YERLİ MALI TÜRK’ÜN MALI
Yerli otomotiv TOGG çok gurur verici ama inanın yerli savunma sanayinin geldiği boyutu bilseniz gururunuz en az 100 kat artar. Tamam; savunma sanayii, mali boyut açısından henüz Türkiye’nin en büyük sektörleri arasında değil ama Türk ordusunu ihtiyacının yarısını karşılar duruma gelmiş durumda. Özellikle Türkiye sahip olduğu teknoloji ile uluslararası pazarda dünya devleriyle yarışıyor.
İşin gerçeği her ülke önce kendi güvenliğini sağlamak için
savunma sanayime yatırım yapmaya başlar. Sonra yıllar içerisinde gelişimi
paralelinde yurt dışına da açılır. Bu nedenle bizim savunma sanayimiz de önce
Türkiye’nin güvenliği için ürünler geliştirmeye başladı. Sonrasında da bu
ürünlerin dünya pazarında rekabet gücü elde etmesinin ardından dünyaya açıldı.
Dünyanın önemli otoriteleri Türk savunma sanayinin sektörler bazında
uluslararası pazarlarda dünya devleriyle yarıştıklarını belirtiyorlar…
Savunma sanayi sektörünün kendine özgü bazı özellikleri
olmakla birlikte Türk sanayiinin yaşadığı genel sorunları savunma sanayi de
yaşıyor. Ülkemiz savunma sanayi aslında küçük ve orta ölçekli şirketlerden
oluşuyor. Bunların da çoğu finansmana ulaşmada zorluk çekmelerine rağmen çok
büyük başarılara imza atıyorlar. Türkiye savunma sanayiinde daha yolun başında
uzun soluklu planlı programlı sürdürülebilir bir çabaya ihtiyaç var. Bu konuda
da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan savunma şirketlerine oldukça büyük destek
veriyor. Küçük kuruluşların vizyonların geliştirebilmeleri için sürekli onların
yurt dışı fuarlara çıkmalarını temin edecek yasal düzenlemelerde bulunuyor.
Vallahi ne yalan söyleyeyim Savunma sanayi temsilcileri de
bu teşviklerin hakkını veriyorlar. Dünyanın kullandığı yüksek teknolojiyi
ülkemize kazandırıyorlar. Evet, şu geldiğimiz noktaya bakar mısınız? Kendi
otomobilimiz, gemimiz vs. hoş güzeldi de daha geçen gün kendi jet uçağımızı
uçurduk! Bu da apayrı bir keyif. Şimdi sırada dünyada sadece beş ülkenin
yapabildiği beşinci nesil savaş uçağını uçurmak
GÜNEY KORE MUCİZESİ
Ben bu Korelileri çok yakından tanırım. İlk Güney Kore
seyahatimi 1994 yılında Hürriyet Gazetesi Tokyo Temsilcisi olarak yaptım.
Rahmetli Kaya Toperi Seul Büyükelçisiydi. Beni büyük sanayi kuruluşlarıyla
tanıştırdı. Hazine ve Ticaret Müşaviri rahmetli Mustafa Karabiber ile tüm
ülkedeki sanayi tesislerini gezmiştim. Çok üst düzey görüşmelerde bulunmuş.
Bunları da Hürriyet Gazetesi’nde yazı dizisi olarak
yayınlamıştım. Güney Kore sanayileşip yarattığı Kia Hundai Samsung LG gibi
markalarıyla dünya ile rekabet eder hale gelince bu sefer de kültürel açıdan
dünyaya yayılmaya başladı Kore pop dünyada bir numara.
Korelilerin en son Bilardoda da dünya ile rekabet etmeye
başladığını duyunca tamam dedim. Uzakdoğu’nun yeni yıldızı Güney Kore. En son
ünlü Bilardocumuz Semih Saygıner’de Güney Kore’ye transfer olmuş. 2019 yılında
sporun profesyonelleşmesi, sporcuların daha çok kazanması üzerine Güney
Kore'de bilardo federasyonu kurulmuş.
Daha önce Adnan Yüksel, Birol Uymaz, Savaş Bulut ve Can
Çapak Kore’ye transfer olmuş. Son olarak da Semih Saygıner ve Murat Naci Çoklu
Güney Kore’ye gitmiş. “Miş” diyorum benim Semih Saygıner’in transferiyle
haberim oldu. Algıda seçicilik. Saygıner ile ben aynı yaştayız ve aynı yıllarda
bilardoya başladık. Ankara’da Kolej sentinde bir bilardo salonunda oynardık. Eh
o benden iyi çıktı. Ben bıraktım o devam etti
Semih Saygıner çok saygın bir sporcudur. Ve Kore’de de
başarılı olacağından hiç şüphem yok. Semih’in Bizimkisine bilardo oynamak
denmez