Yerli ve milli ilaçta hayvan deneylerine geçildi
Akdeniz Üniversitesi tarafından 10 milyon TL bütçe ile hayata geçirilen proje kapsamında; kanser, organ nakli ve kovid gibi salgın hastalıklar başta olmak üzere vücuttaki sitokin fırtınasını durduracak yerli ve milli ilacın üretimi için hayvan denemeleri aşamasına geçildi. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Özlenen Özkan, “Bu ilaçlar, dünya genelinde toplamda yaklaşık 30 milyar dolarlık bir pazara sahip. Her yıl ülkemizden de bu ilaçlar için milyonlarca dolar yurt dışına çıkıyor. Onaylanırsa dünyada beşinci ilaç olacak” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri
Koordinasyon Birimi'nin hedef ve ürün odaklı Altyapı Projesi Desteği çağrısı
kapsamında tarihinin en yüksek desteğini alan projede sona yaklaşıldı. Yerli ve
milli hedefler doğrultusunda nitelikli ürünler ortaya koyma amacıyla
desteklenen proje kapsamında monoklonal antikor temelli biyobenzer ilaç
adayının geliştirilmesi sağlanacak ve kazanılacak teknolojik ve bilimsel
deneyim sayesinde ileride yeni ilaç adaylarının akademi-sanayi iş birliği ile
üretimi mümkün olabilecek. Otoimmün hastalıklar tedavisinde hedefe-yönelik
monoklonal antikor ilaçlarının pazar büyüklüğü göz önüne alındığında, proje
çıktılarının iç piyasada ilaç endüstrisinin rekabetçi gücünü artırması ve ithal
ikame ve ihracat yoluyla güçlü bir katma değer oluşturması bekleniyor. Proje
ile ilgili Akdeniz Üniversitesi Senato Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıda
Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Komisyonu Üyeleri de hazır bulundu.
"HOCALARIMIZLA
BİRLİKTE GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIK"
Toplantıda açıklamalarda bulunan Akdeniz Üniversitesi
Rektörü Özlenen Özkan, "Bilim, bir toplumun ilerlemesinde temel
faktörlerdendir. Bunun yolu da bilimsel araştırmaları teşvik etmek ve bilimsel
çalışmalara daha fazla kaynak ayırmaktan geçiyor. Göreve geldiğimden bu yana
öncelikli hedefimiz üniversitemizin ve ülkemizin bilimsel seviyesini
yükseltmek, kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullanarak topluma ve insanlığa
faydalı olmak oldu. Ve bu hedefle hocalarımızla birlikte gece gündüz çalıştık,
çalışmaya da devam ediyoruz. Bu kapsamda ilk olarak Bilimsel Araştırma
Projeleri birimimizin yönerge ve uygulama esaslarını revize etmiştik. Bu
düzenlemeyle tabii ki çıktı odaklı, ürüne dönüşen insanlığa faydası olan
projelere öncelik verdik. Yine bu projelerimize hiç olmadığı kadar güçlü bütçe
desteği sağladık" sözlerine yer verdi.
10 MİLYON LİRALIK BİR
BÜTÇE BU PROJE
Proje hakkında bilgi veren Rektör Özkan, "Üniversitemiz
tarihinin belki de en yüksek destek bedeli olan yaklaşık 10 milyon liralık bir
bütçe bu proje için ayrıldı. Her zaman savunduğum konu bilim ve teknoloji
politikalarını belirlerken uzun vadeli hedeflere odaklanmalıyız. Sadece kısa
vadeli çözümlerle değil, aynı zamanda gelecekteki ihtiyaçlarımıza cevap
verebilecek stratejiler geliştirmeliyiz. Pandemi sürecinde hepimizin şahit
olduğu gibi hiç hazırlıklı olmadığımız bir durumla karşı karşıya kaldık.
Gelecekte bu ve benzer süreçlerin yaşanması çok muhtemel. Bu sebeple böyle
durumlarla karşı karşıya kalmadan hazırlıklarımızı yapmalı ve ihtimallerle
risklerde çok daha kısa sürede mücadeleye hazır olmalıyız" dedi.
30 MİLYAR DOLARLIK
BİR PAZARA SAHİP
"Projemiz, gelecekteki sağlık risklerine karşı
hazırlıklı olabilmek adına alt yapı oluşturma amacını taşıyor. Ben bu projenin
de gelecekte kanser aşısı başta olmak üzere çok önemli çalışmalara önemli
katkılar sağlayacağına inanıyorum" ifadelerini kullanan Özkan, konuşmasına
şöyle devam etti:
"Geliştirme aşamasında olan ilacımız özellikle organ
naklinde vücudun organ reddetme riskini azaltmak amacıyla kullanılan bir ilaç
grubunda yer alıyor. Bu ilaçlar, dünya genelinde toplamda yaklaşık 30 milyar
dolarlık bir pazara sahip. Her yıl ülkemizden de bu ilaçlar için milyonlarca
dolar yurt dışına çıkıyor. Aynı orijine sahip benzer bir ilacın ABD’de patent
hakkının 1 milyar dolara satılmış olması bile, bu ilacın değerini gösteriyor.
İlaç adayımızın Ar-Ge çalışmaları tamamlanarak hayvan deneyleri aşamasına
geldi. Bu aşamasının tamamlanması ile endüstriyel üretim ve klinik
çalışmalarının tamamlanması için teknoloji transferi yapmaya hazır hale
gelecektir. En kısa sürede ilaç firmalarımızdan haklı bir ilgi görerek
ticarileşmesini, böylece ülkemizden çıkan milyonlarca doların ülkemizde
kalmasını diliyorum. Bu projenin başarısı, sadece bilimsel bir kazanım değil,
aynı zamanda üniversitemizde ilaç geliştirme altyapısının ve insan kaynağının
oluşturulması ile ekonomimize önemli bir katkı sağlayacaktır. Savunma sanayisi
ne kadar önemli ise sağlık sektörü de o kadar önemlidir. İlacın ülkemize de çok
ciddi katkısı olacak. Onaylanırsa dünyada beşinci ilaç olacak."
"BİZİM İLACIMIZIN
5 YIL GİBİ ÖNÜNDE BİR SÜREÇ VAR"
Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet İnan, "Biz burada üniversitemizin
altyapı projesi olarak 2,5 yıl önce bir proje başlattık. Vücuttaki sitokin
fırtınası durduran bir molekül gerçekleştirdik. Denemelerimiz oldu, maya
hücrelerinde çok iyi sonuçlar aldık. Genden sıfırdan başlayıp bunu mayaya
aktarıp, laboratuvar ortamında küçük tüplerde daha sonra biraz büyüğüne rekatör
sistemine geçirerek ürünü saflaştırıp formülüz ederek insanlara ya da önce
farelere denememiz gerekiyor. Biz farelerde sitokin fırtınasının durduğunu ve
bunların fareye zarar vermediğini göstermemiz gerekiyor. Bunları da
gösterdikten sonra endüstriyel ortamda Türkiye’den bir firmalarla teknoloji
transferini yaparak iyi üretim uygulamalarını yaparak insan denemelerini
başlatacak sürece giriyoruz. Bizim ilacımızın 5 yıl gibi önünde bir süreç var.
10’un üzerinde hocamız ve öğrencilerimizin katkısıyla bu işi gerçekleştirdik"
sözlerine yer verdi.
İHA