YEREL SEÇİMLER
Son dönemde, çeşitli kesimlerle yaptığım sohbetlerde,
toplumun farklı kesimlerinin görüşlerini dinliyorum. Ekonomik durum, yerel
seçimler gibi pek çok konuyu ele aldık.
Elbette konuşmak önemli, ancak bazen ne kadar konuşsak da
bir sonuç alamayabiliyoruz. Yaşadığımız olay ve gelişmeleri, çoğu zaman önceden
tahmin edemez ve sonrasında da "nasıl oldu" diye sorgularız. Toplum
olarak bir dizi zorlukla karşı karşıyayız. Virüs salgını, ekonomik sıkıntılar
gibi sorunların ardı arkası kesilmiyor ve her yeni gün yeni bir krizi
getiriyor.
***
Bu krizlerin siyaset dünyasında yankı bulmadığını görmek çok
üzücü. İktidar ve muhalefet partileri arasındaki tek ortak noktanın, yerel
seçimler konusu olduğunu düşünüyorum. Çünkü siyasetçilerin çoğu, mevcut durumda
aylık gelirlerini alıp hayatlarını sürdürebiliyorlar. Temel ihtiyaçların
karşılanması, ev kiralarındaki fahiş artış, milletvekillerini ilgilendirmiyor
ve etkilemiyor. Bu gibi zorlukları
çözmek, profesyonel ve kalıcı çözümler üretmek milletvekilleri için hiçbir
zaman öncelikli hedef olmadı. Onlar için genel başkanlarının ne söylediği
önemli oldu.
***
Onlar için her şey kolay ve rahat; milletvekili
lojmanlarında oturuyorlar, özel lokantalarda indirimli yemek yiyebiliyorlar. Bu
yüzden siyasetçilerin bu dönemde öncelikli konusu ekonomi değil, yerel seçimler
oluyor. Kimin hangi belediye başkanlığını kazanacağı, hangi parti hangi ilde
daha güçlü olacak gibi konular ön planda.
Ancak toplumun çoğu için bu konular artık ikinci planda
kalmış durumda. İnsanlar kendi yaşamlarıyla uğraşmak zorunda, zira yaşadığımız
dönemdeki zorluklar insanların enerjilerini ve dikkatlerini kendi hayatlarına
odaklamalarına neden oluyor. Özellikle muhalefet seçmenleri arasında büyük bir
kızgınlık ve yorgunluk hali göze çarpıyor.
***
Sadece bu olsa iyi…
Bu kızgınlık ve yorgunluk artık bir kabullenişe dönüşmüş
gibi görünüyor. Bu tepkilerin temelinde haklı bir kaygı var. İnsanlar, yaşanan
büyük sorunlara rağmen siyasetçilerin kendi koltuklarına sıkı sıkıya
sarıldığını, sorunları çözmek yerine görmezden geldiklerini düşünüyorlar.
Haksız da değiller. Bu durum, halkın yerel seçimlere olan ilgisini azaltıyor.
Muhalefet seçmenleri arasında ise, özellikle Kemal
Kılıçdaroğlu'nun istifasını vermeyip siyaseti kendi yöntemleriyle sürdürme
çabalarına ciddi tepki olduğunu söyleyebilirim. Bu kesim, yerel seçimlerde de
benzer bir tavrın sergileneceğini düşünüyor. Bu durumun, Cumhur İttifakı'na
avantaj sağlayabileceğini söyleyenlerin sayısı az değil.
***
Olağanüstü zamların yaşandığı bir dönemde muhalefet
partilerinin bir araya gelmeyi düşünmesinin zayıf bir strateji olduğunu ifade
edenler çoğunlukta. Bu yaklaşımın artık toplum nezdinde kabul görmeyeceğini
düşünüyorlar.
Konuştuğum muhalif seçmenlerin birçoğu, artık ittifak
stratejilerine inanmadıklarını ve oy vermeyeceklerini ifade ediyorlar. Kemal
Kılıçdaroğlu'nun liderliğindeki stratejilerin artık sonuç vermeyeceğini
düşünüyor ve sesli dile getiriyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerel seçim
yaklaşıma dahil olan partilerin, bedava milletvekilliği kazanan partiler
olabileceğini ifade ediyorlar.
***
Yaşanan zorluklar ve siyasi gelişmeler toplumun farklı
kesimlerini etkiliyor ve farklı tepkilere neden oluyor. Siyasetçilerin gündemi
ve halkın talepleri arasında bir uçurum olduğu ortada. Bu durum, gelecekteki
yerel seçim sonuçlarını da etkileyebilir.
İzleyip, göreceğiz…