29 YIL ÖNCE 29 YIL SONRA

Sevgili okurlar; 25 Ocak sabahını Antalya’da kar yağışı ile karşıladık. Antalya’da yaşayan bizler öyle kar yağışına pek alışık değilizdir. Hatta Antalya’daki çocukların çoğu hayatlarında hiç kar yağışı da görmemiştir. 

***

Kar yağışını görmek için kentin yüksek rakımlı yerlerine; Saklıkent’e ya da komşu illere gidenler olur. Her ne kadar fazla olmasa da 25 Ocak sabahı yağan kar özlemimizi gidermeye yetti.

***

Bundan önceki kar yağışı tam 29 yıl önce;  7 Ocak 1993’te olmuştu. Ama ben o tarihi güne tanık olamamıştım. Çünkü ben  o tarihte İstanbul’da üniversite öğrencisi bir gençtim. 

***

İstanbul’da olduğum için Antalya’nın karla bembeyaz olduğu o günü göremedim. Sadece fotoğraflarına bakmakla yetindim. 25 Ocak sabahı kar yağışını görünce hem o 1990’lı yıllar aklıma geldi, hem de bugün yaşadıklarımız.

***

1993’te Antalya daha büyükşehir bile değildi. Küçük bir Akdeniz şehriydi. Antalya bir yıl sonra; 1994’te Büyükşehir belediyesi statüsüne geçmişti. Dönemin belediye başkanı şimdi İYİ Parti Milletvekili olan Hasan Subaşı idi.

***

O yıllarda Antalya’da trafik sorunu yoktu. Yollar da bomboştu.  Ama o yıllarda Antalya’da turizm yatırımlarının artmasıyla müthiş bir göç başlamıştı. Şimdi apartmanların yükseldiği birçok mahallede o yıllarda sebze ve meyve yetiştiriliyordu.

***

Ama savaştan çıkmış bir şehir misali o sebze ve meyve bahçelerinde mantar gibi apartmanlar yükselmeye başlamıştı. Betonlaşmanın ivme kazandığı o yıllardan bugünlere geldik.

***

O yıllarda Düden Çayı’nın kolları Antalya’nın birçok mahallesininin tarımsal sulama ihtiyacını tek başına karşılıyordu.

***

Ya şimdi? Şimdi bırakın tarımsal su ihtiyacını karşılamayı; Düden çayının neredeyse denize dökülecek suyu bile kalmadı. Hatta yaz aylarında kimi zaman yeraltından su temin edip şelaleye veriyoruz.

***

Falezlerinden gürül gürül sular aktığı, buram buram portakal çiçeklerinin koktuğu o eski Antalya’dan bugün pek eser kalmadı. El birliği ile o cennet memleketin yeşilliklerini kısa sürede bitirdik.

***

Dünyaca ünlü falezlerine bile gökdelen misali binalar diktik. Rant uğruna şehri betona teslim edip, uydu fotoğraflarından bakınca mezarlıklar ve ormanlarımız dışında neredeyse yeşil alan bırakmadık.

***

Acaba Antalya’ya çok daha fazla kar yağışı olsaydı halimiz ne olurdu? İstanbul’da yaşananlar gözümün önüne geliyor. Meydana gelen trafik kazaları, mahsur kalan insanlar, hava ulaşımında yaşanan iptaller, çatıların çökmesi…

***

Eğer Antalya’ya daha fazla kar yağışı olsaydı, beraberinde muhtemelen birçok sıkıntıyla karşılaşacaktık. Çünkü şehir olarak buna hazır değiliz.

***

CEVAPSIZ SORULAR

Örneğin kaçımızın kış lastiği var? Kaç araçta zincir, çekme halatı mevcut?  Kıyı şeridindeki belediyelerimiz karla mücadele için gerekli alt yapıya sahipler mi? Binaların çatıları kar yağışına elverişli mi? Haliyle bu sorular bitmez, örneklerini çoğaltabiliriz.