Yukarıdaki deyim, bir ilke benimsediği halde, benimsediği bu ilkenin tersine davranışlarda bulunanlar için söylenen bir deyim olarak kullanılıp dilimize yerleşmiştir.
Ülkemizde koronavirüs ile yapılan mücadele tam anlamıyla ‘Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu’ dedirtiyor. Dilerseniz pandemin ilk günlerine doğru şöyle bir geriye gidelim. Bir taraftan sokağa çıkma yasakları uygulanırken diğer taraftan sokağa çıkana ceza yazmayın talimatları, yazılsa bile mülki amirler tarafından yazılan cezaların iptal edilmesi olayı.
Pandeminin ilk günlerinde hasta sayısı bir elin parmaklarını geçmezken, ölümler başlamamışken Antalya-Konya yolu üzerinde bulunan Hacıobası uygulama noktasında sağlık görevlisi bulunduruluyor ve araçlardaki herkesin en azından ateşi ölçülüyordu. Salgının zirve yaptığı, sokağa çıkma yasaklarının üst üste geldiği şu günlerde ne yazık ki uygulama noktasında sağlıkçı bulundurulmazken araçlardaki yolcuların ateşi bile ölçülmüyor.
Güvenlik güçleri sadece aracı kullanan şoförün HES kontrolünü yapıp geçiyor. Zaten güvenlik güçleri tüm yolcuların ateşini ölçmeye kalksa yoldaki araç kuyruğu kilometreleri bulacaktır. İşin ciddiyetine varılmalı ve uygulama noktalarına acilen sağlıkçı konulmalıdır.
HERKESTE ÇİFTÇİ BELGESİ VAR
Hafta sonunda sokağa çıkma yasağı kapsamında gerçekleştirilen kontrollerde sokaktaki yüz araçtan 20’si kamu aracı, kalanların ise tamamına yakınında sürücülerin çiftçi belgesi vardı. Manavgat’ta bu kadar çiftçinin olması beni hayretler içerisinde bıraktı. Birçok kişi sokağa çıkabilmek için çiftçi belgesi çıkarmıştı. Halbuki bu belge sadece vatandaşın arazisine ulaşacağı güzergahta geçerlidir. Bu kadar çiftçinin olduğu Manavgat’ta önümüzdeki günlerde sebze-meyveyi bedava yeriz diye düşünüyorum.
Çiftçi belgesinin yanında bir de hayvan gezdiren vatandaşlarımız var. Aynı köpeği birkaç saat arayla değişik kişilerin gezdirdiğini görüyoruz. 5-6 kilometreden kümes hayvanlarına yem vermeye gelenler var. Ben yıllar önce Manavgat merkezde kümes hayvanı dahil hayvan beslemenin yasaklandığını biliyorum. Bizim insanımız bırakın 2-3 günü 1 saat bile evinde oturmamak için her türlü yola başvuruyor. Yetkililerimiz de onlara adeta yol gösteriyor.
SOKAĞA ÇIKMAK YASAK, OTELE GİTMEK SERBEST
Türkiye yılbaşında 80 saat kapanıyor. Türkiye'de koronavirüsle mücadelede kapsamında 31 Aralık Perşembe akşamı saat 21.00'den 4 Ocak Pazartesi sabahı saat 05.00'e kadar kesintisiz olarak sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Bu yasağın en önemli gerekçesi ise Yılbaşı akşamı hareketliliği önlemek. Evlerde toplanarak yılbaşını geçirenler olursa orada bulunan herkese 3 bin 150 TL ceza yazılacak.
Buraya kadar her şey çok güzel. Ama birde madalyonun diğer yüzü var. Koronavirüs tedbirleri kapsamında 4 gün sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, 5 yıldızlı otellerdeki yılbaşı eğlencelerine kimsenin sesi çıkmıyor.Bu yasakları koyan sayın yetkililer; boşu boşuna niye yasak koyuyorsunuz ki? Zaten zenginler yılbaşını 5 yıldızlı otellerde eğlenerek geçirecek. Gariban vatandaşın otele gitmeyi bırakın markete gitmeye ne parası ne imkanı var. Yani bu yasak sadece gariban vatandaşı ilgilendiriyor. Garibanın sen zengin değilsin, garibansın diye yüzüne vurmaya ne gerek var.
Gariban haddini bilir ve evinden çıkmaz. Siz zenginlere sahip çıkın. Sadece HES koduyla otele giriş yapacak olanlar 2021’e yüzlerce hatta binlerce Kovid-19’lunun girmesini sağlayacaktır. İnşallah ben yanılırım. Ama kurban bayramı öncesinde Konya-Antalya yolu kapatılmalıdır dediğimde de kimseden ses çıkmamış, bayramdan 1 hafta sonra Manavgat’ta üst üste ölümler yaşanmıştı. 1 otelde 1 tane bile Kovidli olursa, yılbaşı balosuna katılanların vay haline…
İşte “Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu” deyiminin tam da bu duruma uyuyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz