ZORLA GÜZELLİK OLMAZ

Sabah kalkarız, mutfağımızda mevcut kahvaltılıklarımızı masamızın üzerine koyar çay veya sütle kahvaltımızı yaparız. Hiçbir zaman eşimize ve çocuklarımıza ‘sen illa şunu yiyeceksin’ diye zorlama yapmayız.

***

Misafir geldiği zaman önce ‘açlık tokluk var mı’ diye sorarız. Karnı toksa ‘çay, kahve ve meşrubat ne istersiniz’ diye nezaketle sorarız. Hatta kahve yaparken ‘şekerli mi, şekersiz mi, sütlü mü’ diye mevcut seçenekleri sunarız.

***

Bu anlattıklarım insanlık icabıdır. Fakat çocuklarımızı evlendirirken misafire sorduğumuz gibi onlara fikrini sormak yerine muhakkak şunu alacaksın dediğimiz zaman birçok olumsuzluklar meydana gelir.

***

1990’lı yıllarda yaşlı bir amca ile tanıştık. Yaşı hayli ilerlemiş olmasına rağmen gayet dinçti. Ömrünü yaylada çobanlık ve çiftçilikle geçirmiş. Benim gibi şifalı bitkilere merakı varmış, birbirimize tecrübelerimizi anlattık.

***

Evine davet etti misafiri oldum. O da zaman zaman yolu düşünce bize uğrar, misafir ederdim. Bir gün bu misafirliklerin birinde başından geçen evlilik hadisesini anlattı.

***

1915 Çanakkale Savaşı’nda abisini kaybetmiş, abisi şehit olunca yengesini ona vermek istemişler. ‘Kesinlikle olmaz’ demesine rağmen anne ve babası ‘bunu mutlaka alacaksın’ demişler. Ailesinin zoruyla, çaresiz bu evliliği kabul etmek zorunda kalmış.

***   

Ne kadar acı bir hikaye değil mi, beni çok duygulandırmıştı. Senin canın mercimek çorbası da çekebilir, ezogelin de. Ama önüne günler önce yapılmış işkembe çorbası getirirlerse iştahın kaçabilir. Evet o dul ninemiz kötü bir insan değildir ama yaşlı amcamızın yıldızı almamış, gönlü onu sevmemiş.

***

Eskiden bu tip adetlerimiz çok fazlaymış ama günümüzde de örnekleri bitmiş değil. Bu kadar acı hikayeler olmasa da ailelerin birbirlerini istemediklerini, çocuklarının beğendiklerini ailelerinin beğenmediklerini, düğün arifesinde alışveriş esnasında kavgalar olup çocukların ayrıldıklarını maalesef duyuyoruz.

***

Dünürcüleri devamlı geri çeviren bir kız çocuğuna sordum ‘kızım neden hiçbir talibini kabul etmiyorsun’ diye. ‘Amca talip olanlar duygularımı paylaşmıyor’ dedi. Maalesef bugün gençler evlenirken öncelikle mal varlığına, ailesinin maddi durumuna bakılıyor. Gençlerin karakterine, duruşuna, duygularına bakılmıyor.

 ***

Günümüzde evlenince eşlere özel günlerde gül getirmek zorunlulukmuş gibi sunulsa da mesele sosyal medyada paylaşılan bir demet çiçek değildir. Mesele iletişimimizin düzgün, dilimizin tatlı ve gülümseyen bir yüzümüzün olmasıdır.

***

BİR BUKET MUTLULUK

Tabi ki eşler arasında tüm bunları sağladıktan sonra kokusu ve görüntüsü ile cenneti hatırlatan, bize Salavat-ı Şerife okutan bir gül, bir buket çiçek almak da güzel bir şeydir. İçimizden gelerek alındığı zaman alınan o hediye anlam kazanır.