YÜKSEK RAKIMDA DOĞAL BAL ÜRETİMİ
Bitlis’in Hizan ilçesinde uzun yıllardır arıcılıkla uğraşan Şerif Ekinci ve Erhan Çetin isimli iki ortak, 2 bin 700 rakımlı yaylada tamamen doğal karakovan balı üretimi gerçekleştiriyor.
Bitlis’in Hizan ilçesinde uzun yıllardır arıcılıkla uğraşan Şerif Ekinci ve Erhan Çetin isimli iki ortak, 2 bin 700 rakımlı yaylada tamamen doğal karakovan balı üretimi gerçekleştiriyor.
Daha kaliteli bal üretimi ve tüketimi için yola çıkan iki ortak, 'Hobi Karakovan' adını verdikleri sözleşmeli karakovan projesi için kolları sıvadı. Hizan Bal Üreticileri Birliğinin ekipman desteği ve kendi öz sermayeleri ile kaynak oluşturup çalışmalara başlayan iki ortak, 116 kovan ile işe başladı. Satın aldıkları kovanları tek tek Hizan ilçe merkezine yaklaşık 35 kilometre uzaklıkta bulunan Çalışkanlar köyünün 2 bin 700 rakımdaki yaylasına taşıyan iki ortak, burada tamamen doğal ve katkısız bal üretimi gerçekleştiriyor. “Dünyanın neresinde olursan ol sen de arı sahibi ol” sloganıyla yola çıkan iki ortak, Hizan’ın florası zengin yüksek rakımlı yaylalarında tamamen doğal ve katkısız karakovan balı üretmeyi amaçlıyor. Şimdiden birçok kovanı sözleşme ile doğal bal tüketmek isteyen vatandaşlara kiralayan ortaklar, bu sayıyı önümüzdeki yıl iki katına çıkarmayı hedefliyor.
YÜKSEK RAKIMLI BAL
İki ortak olarak uzun yıllardır Hizan’da arıcılıkla ilgilendiklerini belirten Şerif Ekinci, 2 bin 700 rakımlı yaylalarda tamamen doğal, hakiki ve katkısız bal üretimi gerçekleştirdiklerini söyledi. İşe 116 kovan ile başladıklarını belirten Ekinci, piyasada yer alan ucuz, katkılı ve kalitesiz balların insan sağlığını tehdit ettiğine vurgu yaparak, dünyanın en kaliteli karakovan balını üretmek için yüksek rakımlı yaylaların yolunu tuttuklarını belirtti. Hizan yaylalarının florasının oldukça zengin olduğuna dikkat çeken Ekinci, “Ortağım Erhan Çetin ile birlikte Hizan ilçesinde arıcılık yapıyoruz. Maalesef besleyici ve vitamin değerleri çok yüksek olan ve hastalıklara şifa olan bir gıda olan bala çok güven kalmadı. Bizler de insanların doğal bal tüketmesi noktasında böyle bir projeye gereksinim duyduk. Nasıl daha kaliteli bal üretimi yapabiliriz diye düşünürken bunu bir proje dönüştürdük. ‘Hobi Karakovan’ adını verdiğimiz projemizi, ‘Dünyanın neresinde olursan ol sende arı sahibi ol’ sloganıyla hayata geçirdik” dedi.
DOĞAL, HAKİKİ VE KATKISIZ
Bu proje kapsamında 116 adet kovan satın alarak işe başladıkları sözlerine ekleyen Ekinci, “Satın almış olduğumuz bu kovanlarımızı da tamamen doğal, hakiki ve katkısız bal üretimi gerçekleştirebilmek adına Hizan ilçemize yaklaşık 35 kilometre uzaklıkta bulunan Çalışkanlar köyünün 2 bin 700 rakımdaki yaylasına taşıdık. Kovanlar sahiplendirildikten sonra asla kimyasal ilaçlar ya da katkı maddeleri verilmiyor. Hastalıklarla mücadele konusunda bile doğal bitkilerden oluşan ilaçlar kullanılıyor. İsteyen herkesin doğal bal tüketmeye hakkı olduğuna inanıyoruz. Bu proje ile isteyen herkes Hizan’ın 2 bin 700 rakımlı yaylalarında kovan sahibi olabilir ve doğal bal tüketebilir. Bu proje ile ayrıca arıcılık yapmaya fırsat bulamayan diğer insanları kovan sahibi yapıp onlara kendi kovanlarından doğal bal yemelerine olanak sağlamış oluyoruz. Piyasada yer alan ucuz, katkılı ve kalitesiz ballar insan sağlığını tehdit ettiği gibi bal yoluyla vücuda giren kimyasalların vücuttan atılması da birkaç yılı bulabiliyor. Kasım ayına kadar burada bal üretimi yapıp, ilk hasadımızı bu ay içerisinde gerçekleştirmiş olacağız. Normal şartlarda katkı maddeleriyle çok daha fazla verim alınabilirken, bizler bunu tamamen doğal yaptığımız için her bir kovanımızdan minimum 3 kilo, maksimum 6 kilo civarında bal elde etmiş olacağız. Şu an bulunduğumuz bu yaylamız 2 bin 700 rakımlı bir yayla ve florası oldukça zengin bir bölge. Burada üretilecek ballar haliyle hem kaliteli hem de oldukça sağlıklı ballar olacak. Bu kaliteli ballarımızdan istifade etmek isteyen vatandaşlarımız da projemize dahil olup, istedikleri kovanı satın alabilirler. Satın alınan kovanın tüm bakımları tarafımızca yapılmaktadır. Proje dahilinde kovan satın alan kişiler yıl sonunda isterlerse gelip burada hasadı yerinde takip edebilir ya da isterlerse video konferans yolu ile hasadı kendilerine izletebiliyoruz. Ben bu vesile ile projeye katkılarından dolayı Hizan Bal Üreticileri Birliğine de teşekkür ediyorum. Projemizden istifade etmek isteyen vatandaşlarımız Hizan Bal Üreticileri Birliği aracılıyla bizlere ulaşabilirler” diye konuştu.
İHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz