyatan,
araştırmaları sırasında mikroplastik tehlikesinin boyutunu fark ettiğini ve
belgeselin içeriğinin değiştiğini söyledi.
Çekimlere İngiltere'nin ardından Tayland, Malezya,
Filipinler ve Japonya'da devam ettiğini belirten Düzyatan, "Bir su
belgeseli çekeceğimizi planlarken bir anda mikroplastik belgeseline dönüştü
çünkü sularımızı hızla mikroplastiklerle doldurduğumuzu ve bundan en çok
etkilenenlerin Uzak Doğu Asya'daki toplumlar olduğunu fark ettik. Malezya,
Filipinler gibi mutfak kültürleri olmayan toplumlar sürekli hazır yiyecek
yiyorlar ve bu yüzden de sürekli tek kullanımlık plastik atıklara maruz kalıyorlar."
diye konuştu.
Son çekimleri Türkiye'de yaparak belgeseli yaklaşık 4 yılda
tamamladığını kaydeden Düzyatan, belgeselin 30 dakikalık ilk iki bölümünün yurt
dışı, 42 dakikalık son bölümünün ise Türkiye'de yapılan çekimlerden oluştuğu
bilgisini verdi.
Yıllar içinde kullanım amacı değişerek daha çok kullan-at
ürünlere dönüştürülen plastiklerin çevreye zarar vermeye başladığına değinen
Düzyatan, mikroplastik kirliliğine neden olan tek kullanımlık plastiklerin
kullanımının asgariye indirilmesi gerektiğini en çarpıcı örneklerle izleyiciye
aktarmaya çalıştığını dile getirdi.
"DENİZ
CANLILARINDA MİKROPLASTİĞE RASTLIYORUZ"
Düzyatan, "Şu anda dünyada üretilen plastiğin yüzde
20'si doğrudan okyanuslara boşaltılıyor. Bu çok ciddi bir problem ve işin
derinine doğru inmeye başladıkça gerçekten çok da iç açıcı olmayan tablolarla
karşılaşıyorsunuz. İçtiğimiz sularda plastiğe, mikroplastiklere rastlıyoruz.
Yer kaynaklarımızda ve deniz canlılarında da mikroplastiklere rastlıyoruz."
değerlendirmesinde bulundu.
Belgeselde çevre kirliliğine neden olan plastikler kadar
sorunu çözmek için girişimlerde bulunan iyi örneklere de yer verdiğini
vurgulayan Düzyatan, Japonya'da gördüğü örnek bir sıfır atık uygulamasıyla
ilgili şunları söyledi:
"Kamikatsu diye özel bir bölgeleri var, 2 bin 500
kişilik bir kasaba. Sıfır atık projesine yaklaşık 8-10 yıl önce başlamışlar ve
şu anda amaçlarına ulaşmışlar. Çöplerini 40 küsur parçaya ayırıyorlar. Bütün
bireyler, aileler evlerinde çöplerini ayırıyor, sonra da bir fabrikaya götürüp
çöplerini 40 ayrı parçaya ayrılmış şekilde bırakıyorlar ve neredeyse sıfır
atığa gelmiş durumdalar. Bu müthiş bir örnek. Dünyadaki sıfır atık
uygulamalarına baktıktan sonra Türkiye'de bu konuda neler yapıldığını detaylıca
araştırıp Türkiye'den örneklere yer verdim. Bizde de (Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın eşi) Emine Hanım'ın önderliğinde bir Sıfır Atık Projesi
başlatıldı ve bu belediyeler dahil olmak üzere çok hızla her yere yayıldı ve
uygulamalar başladı."
FİLİPİNLER'DEKİ
YOKSUL MAHALLEDE TANIK OLDUĞU SIFIR ATIK ÖRNEĞİ
Düzyatan, çekimler esnasında yaşadığı hafızasında kalan
önemli anlardan birini de şöyle aktardı:
"Filipinler'in biraz daha aşağısında bir mahalleye
girdim. Çok fakir bir mahalleydi. İnsanlar tek odalı küçücük evlerde, daracık
sokaklarda yaşıyorlardı. Ona rağmen sıfır atık projesi başlatmışlar ve o
evlerde sıfır atıkla uğraşıyorlardı. Yani o küçücük, tek göz odalı evlerde, çok
büyük bir fakirliğin içinde yaşayıp sabahleyin plastikleri oraya, metalleri
buraya, kağıtları buraya diye çöp ayırıyorlardı. Bundan çok etkilendim. Yani
yaşadıkları ortam ve yaptıkları iş çok etkileyici, mükemmel gerçekten. Biz bunu
unutuyoruz. Modern hayatlarımızda o günlük koşturmalarımızda birçok imkan
elimizde varken bunları yapmıyoruz ama elinde hiçbir imkan olmayan, çok zor
şartlarda yaşayan insanlar dünyayı bizden daha fazla düşünüyorlar."
Belgeselin ilk olarak, 4 Aralık 2023'te Birleşik Arap
Emirlikleri’nin Dubai kentinde düzenlenen 28. Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Konferansı'nda (COP28) özel bir lansmanda tanıtıldığından bahseden
Düzyatan, yoğun ilgi ve aldığı olumlu tepkilerin kendisini iyi hissettirdiğini
söyledi.
