YİĞİDİ ÖLDÜR, HAKKINI YEME!

Hepimizin bildiği bir atasözü vardır; “Yiğidi öldür, hakkını yeme” diye. Olumlu şeylerin yanında bir kişinin olumsuz, başarısız bir durumu da olabileceğini anlatmaktadır.

Yani olumsuzlukları eleştirirken kişi veya kurumların yaptığı başarılı işler unutulmamalı. İyi işlerde övülmeli. Yani hakkı yenmemelidir. Bunu da her alanda mutlaka ilke edinmeliyiz.

Şimdi bu noktadan yola çıkarak bugünkü yazımı bunun üzerinden ANTALYASPOR’a yani AZİZ kardeşime bağlayacağım. Kısacası benim tabirimle AZİZ’ime.

Efendim bir süre önce Antalyaspor’da bana göre hatalı gördüğüm konuları bu satırlardan aktarmıştım. Bunu yaparken kimseyle bir derdim kavgam olmadığını da belirtmiştim.

Ancak bazı kesimlerin işi gücü fitne ve nifak olduğu için konuyu kavgaya çekmeye çalıştı. Eleştiriyi üzerlerine alıp salvo ateş ettiler. Benim böyle işlerle işim olmaz. Neyse….

Antalyaspor’un son yaptığı transferlerle takviyeli kadrosunu izlemek için F. Karagümrük maçına gittim. Bunu da sosyal medyadan paylaştım. El alem görsün, “Bu adam zaten spor yazarı değil” diyenlere ithaf etmek için.

Şöyle etrafıma bir baktım neredeyse tribünler bomboş. Futbolcular 1000 bilet dağıtmış, bedava maça 650 kişi gelmiş. Tribünlerde biletli sayısı 5 bin 100, toplam 10 bin kişi ya var ya yok. Kritik maça iyi ki gitmişim.

Yahu bir insanın ayağı bu kadar mı uğurlu gelir. Daha ilk yarısının 16’ncı dakikasında müthiş bir gol. Ardından 2-0 ve maç sonunda 3-0’lık bir skor. Güzel günler geri geliyor sanki!

Antalyaspor yüzde yüz organik bir başarıya imza attı. Katkısız, katıksız. AZİZ’im Başkanım ve ekibinin oluşturduğu mütevazi bir kadro ile tamamen hak edilen bir başarı ve skor.

Devre arası transfer döneminde yapılan transferlerin isabeti ortada. Yönetimin, teknik adam ve futbolcuların alın teriyle yakalanan, analarının ak sütü gibi helal bir galibiyet oldu.

Paranın her şeyi çözebileceği yanlışı, ligdeki diğer takımların yaptığı transferler ve aldıkları derecelerle apaçık ortaya. Umarın Başkan Aziz Çetin’in ve ekibinin yaptığı transferler aynı performanslarını devam ettirirler.

Başarının inanmak, iyi planlama ve basiretli yönetimle geleceği gerçeği F. Karagümrük maçı ile görüldü. Bu da, artık en çok parayı verenin değil iyi yönetenin başarılı olacağını gösteriyor.

Antalyaspor yoluna emin adımlarla devam edecek gibi görüntü verdi bana. Umarım nazar değmez veya futbolcular gevşemez bu başarı devam eder.

Yalnız bu başarı taraftarsız olmuyor. Olsa da tadı tuzu olmuyor. Bedava bilet dağıtılan bir maç için tribünleri boş bırakmakta bu şehrin insanına hiç ama hiç yakışmıyor.

Tamam yeri gelince hataları görünce hepimiz futbolcuyu, teknik adamı ve yönetimi eleştirelim. Amma velakin bunu maça gelerek tam destek vererek yapalım.

Neymiş, “Yiğidi öldür hakkını yeme.” Bende böyle yaptım ve AZİZ’imin hakkını teslim etmek için bunları yazdım. Sarınım AZİZ’im ve ekibine bir teşekkür borcumuz var.

BİRBİRLERİNİ YEDİLER

“ Spor, barış, dostluk ve kardeşliktir” denmiş ama bu sadece sözde, kağıt üzerinde kalmış. Bir türlü bu üç güzel kelime kalplere kazınamamıştır. Aksi ise gösterişten ibarettir.

Ben sporun sadece futbol üzerinden değil tüm alanları ile değerli olduğuna inananlardanım. Fakat gelin görün ki ülkemizde pek çok alanda olduğu bu sadece futbolmuş gibi gösteriliyor.

Hele hele barış, dostluk ve kardeşlik, özellikle futbol alanında yöneticilerin kalplerinde hissettikleri ile söyledikleri neredeyse taban tabana zıt cümlelerden oluşuyor.

“Yok canım. Sende abartmışsın” diyenlerinizi duyar gibi oluyorum. Bakın Pazar günü Döşemealtı’nda yaşanan bir olayı anlatayım ve siz bu barış, dostluk ve kardeşliğe karar verin.

Süper Amatör Ligde şampiyonluk mücadelesi veren Döşemealtı Belediyespor ile Kumluca Belediyespor’un maçı vardı. Her iki takımın bağlı oldu belediyeyi CHP’li başkanlar yönetiyor.

Hani şu “Biz Birlikte Yaparız” diyenlerden ikisi de. Ama iş spora hele hele futbola, hatta fanatizme gelince ne partisi ne de “Biz Birlikte Yaparız” ı kimse tanımıyor, tınlamıyor!

Çekişmeli geçeceği, heyecanlı olacağı belli olan maç için geniş bir güvenlik önlemi alınmış. Tribünler hınca hınç dolu. İğne atsan yere düşmeyecek türden.

Kumluca Belediyespor yönetimi, taraftarı ve Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu bile maça girememiş. İddiaya göre alınmamış, tel örgüler arkasından maçı izlemişler. Hatta Döşemealtı taraftarlarının saldırısına uğramış!

Peki o sırada Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç nerede imiş? Tabi ki sözde protokol tribünde. Ama yaşananlara sessiz kalmış. Bu da başka bir iddia. 

Sonra, Döşemealtı’ndan Ferit Sezer açıklama yapıyor, “Mustafa Başkan’ın orada olduğunu kaç sonu öğrendik. Turgay Genç başkanımız maçtaydı kendisini arayabilirdi…..” diye.

Geçin bunları. Bir belediye başkanı hele hele ikisi de aynı partiden olan birinin oraya gelince, “Ben geldim” demesine gerek var mı? Sanmam. Kapıda karşılarsınız olur biter.

Sporun dostluk, kardeşlik ve barış içeren yapısını gerçekten idrak edecek zihniyet kalıpları üretmediğimiz sürece bu ve buna benzer olaylarla karşılaşmaya ne yazık ki devam edeceğiz.