ZALİMİN ZULMÜ NE ZAMAN BİTER?

Ehlullah'a sormuşlar: Neden dualarımız kabul olmuyor? Demiş ki: Dil ile yaptığımız dualarda Allah'ım bu musibetlerden beni kurtar der iken amel ile yaptığımız dualar bu bela ve musibet bize yetmedi biraz daha gönder Allah'ım dediğimiz için...

Evet, o ehlullah Osman Bedreddin Rahmetullahi aleyh. Bu cevabı vermesinin üzerinden 100 sene geçmesine rağmen değişen pek bir şey olmamış insanlık dünyasında. Zira musibetler zulümler sıkıntılar daha yoğun bir şekilde Müslümanlar’ın üzerine Alem-i İslamiye'de karabulut gibi devam ediyor.

Bilmem saymaya gerek var mı, isim isim hangi ülkede hangi ilde hangi Müslümanlara hangi işkence ve zulümler yapılıyor hangisi katlediliyor, hangisi sürgüne gönderiliyor, hangisine tecavüz ediliyor hangisi alınıp satılıyor ve envai çeşit zulümlerin her türlüsü devam ediyor. Çin zulmü altında ezilen Uygurlar her eve bir Çinli erkek uygulaması ile nesilleri bozulmak dinlerinden koparılmak ve asimile edilmek isteniyor.

Dün Arakan bugün Doğu Guta öbür gün Suriye, Mısır, Afganistan, Irak, Filistin, Çeçenistan, Azerbaycan başarabilirlerse büyük bir iştah ile Türkiye ve yeryüzünün hangi karış toprağında hangi metre karesinde nefes alıp veren bir Müslüman var ise ona hayatı zindan etmek yaşadığına bin pişman etmek için geceli gündüzlü çalışan işkenceci zalim şeytanın canavarlaşmış çocukları geceli gündüzlü müminlere nasıl kan kusturabilirim daha fazla nasıl onlara acı çektiririz daha fazla nasıl ağlatıp inletirizin derdiyle gayretteler faaliyetteler.

Peki bu canavarlar bu kadar hileleriyle zulümleriyle Müslümanların canına ot tıkamak için gayrette iken Müslümanlar ne yapıyor onlar bu durumları yaşarken ne yapıyor işleri güçleri nedir?

Amel sahasında duaları yok ellerini kollarını dillerini bağlamışlar sadece seyrediyorlar biraz reytingi olanlarda bunun edebiyatını yapabiliyor. Bize lazım olan ittihad-ı İslam için ittifak-ı Mümin için gayret göstermiyorlar ve musibet zamanı uzuyor.

Sözün özü samimiyetsiz içtensiz ihlassız söylem ve duaların her biri önce onu dillendirenlerden şikayetçidir. Böyle bir dünyada o mazlumların kurtuluşu ölmek oluyor. Suriyeli bir yetim çocuğun dediği gibi ölmek istiyorum annem derdi ki cennette yemek yiyebilir cennete gitmek için ölmemiz lazım. Sadece yemek hayali için bile cenneti isteyen ölümü isteyen bir çocuğun psikolojini anlamak için bile kimse empati kuramaz.

El Hasıl: Rabb'im ümmeti Muhammed’in kurtuluşu için her an bizimle ayetleri ile habibi edibi aleyhisselamın sünnetleriyle hadisleriyle her vesile ve nasihatları göndererek bizimle. Amel etmediğimiz ayetlerin çilesini ümmetçe çekiyoruz. Amel etmediğimiz hadislerin çilesini ümmetçe çekiyoruz. Bitecek bu zulümler bitecek bu çileler işte

KURTULUŞ REÇETESİ

Bediüzzaman’ca formül: Mevcudiyetimizin hamisi olan İslamiyet’ten elini gevşetme, dört el ile sarıl; yoksa mahvolursun! Daha da mahvolmamak için Muhammed ümmeti olarak hep birlikte Allah'ın kitabına sımsıkı sarılalım o kitabullah etrafında kenetlenelim o vakit bin yıldır İslam’a sancaktarlık eden necip bir milletin torunları olarak bu zulümleri durdurabilir yeniden İslam sancaktarı olabiliriz.

Mevla teala o kurtuluş ve inşirahı tüm mazlumlara ihsan ve ikram eylesin vesselam