ZIVANADAN ÇIKMAK

Bundan 8 yıl önce, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinde doktorların yargılandığı bir davayı takip etmiştim. Doktorların ağır cezada yargılandığı dava; bir vatandaşa verilen ruh sağlığı raporuyla ilgiliydi. 

Sürekli olarak vücudunu kesen Faruk E. ruh sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için 2007'de Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvurmuş. Hastaya, 'Kronik psikopatik bozukluk rahatsızlığı (Empati ve vicdan eksikliği ile karakterize olan bir kişilik bozukluğu) teşhisi konulmuş.

Hasta da aldığı heyet raporu ile malulen emekli olmak için SGK’ya başvurmuş.  SGK da bu raporla bu kişiyi 1 Ağustos 2008'de malulen emeklilik maaşı bağlamış. Ama öte yandan rapora da itiraz edilmiş.

Yapılan itiraz üzerine Antalya Eğitim Araştırma Hastanesinden aldığı heyet raporu ile malulen emekli edilen şahıs bu sefer Manisa Ruh Sağlığı Hastanesi'ne sevk edilmiş. Manisa Akıl Hastanesi ise hastaya bu kez "özürlülük oranını yüzde sıfır" yönünde rapor vermiş.

Bunun üzerine SGK, bu kişiye 'hasta' raporu veren Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 16 doktoru hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Yapılan suç duyurusu üzerine bu doktorlar hakkında görevi ihmal suçundan Antalya 4. Ağır Ceza mahkemesinde dava açılmıştı.

Doktorların yargılandığı davada Akdeniz Üniversitesinden Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Taha Karaman bilirkişi olarak mahkemede dinlenmişti.

Dönemin mahkeme başkanı Faris Özsoy, “Hocam hadi anlat. Bir kişinin zıvanadan çıktığını nasıl anlarsınız” diye sormuştu. Ruh sağlığı yerinde olmayan kişilerin zaman zaman normalleşebildiğini anlatan Karaman’ın beyanı üzerine doktorlar o davadan beraat etmişti.

Bunu niye anlatıyorum?

İstanbul Ataşehir’de, lüks bir sitede tek başına yaşayan bir genç, 28 yaşındaki genç bir mimar kızı “samuray kılıcı” ile sokak ortasında katlediyor. Anlatılanlara göre, psikolojik sorunları olduğu iddia edilen bu gencin babası mühendis, annesi avukatmış.

Üniversite öğrencisi olan bu şahıs akşamları kendi kendine bağırıp çağırıp duvarlara vuruyormuş. Evinden 15 kadar samuray kılıcı çıkan bu genç sonra da hiç tanımadığı kadını sokak ortasında öldürüyor. 

Bu gencin annesi ve babası psikolojik sorunları olan evlatları ile ilgilenmek yerine; ona lüks bir siteden daire kiralayıp tek başına bırakıyor.

Sonuç ortada.

Şimdi bu genç mimar kardeşimizi sokak ortasında kılıçla doğrayan kişi yargılama sürecinde aklı sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için hastaneye sevk edilecektir.

Şayet akıl sağlığı yerinde olmadığına dair rapor verilirse, bu kişi ceza ehliyeti olmadığı gerekçesiyle hapse de mahkum edilemeyecektir.

KİM AKILLI, KİM DELİ?

Kimin, akıl sağlığının yerinde olduğunu, kimin akıl sağlığının yerinde olmadığını bazen doktorlar bile anlayamıyor. Birinin ak dediğine diğeri kara diyebiliyor. Böyle bir dünyada adalet dağıtmak da daha da zorlaşıyor…