ZEYTİNKÖY’DE BİR FİLM HİKAYESİ

Sevgili okurlar, Antalya’nın göbeğindeki Zeytinköy semtinin adı,  yaklaşık 20 yıldır uyuşturucu ve buna bağlı suçlarla anılıyor.

Eğitim, mülkiyet, imar ve işsizlikten kaynaklanan bu problem başımızı ağrıtmaya devam ediyor.

Geçen bahar aylarında pandemiden dolayı karantinaya alınan Zeytinköy’den uyuşturucu temin edebilmek için polisin gözü önünde barikatları aşanların yanı sıra; kanalizasyon borularının içinden geçerek karantinalı alana girmek isterken sıkışıp kalanlara tanık olduk.

 Uyuşturucuyu temin edebilmek için ölümü bile göze alan bu bağımlıların dramı beyaz perdenin de dikkatini çekmiş olmalı ki, geçen ekim ayının son haftalarında Zeytinköy’de bir film çekimine başlandı.

Hem de Zeytinköy’ün tam göbeğinde.

Madde bağımlılarının cirit attığı ve uyuşturucu ticaretinin yapıldığı sokaklarda.  

Ve de mahallenin mezarlığında…

Kasım ayının ilk haftasına kadar devam eden çekimler, Pazar hariç haftanın her  günü akşam saatlerinde  başlayıp sabah  saatlerine kadar devam etmiş. 

Benim de bu olaydan  geçen  karantina döneminde eşini köpek ısırınca  Zeytinköy’de  Kuduz aşısı  yaptırmak için hastaneye gidip gelmekte büyük problemler yaşayan bir vatandaşın  aramasıyla haberim oldu.

Arayan arkadaş dediki, “Abi her akşam gelip çekşim yapıyorlar. Filmde tanınmış sanatçılar da rol alıyor. Konusu hakkında bilgi vermiyorlar. Ama mahalleli uyuşturucu konusundan endişe ediyor “ dedi

Film ekibi çekime başladığı bir akşam komşu apartmanda ikamet eden  eski bir tiyatrocu olan  gazeteci arkadaşım Bayram Çatak’la beraber Zeytinköy’ün yolunu tuttuk.

 Çekimlerin nerede yapıldığını beni telefonla arayan arkadaştan öğrendiğim için elimle koymuş gibi buldum. Çekim yeri  Zeytinköy’ün köy içi meydanı olarak bilinen sokaktaydı.

Film ekibi buradaki meydana  çekimlerde kullanmak için büyük bir Roman kahvesi inşaa etmişlerdi.  Prefabrik malzemeden yapılan bu  Roman kahvesinin çevresinde  yapılıyordu çekimler.

Çekim yapılan sokağa  bir emniyet şeridi çekilmişti. Çekimlerin yapıldığı alana film ekibi dışından kişilerin girmesine izin verilmiyordu.

 

Açıkçası bu duruma Zeytinköylüler de ses çıkarmıyordu.

Meğer Zeytinköylüleri çekim yapmaya ikna etmek için mahalleden aracıları devreye sokmuşlar.    Gerekli yasal izinleri de almışlar. Sonra da mahalleden çekim iiçin kullanılmak üzere gecekonduları kiralamışlar. Bazılarına figüranlık vermişler.  Bazılarına da güvenliği sağlamaları için yövmiyeli olarak iş vermişler. Çalışanlar mahalleden olunca güvenlik sorunu  çözülmüş.   

Ben gittiğimde  mahalleliye emniyet şeridinin  yanında bulunan mahalleliye baklava ikram ediliyordu. Bir dilim bana da verdiler. İkramı çalışan Zeytinköylülere yaptırıyorlardı.

 O akşam  mahalleden birkaç kişiyle sohbet ettim. Mahalleli filmin konusunu bilmiyordu. Ama endişeliydi konuştuğum kişiler.” Zeytinköye uyuşturucuya  ilgili sahneleri  çekmek için gelmişlerse, bu durum mahallenin imajına zarar verir. Bize filmin konusu hakkında bilgi vermiyorlar” diye endişelerini aktarmışlardı.  

Aradan birkaç gün geçtikten sonra  mahalleden bir arkadaş telefonla aradı.  Film çekimine mahallenin mezarlığında da devam edildiğini anlattı. Bu durumdan ise son derece rahatsız olduklarını anlattı Hatta çekimler sırasında gerginlik çıktığını söyledi.  “Mezarlıkta neyin çekimi yapılr? Biz zeytinköyün ölümle uyuşturucu ile anılmasını istemiyoruz” dedi.  Telefonla görüştüğüm kişi,   film ekibine gecekondularını kiraya verenlerin ve  figüranlık yapanların arasında  mahalle muhtarının  yakınlarının olduğunu iddia etti.  Bu kişi, muhtarın enerjisini bu tür işlere değil, mahalleye  okul, sağlık ocağı  kazandırıp yolların açılması için  harcaması gerektiğini söyledi.

Ben de   telefonla  arayıp mahalle muhtarına sordum.  Muhtar dediki, “Birkaç gün gelip çekim yapmışlar. Mahallede tanıdıkları varmış.  Valilkten, kaymakamlıktan, emniyetten  izin alıp çekim yapmışlar. Mahalleden işsiz gençler de bu çekimler sırasında  yövmiyeli olarak çalışmış. Ben gidip görmedim. Filmin konusunu da bilmiyorum. Ben enerjimi mahalleye hizmet için harcıyorum. Muratpaşa Belediyesi ile birlikte imar yollarının açılması için çalışmalar devam ediyor” dedi.

Filmin Zeytinköy’den sonraki  bölümleri İstanbul’da  devam edecekmiş.   

Sevgili okurlar ben geçmişte uyuşturucu bağımlılarıyla birçok kez görüşmeler yaptım. Onlardan hayat hikayelerini dinledim.   Onların haberlerini yaptım. Başlayıp da pişman olmayanı ise hiç görmedim.  

Merak edip  “bir kereden bir şey olmaz” diyerek bu illete  başlayanların hayatlarının nasıl karardığını,  geleceklerinin nasıl çalındığını, pırıl pırıl gençlerin nasıl suç makinesi haline geldiklerini  anlattılar. Bu görüşmeler sırasında vücutlarında uyuşturucu enjekte edecek damar kalmayınca boyunlarından, kasıklarından zehirli iğneyi batıranları   da gördüm.  Kurtulmak isteyenlere yardımcı da oldum. Ama bırakabilen çok az.

Hatta uyuşturucu ya da uyuşturucu  parası bulabilmek için girdikleri ceza evinden tahliye oldukları gün evlerine gitmek yerine uyuşturucu almak için torbacılara gidenleri de gördüm.

Gençleri  silindir gibi ezip geçen bu illetle etkin bir mücadele yapıldığı takdirde suç işleme oranlarında çok ciddi bir azalma meydana gelecektir. Bu nu ben değil bağımlılar söylüyor.