ZULME SESSİZ KALMAYIN!
Son günlerde Rusya'daki bir
alışveriş merkezinde gerçekleşen saldırıya ilişkin detaylar netleşmeye başladı.
Rus yetkililer, saldırganların canlı olarak ele geçirildiğini duyurarak olayın
şokunu yaşayan insanlar için bir rahatlama sağladı. Ancak, sosyal medyada
dolaşan görüntüler, saldırganların acımasızlığını ve insanlık dışı
davranışlarını ortaya koyuyor. Toplumun güvenliğini tehdit eden bu saldırgan
grubun yakalanması önemli olsa da her gün ortaya çıkan yeni ve acı verici
görüntüler, sağlıklı bir zihnin kaldırabileceği bir durum değil. Bu olay,
toplumun güvenlik endişelerini ve terörizmle mücadele gerekliliğini bir kez
daha vurguluyor.
***
Rahmet ve bereket ayı olarak
bilinen Ramazan ayında, terör örgütü IŞİD'in bu saldırıyı üstlenmesi, İslam
dünyasının içinde bulunduğu zorlu durumu gözler önüne seriyor. İslam'ın ortaya
koyduğu tüm kurallar ve ilkeler, insanın yaşamını kolaylaştırmayı amaçlarken,
terörizm gibi vahşi eylemlerle Müslümanlara kara çalınmaya çalışılıyor.
***
Bütün bunlar yaşanırken,
Müslümanlara karşı yapılan zulüm ve tuzaklara sessiz kalan, hatta bunları
kolaylaştıran İslam devletlerinin sorumluluğu çok ama çok büyük! İslam'ın
özündeki barış ve kardeşlik mesajını göz ardı ederek, sessiz kalarak terör
örgütlerinin faaliyetlerine göz yuman veya destek veren devletler, aslında bu
acımasız saldırıların vebalini kıyamete kadar taşıyacak.
***
İslam coğrafyasında yaşanan bu tür
vahim olaylar, sadece birer uyarı değil, aynı zamanda İslam dünyasının içinde
bulunduğu derin krizi ve toplumlar arasındaki güvensizliği de gözler önüne
seriyor. Bu durumda, İslam devletlerinin, terörle mücadelede daha etkin bir rol
üstlenmesi ve bu tür örgütlere karşı kararlı bir şekilde hareket etmesi hayati
derecede önem taşıyor. Aksi halde bu sessizlik ve iş birliği, sadece bu tür
terör örgütlerinin güçlenmesine ve Müslüman toplumlar arasındaki bölünmelerin
derinleşmesine yol açacaktır.
***
Peki ne yapılmalı?
Tüm İslam ülkelerinin,
laboratuvarda üretildiği belli olan IŞİD ve benzeri gruplara karşı etkin ve
kararlı politikalar geliştirmesi gerekiyor. İslam dünyasının ortak
kararlarıyla, IŞİD ve benzeri tüm oluşumların önünü kesmek zorundalar. Bu,
sadece askeri müdahaleleri değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve dini
önlemleri de içermelidir. Terör örgütlerinin ideolojilerini yaymalarına ve
destek bulmalarına izin verilmemeli, bu konuda kararlı bir duruş
sergilenmelidir. İslam ülkeleri, bu tür grupların finansmanını ve
propagandasını engellemek için birlikte çalışmalıdır. İslam dünyasının üzerine
kara çalanlara, tuzak kuranlara engel olmak günümüzün ibadet kadar değerli bir
davranışı olduğuna inanıyorum.
***
Ayrıca, eğitim ve dinî liderlerin
rolü de çok önemli; onlar, hoşgörü, barış ve birlik mesajlarını vurgulayarak
toplumları terörizme karşı birlik olmaya teşvik etmeliler. Bu, uzun vadeli ve
kapsamlı bir çaba gerektiren bir süreç olsa da İslam dünyasının güvenliğini ve
istikrarını sağlamak için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Aksi takdirde, her şey
için çok geç olacak. Zulme sessiz kalan her toplum, sessizliğinin bedelini
pusuda kendileri için hazırlanmış zulümle ödeyecekler. İslam ülkeleri sessizliğin
ve kayıtsızlığın, zulmü cesaretlendirdiğini pahalı bir bedel ile öğrenmek
istemiyorlarsa hemen harekete geçmeliler!