Yaptığı belgesellerde kar amacı gütmediğinin altını çizen
Düzyatan, belgeselin yakın zaman önce bir yayıncı kuruluş tarafından yayımlandığını,
bir süre sonra da açık yayın olarak paylaşılacağını bildirdi.
"BİR İNSAN
DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR"
Tek kullanımlık plastiklerin kullanımını en aza indirmeyi,
geri dönüşümü desteklemeyi, kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve toplumda
sürdürülebilir uygulamaların benimsenerek plastik kirliliğinin azaltılmasına
katkıda bulunmayı amaçladığını ifade eden Düzyatan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yapmaya çalıştığım şey; bireysel farkındalıkları
yakalayabilmek ve insanlara bireylerin kendi başlarına aldığı kararlar
doğrultusunda dünyayı değiştirebileceklerine inandırabilmek çünkü ben gerçekten
bir insanın dünyayı değiştirebileceğini düşünüyorum. Eğer gerçekten Brezilya'da
bir kelebeğin kanat çırpması bütün dünyayı etkileyebiliyorsa bir insan dünyayı
değiştirebilir."
AA
Dünya çapında en iyi 1000 restoranı belirleyen prestijli gastronomi rehberi La Liste, 2024 Ödül Töreni’ni Paris’te gerçekleştirdi. Törende, 7 Mehmet'in sahibi Mehmet Akdağ, “Uluslararası Zanaatkar ve Özgünlük Ödülü”ne layık görüldü.
Antalyalı kadınlar atalarından kalan geleneklerini sürdürüyorlar. Her yıl olduğu gibi Antalya'nın Akseki ilçesinde bir araya gelen ev hanımları erişte ve çorbalık keserek dibek taşında buğday dövme geleneklerini sürdürüyorlar. Kış ayına girdiğimiz bu günlerde kışlık eriştelerini ve çorbalık buğdaylarını hazırlayan kadınlar, tüm bunları mutlaka imece usulü yaparak birbirlerine yardımlaşmada da bulunuyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) çatısı altındaki Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Serkan Erkan dinozor çağından beri formunu koruyabilmiş, nesli tehlike altındaki nadir türlerden biri olan Mersin Balığı çalışmaları hakkında bilgi vererek “Bir lezzet kaynağı olan bu ürün, aynı zamanda havyarı ile ihracat potansiyeli yüksek bir değer” dedi.
"Birleşmiş Milletler Turizm Teşkilatı tarafından düzenlenen En İyi Turizm Köyü Programı'nda, 2024 yılı değerlendirmelerinde Antalya'nın İbradı ilçesinde bulunan Ormana köyü 'en iyi turizm köyü' unvanını kazandı. Tarihi dokusu, eşsiz doğal güzellikleri ile Ormana'nın sürdürülebilir turizm ve kırsal kalkınmaya yaptığı katkı uluslararası düzeyde tescillenmiş oldu.
Antalya'nın merkez Aksu ilçesi sınırlarında yer alan Perge Antik Kenti'nde milattan sonra 2. yüzyılda İmparator Hadrianus tarafından yaptırıldığı bilinen antik "Kestros Çeşmesi" yapılan restorasyon çalışmalarının ardından yeniden faaliyete geçti.
Bu yıl 23'üncüsü düzenlenen Growtech Antalya Tarım Fuarı kapılarını ziyaretçilerine açtı. Fuar hakkında Lider Gazete’ye konuşan Growtech Fuar Direktörü Engin Er, bu yıl fuara Çin firmalarından rekor katılım gördüklerini belirtti.
Roma döneminde popüler olan ve "Roma tavlası" olarak da bilinen 12 işaret oyunu (ludus duodecim scriptorum), Antalya'nın Alanya ilçesindeki Syedra Antik Kenti'nde ziyaretçilere tanıtılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy Side Antik Kenti’nde yürütülen kazı ve restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyerek bakanlığın Geleceğe Miras Projesi’nin 1’inci yılı kapsamında yeniden turizme kazandırılan Antik Side Müzesi’nin açılışını gerçekleştirdi. Ersoy, ''Bakanlık olarak, Türkiye’nin dört bir yanında yer alan toplam 224 kazı alanını Geleceğe Miras Projesi kapsamına aldık'' dedi.
Türkiye’nin portakaldaki markası haline gelen Finike Portakalı’nda hasat zamanı başladı. TBMM Akdeniz-PA Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, “Finike Portakalı için AB Coğrafi İşareti Tescili çalışmasını başlattık” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya'nın İbradı ilçesindeki Ormana köyünün, “en iyi turizm köyü” seçilmesinin Türkiye'yi gururlandırdığını belirterek, “Tarihi dokusu, eşsiz doğal güzellikleri ile Ormana'nın sürdürülebilir turizm ve kırsal kalkınmaya yaptığı katkı uluslararası düzeyde tescillenmiş oldu.” ifadesini kullandı.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz